Geçen sene mayıs ayında 1. Nemrut Gastronomi Buluşmaları kapsamında Adıyaman’a gelmiş ve gerçekten de bu kentin lezzetlerinden epey etkilenmiştim. Gastronomi dahil birçok turizm çeşidinin bu ilde hareketlendiğini görmek beni oldukça sevindirmişti. Ancak şubat ayında meydana gelen deprem, Adıyaman'ı ve Türkiye'yi derinden etkiledi. Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm Adıyaman halkına başsağlığı diliyorum. Adıyaman ve depremden etkilenen diğer illerin yeniden toparlanabilmesi için hayatın normal akışına ve rutinine dönmesi gerekiyor. Bu konuda devletimiz ve vatandaşlarımız el ele vererek çalışıyor. Umuyorum ki kısa sürede bu illerimiz eski günlerine dönecektir.

Adıyaman, sahip olduğu zengin mutfak kültürü ve tarihi kültürel değerleri ile Türkiye'nin en önemli turizm destinasyonlarından biri olma potansiyeline sahip. Bu potansiyelin hayata geçmesi için depremden sonra da Adıyaman'a olan ilginin devam etmesi ve turizm yatırımlarının artması gerekiyor.

2. Nemrut Uluslararası Gastronomi Buluşmaları

İşte bu çalışmalar kapsamında bu yıl ikincisi düzenlenen Türkiye’nin ilk çok katmanlı mutfak ve gastronomi etkinliği, 2. Nemrut Uluslararası Gastronomi Buluşmaları’na ben de katıldım. Depremin sebep olduğu yaraları sarma adına bu çalışmaları çok değerli buluyorum. Kâhta Kaymakamı Selami Korkutata Bey’i geçen sene yapılan etkinlikteki, başarılı ev sahipliğinden ve deprem zamanındaki özverili çalışmalarından tanıyorum. Kaymakam bey, ekibi, İpekyolu Kalkınma Ajansı adına Ersin Doğan ve

Zeyra Medya’dan Ökkeş Koska Bey’in bu çalışmalara büyük katkısı var. 23-28 Ağustos tarihleri arasında Adıyaman ve Kâhta'da yapılan bu organizasyonun hem dünyadan hem de Türkiye'den şefler, gastronomi yazarları ve akademisyenlerin katılımıyla çok başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi, Adıyaman'ın gastronomi potansiyelinin ve turizminin geleceğinin parlak olduğunu gösteriyor.

Birçok akademisyen ve yazar bu etkenlikteydi

‘Nemrut Gastronomi Buluşmaları'nın, Adıyaman'ın gastronomi ve kültür potansiyelini dünyaya tanıtması açısından önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bu buluşma, Adıyaman'ın zengin mutfak kültürünü, tarihi ve kültürel değerlerini bir araya getirerek sürdürülebilirlik sorununa yenilikçi çözümler üretmeyi hedefliyor. Manchester Üniversitesi Kültürel Ekonomi Öğretim Üyesi İsmail Ertürk, Almanya ve Kanada çift merkezli Terroir Hospitality'nin kurucusu Arlene Stein'in ve Kommagene

Bienali Direktörü Nihat Özdal gibi alanında uzman isimlerle birlikte, dünyanın dört bir yanından şefler, Faruk Şuyun ve Reha Tartıcı gibi ülkemizin değerli gastronomi yazarları ve akademisyenler bir araya geldi. Bu disiplinler arası çalışma, Adıyaman'ın sürdürülebilir bir gastronomi destinasyonu olarak gelişmesine önemli katkılar sağlayacak. Buluşma aynı zamanda, Mezopotamya'nın beşeriyete kazandırdığı uygarlıklardan da esinlenerek insanlığın bugün içinde olduğu sorunlara çözüm arayacak. Bu, Adıyaman'ın gastronomi ve kültürünü daha anlamlı bir hale getirip bölgenin dünya çapında daha fazla tanınmasına katkı sağlayacak.

Adıyaman eşsiz yemeklerin diyarı

Etsiz çiğ köftenin anavatanı olan Adıyaman, bu lezzetin yanı sıra Besni ve Adıyaman tavası, kavurmalı hitap, Meyir çorbası, Buhara pilavı, yarpuzlu ve Adıyaman köftesi, tevenk sarması, dövmeç, tırşik, pirpirim salatası, Burma tatlısı, tene ve topak helvası gibi birbirinden lezzetli ve kendine özgü yemeklere ev sahipliği yapıyor. Bu yemekler, Adıyaman mutfağının zenginliğini ve çeşitliliğini bir anlamda gözler önüne seriyor. Kültür turizmi açısından da Adıyaman, önemli bir potansiyele sahip. Nemrut Dağı, Kommagene Krallığı'nın önemli bir simgesi ve dünyanın en önemli arkeolojik sit alanlarından biri. Kâhta Kalesi, Arsameia Antik Kenti ve Cendere Köprüsü gibi tarihi ve kültürel değerler de Adıyaman'ın turizm açısından cazibesini artıran unsurlar arasında yer alıyor.

