Bize esaslı bir direnç, direnç ne demek bilmek gerek…

Bize samimi bir kıyam gerek…

Bilimde, ilimde, havada, karada güçlü olmak için emek gerek…

Bize kuşanmak gerek…

Bazen Sultan Fatih’in kaftanına…

Bazen Yavuz’un azmine…

Baştan sona Hz Ömer’in (r.a.) adaletine…

Bize umut gerek şu üstümüzdeki ölü toprağı havası dağılsın diye…

Bize sağına soluna bakmadan ben varım diyen cesurlar gerek…

Heybeti önde olanlar değil heybesinde mübarek işler taşımaya koyulanlar gerek…

Korkmayı ar bilen nesiller gerek…

Söz konusu ulvi bir dava ise hep bir adım önde olan cevherler gerek…

Sancağını gördüğünde gözleri yaşaran yiğitler gerek…

Bizler uğrağımız haksızlıklar karşısında bir karıncayı dahi incitmeden haklarını geri alanlarız…

Ve asla haksızlık yapmayacağından emin olunanlarız…

Bize kalpleri adalet üzre olanlardan eyle ilahi…

Bize dünyayı çok sevenlere inat ötelerin masum yanına hayran bırakacak mübarek adamlar gerek…

Diploma aşkıyla bir çekmece belge almışların iştahına kurban giden milyonlarca gencin çalınmış ilimsiz zamanına zaman katacak üstatlar gerek…

Sözler ile devletler kurup devletler yıkan entel tayfasından…

Özlü, güzel sözlü, yaşayan çağın Hamzaları gerek…

Allah’ın bak dediği yerden bakacak önderler gerek…

Vahyin ışığında yürütecek öncüler gerek…

Devrimci safsatalarıyla köleleşmiş kayıp bir kısım insanımıza devrim neymiş öğretecek kale gibi, fazıl gibi gençlik gerek…

Ünvânı bilmem neymiş; kalbi her şeyden önce gelen şefkatliler gerek…

Etiketlerin yerin dibine batası gereken hüzünlü bir zamandan…

Bize parmak ile gösterilen Meryemler gerek…

Ağırlığını kutsalından aldığı belli olmuş selim duruşlular gerek…

Çokluk ile düşen seviyeye ağıtlar yaktığımız şu vakitlerde bize dervişlik yoluna giren yoldaşlar gerek…

Aşkı kurban ettiler sahte sözlere…

Şiirleri israf…

Çiçekleri dahi tutamadılar kalpleri ile…

Bu nesle ya aşkın masum yanı gerek…

Ya da aşkı heder etmeyin bilincini aşılamak gerek…

Hira’nın yalnızca bir dağ bir mağara olmadığını bilsek dahi…

Vahyin ruhuna uzak kalmışlığımızdan ziyan oluyoruz şuuruna vardıran önderler gerek…

Sigaradan elleri küf tutan ümmete…

Sigara paranızla Afrika’da açlık…

Ortadoğu’da kıtlık kalmaz kardeşim diyecek, tek tek titretecek, kendine getirecek bir izan gerek…

Taktığı örtüyü bir ayet bilenleri başındakini örtü bilmeyenlerin ne kadar çok yorduğunu daha iyi anlatmak gerek…

Örtünün ayetini saç kıllarından ibaret sananları ayetin kalbiyle yeniden tanıştırmak kendine getirmek gerek…

Kibre yakın duranların sayısının hızla arttığı bu ahir zamanın ne kadar ahir olduğunu hiç tükenmeden anlatacak özüyle iman etmiş hocalar gerek…

Şehirlerin, kentlerin, coğrafyalarında kalplerinin olduğunu bilecek kadar ince ve hassas olmak gerek…

Yitirdiğimiz her güzel şeyin geri gelsin diye ardına bin yıl yaş dökmekten yorulmuş insana güzel olanın kıymetini bil nasihatını güzel olanı yitirmeden hatırlatmak gerek…

İnsanoğlunun en güzel hicretinin kendi içine olan olduğunu benimsetmek gerek…

Hayaller kuran çocuklara duayı öğretmek gerek…

Bir gençlik var ki elimizde dünya hayran bu kitleye…

Bu gençliğin yarınki geleceğine…

Kafa yorup yön vermek gerek…

Dünyanın yaşanılabilir bir diyar olması için…

Adanmak gerek…

Selam olsun gayesi olana…

Gayesi iyi, güzel, temiz olana…