Şeyh Raid Salah başta olmak üzere Filistinli önde gelen şahsiyetler Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı bekleyen tehlikeler konusunda uzun süredir uyarılarda bulunuyorlar, işgalcilerin Mescid-i Aksa’yı Müslümanlar ve Yahudiler arasında ikiye bölme planına dikkat çekiyorlardı.

Söz konusu plan geçtiğimiz günlerde işgal medyasında yayımlanan bir haberle yeniden gündeme geldi.

İsrail’in Mescid-i Aksa’yı da el-Halil kentindeki tarihi İbrahim el-Halil Camii gibi oldubittiyle ikiye bölmek istediği sır değil.

İşgalciler bu planı hayata geçirecek zemini hazırlamaları için Yahudi yerleşimcileri polis himayesinde Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemeye teşvik ediyorlar ve nihai hedeflerine doğru adım adım ilerleme taktiğini uyguluyorlar.

Bazen bir adım ileri, bazen de iki adım ileri bir adım geri gidiyorlar.

Filistinlilerin, Arap ülkelerinin, İslam dünyasının ve uluslararası toplumun nabzını yoklayarak adımlarını gelen tepkilere göre atıyorlar.

Times of Israel’in haberine göre, Netanyahu başkanlığındaki koalisyonun büyük ortağı Likud Partisi milletvekillerinden Amit Halevi, Mescid-i Aksa’yı bölme girişimini bir adım daha ileriye götürmek istiyor.

 Halevi’nin İsrail Parlamentosu Knesset’e sunmak üzere hazırladığı yasa tasarısı, Mescid-i Aksa’yı ve “Müslümanlar için kutsal olan bölgeyi” yeniden tanımlıyor.

Kıble Mescidi’nin bulunduğu güney bölgesini Müslümanlara bırakarak, Kubbetus’s-Sahra’nın bulunduğu tepeyi ve kuzey bölgesini Yahudilere tahsis ediyor.

Mescid-i Aksa’yı bölme planında Yahudilere verilmek istenen yerler dikkat çekici.

Bir zamanlar Türkiye’de ve İslam dünyasında “İsrail gerçek Mescid-i Aksa’yı unutturmak için Kubbetu’s-Sahra’yı öne çıkarıyor” şeklinde haberler yapılıyordu.

Zihinleri komplo teorileriyle zehirlenenler bu iddianın bizzat kendisinin işgalcilerin propagandası olabileceğini düşünmeden Kubbetu’s-Sahra’nın değil Kıble Mescidi’nin Mescid-i Aksa olduğunu savunuyordu.

İsrail’in Kıble Mescidi’ni unutturup yıkmak istediğini söylüyorlardı.

İnternette Mescid-i Aksa görsellerini aratırsanız Kıble Mescidi’ni okla gösterip gerçek Mescid-i Aksa’nın orası olduğuna işaret eden fotoğraflara ve “Yıllarca bizi kandırmışlar” türü haberlere rastlarsınız.

Kıble Mescidi’nin de Kubbetu’s-Sahra’nın da Mescid-i Aksa’nın bir parçası olduğunu bilmeden bu asılsız iddiaya inananlar hâlâ vardır.

Onlara göre İsrail Kıble Mescidi’ne dokunmayıp Kubbetu’s-Sahra’yı yıksa Mescid-i Aksa zarar görmemiş olacak.

Oysa Halevi’nin yasa tasarısında da görüldüğü üzere Siyonistlerin asıl istediği yer Kubbetu’s-Sahra’nın bulunduğu tepe.

Mescid-i Aksa’nın bulunduğu bölgeye Yahudilerin verdiği ad “Tapınak Tepesi” (The Temple Mount) ve inşa edilmek istenen tapınağın yeri de Kubbetu’s-Sahra’nın bulunduğu tepe.

Yasa tasarısıyla Müslümanlara “Sizin için kutsal olan yer sadece Kıble Mescidi’nin olduğu bölge. Dolayısıyla Kubbetu’s-Sahra’yı ve diğer alanları Yahudilere bırakabilirsiniz” demeye hazırlanıyorlar.

 “Canımız, kanımız feda olsun sana ey Aksa” sloganları atan Müslümanların Mescid-i Aksa’yı pek fazla tanımadıkları acı bir gerçek.

İsrailli milletvekilinin hazırladığı tasarı da bize “Yahudi komplosuna dikkat” denilerek ortaya atılan her şeye inanmamamız gerektiğini hatırlatıyor.