Gastronomi potansiyeli yüksek

Coğrafi işaret tescilli etsiz çiğ köfte gibi lezzetli ve kendine özgü yemekleri ile Adıyaman, Türkiye'nin en zengin mutfak kültürlerinden birine sahip. Etkinlik kapsamında ziyaret ettiğiniz çiftçi Mahmut Oğuz ve DrNar fabrikası da Adıyaman'ın tarımsal potansiyelini gözler önüne seriyor. Bahçesini gezdiğimiz çiftçi Mahmut Bey dalından topladığı nefis meyvelerinden ve buz gibi ayranından ikram etti. DrNar fabrikasının kurucusu Osman Çetinkaya ile sohbetimizde, organik de

dahil olmak üzere nar ürünleri üzerine onlarca inovatif ürün ürettiğini, kurutulmuş ve

dondurulmuş nar taneleri ve çiğ köftenin kurutulmuş cipsini dahi yaptığını belirtti. Fıstık, incir, zeytin, nar ve badem gibi bölgenin verimli topraklarında yetişen ürünler, Adıyaman mutfağının zenginliğini ve çeşitliliğini oluşturuyor.

Anadolu mutfağı Avrupa’yı etkiledi

Yapılan araştırmalar ve bu yıl British Museum’da açılan, “Perslerden Antik Yunanlılara Anadolu” sergisinde vurgulandığı üzere Anadolu’daki yeme-içme alışkanlıkları, Avrupa mutfak kültürünü etkilemiş gözüküyor. Yine Anadolu yarımadası, ön Asya uzmanı arkeolog Stephen Mitchell, Adıyaman Kâhta’da

Kurulmuş Kommagene Krallığı mutfağının ve tarım ürünlerinin, çağların en zengini ve ünlüsü olduğunu yazıyor. Bir başka yeme-içme ve mutfak uzmanı arkeolog Spengler III ise Anadolu’nun, İpek Yolu üzerindeki önemini vurguladıktan sonra Anadolu üzerinden Asya’nın Avrupa, Avrupa’nın da Asya mutfağını nasıl etkilediğinin bilgisini veriyor.

Şehrin yeniden inşası

2. Nemrut Uluslararası Gastronomi Buluşmaları, Adıyaman'ın depremden sonra da gastronomi ve kültür turizminin gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Dünyanın dört bir yanından ve Türkiye'den gelen gastronomi ve mutfak dünyasının önemli isimlerine, Fırat Nehri'nin kıyısında, Nemrut Dağı'nın gölgesinde, Kâhta Kalesi’nin tepesinden topladıkları ürünlerle ortak yemek yaptırmak, bölgenin çok kültürlü geleneksel bilgi hazinesinin gelişimine destek verirken bölgenin yenilenmesine yönelik çalışmalara da katkıda bulunacağından eminim. Gastronomi ve kültür turizmi, bölgeye ekonomik gelir sağlayacak ve yeni iş imkânları oluşturacaktır. Bu da bölgenin kalkınmasına ve depremden sonra yeniden inşa edilmesine yardımcı olacaktır.

Etkinliğin sürdürülebilirliğe ve çevreye katkısı

Nemrut Uluslararası Gastronomi Buluşmaları'nın sürdürülebilirlik ve çevre konularında önemli bir rol oynayacağına inanıyorum. Ayrıca etkinliğin belgeseli, İsmail Ertürk tarafından, dünyanın önde gelen özel şirket ve kamu sektörü yöneticilerinin katılımıyla düzenlenen “Çevre, Toplum ve Yönetişim Liderliği” programında bir vaka olarak kullanılacak. Bu, Adıyaman'ın ve Kâhta'nın, mutfak ve gastronomi aracılığıyla dünyadaki önemli bir üniversite programına girmesi anlamına geliyor. Katılımcıların uzmanlıkları ve konuya yaklaşımları açısından 2. Nemrut Uluslararası Gastronomi Buluşmaları’nın, disiplinler ötesi özelliği ile dünyadaki ilk mutfak ve gastronomi etkinliği olduğunu söylemeden geçmeyelim.

Sonuç olarak 2. Nemrut Uluslararası Gastronomi Buluşmaları, Adıyaman'ın

gastronomi ve kültür potansiyelini dünyaya tanıtması, sürdürülebilirlik

sorununa yenilikçi çözümler üretmesi ve Mezopotamya'nın beşeriyete kazandırdığı uygarlıklardan esinlenerek insanlığın bugün içinde olduğu meselelere çözüm araması açısından önemli bir fırsat oldu.