Bir önceki yazımda 28 Şubat Darbesi’nin faillerinden “79 yaşındaki Çevik Bir’i yaş haddinden salıveren mahkeme, bugün ABD iade etse ya da paketlenip Türkiye’ye getirilse 76 yaşındaki Fetullah Gülen’i de tahliye eder mi?” sorusunu sormuştuk, cevap trajikomik bir şekilde Yeni Akit Gazetesi Yazarı Yusuf Ziya Kavakçı’dan geldi.

Kavakçı, “Fetullah Gülen Olsam” başlıklı yazısında Gülen’in yaş mazeretine gerek kalmadan “Yanlış yaptık, tövbe, hem de tevbe-i nasuh ile tevbe ediyorum. Peşiman oldum, nadim oldum, bir dahi işlememeğe azm u cezm eyledim” derse affedilebileceğini, Türkiye’ye geri dönerek ilmi faaliyetlerine kaldığı yerden devam edebileceğini söyledi.

Bu sözleri sıradan biri değil, önünde “Profesör” unvanı olan bir akademisyen sarfediyor. Spontane bir beyan olsa 80 yaşına gelmiş bir adamın zihin bulanıklığı veya dil sürçmesi diyebiliriz. Ama yazıyı baştan sona okuduğunuzda bu gaflet sözlerinin üzerinde yeterince düşünülerek yazıldığını görebiliyorsunuz.

Fetullah Gülen dediğimiz zaman 15 Temmuz’da üzerlerine uçaklardan bombalar atılan, helikopterlerden taranan, tanklarla üzerinden geçilen 251 şehidin katilinden bahsediyoruz. İslam’ı bilmeyen bir kafirden değil, piyonu olduğu küresel çetenin çıkarları uğruna İslam’ı kullanan bir münafıktan bahsediyoruz. Her şeyden önce kul hakkı var, vatana ihanet var. Bu aşağılık cürümlerin cezasını çekmeden hiçbiri tevbe ile temizlenemez.

Ayrıca Kur’an-ı Kerim’in Nisa Suresi’nin 88. Ayetindeki “Ne oluyor size de münâfıklar hakkında iki bölük oluyorsunuz, Allah onları, kazandıkları suçları yüzünden gerisin geri küfre döndürdü; Allah’ın yoldan çıkarıp azdırdığını doğru yola getirmek mi istersiniz? Ve Allah kimi azdırdıysa artık onun için hiçbir yol bulamazsınız” ilahi uyarısını da unutmamalı.

Bu topraklarda bir daha kimsenin Fetullah Gülen olmaya cüret etmemesi için hainlere merhamet değil, ibretlik cezalar vermeliyiz. FETÖ ile mücadeleyi sulandıracak, ihanete affın önünü açacak girişimlere de aynı kararlılıkla karşı durmalıyız.

24 HAZİRAN BASKIN SEÇİM

Pentagon’un 2019 Savunma Bütçesi’nden Suriye’de PYD/PKK için 60-65 bin kişilik silah ve ekipman talep ettiği, Gezi’den daha kanlı kalkışmaların hazırlığının yapıldığı, ekonomik darbelerin ağırlaşarak devam ettiği bir süreçte, 2019’da yapılacak Başkanlık ve Milletvekilliği seçimlerinin 24 Haziran 2018’e alınmasıyla bu kirli planlara baskın yapıldı. Erdoğan ve Bahçeli’nin ortaklaşa attığı bu adımla 2019’da oluşturulmak istenen kaos ortamı küresel çetenin elinde patladı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendine denk rakibi olmayan Erdoğan rahat seçilecek. Ama AK Parti’den gösterilecek vekil adayları için aynı durum söz konusu değil. 15 Temmuz darbe girişiminin ilk anlarında net duruş sergilemeyen, dert sahibi olmayan, davayı kişisel çıkarlarının üstünde tutmayan, halka temas etmeyi bırakın, hep yukarıdan bakan vekil adaylarının her biri milletin vetosuna takılacak. Demem o ki, bu seçimlerde vekil adaylarının profili hiç olmadığı kadar hayatiyet arzediyor. Zira yapılacak hataların telafisi olmayacak.

24 Haziran Seçimleri şimdiden ülkemize, ümmetimize hayırlara vesile olsun.