Türkiye’de muhalefet sorunu artık tanımlanamayacak duruma geldi. Hiç görmediğimiz bir genel başkan profiliyle karşı karşıyayız. Gelişi kumpas, icraatları skandal lakin her başarısızlığı koltuğunu daha da çok güçlendiriyor. Çünkü kendisine “Yanlış yapıyorsun” kelimesini kullanacak her kesimi özellikle ulusalcıları bir diktatör gibi biçti. Neyse profil tasvirini bırakıp asıl meseleye geçelim. Yıllarca darbeler yapmak, diktalar kurmak, krizler çıkarmak için önlerine set yaptıkları kişi için “O olmasaydı, isminiz Jony, Hans olurdu” nutukları attılar. Tabii bir dayanağı yok, zira 96 sene İngiliz işgalinde kalan Hindistan’da ne jony’ler var ne de Hans’lar… Bir koca karı hurafesi vardır “40 kere söylediğin şey başına gelir” diye. Bunlar 40 milyon kere söyledi, hakikatten kendilerini buldu. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Alman Focus’a “Türkiye’de kimsenin can ve mal güvenliği yok” dedi. FETÖ’nün, PKK’nın, DAEŞ’in istediği gibi, küresel şeytani aklın kulağına üfürdüğü gibi… Merkel’in ve emrindeki Haçlı birliğinin ambargo planına destek vermek için sarf etti bu yalanları… Kılıçdaroğlu, CHP’nin lideri değil, Türkiye düşmanlarının “gönüllü militanı” gibi çalışıyor. Meğer bizim millete hizmet için Meclis’te bulunan Kılıçdaroğlu çoktan Hans olmuş da amirlerinin dediğini yapıyor. Düşünsenize 4 bir yandan kuşatma altındasınız, güney sınırınızda acilen müdahale etmeniz gereken bir terör oluşumu var, emperyalistler üstünüze çullanıp sizi paramparça etmek için hazır kıta bekliyor; ama ana muhalefet partisinin genel müdürü düşmandan yana! Açık söylüyorum Kılıçdaroğlu’nun, Milli Mücadelede döneminin düşman cemiyetleri olan Mavri Mira, Pontus Rum, Etnik-i Eterya, Taşnak ve Hınçak, Alyans İsrailit ve Makabi’den ne farkı var? Hem FETÖ’den hem PKK’dan yana, hür türlü komploya dahil, iftira makinesine dönüşmüş durumda.

Yalnız bir detay daha var. Kılıçdaroğlu “Ben Haçlılardan tarafım” diyemeyecek kadar da korkak. Focus’taki röportajını dakikalar sonra yalanladı. Ama yaptığı yalanlama bile yalan çıktı. Frank Nordhausen, “Alman gazetecilik geleneklerine göre söyleşi CHP’ye gönderildi ve basılmadan önce resmi onay alındı” sözleriyle Kılıçdaroğlu’nu yaya bıraktı. Kılıçdaroğlu’nun gram memleket sevdası varsa, eğer biraz vicdan taşıyorsa çıkıp Türk milletinden özür dilemeli, ama nerde o yürek! Haçlılar çağırsa, terör örgütleri seslense koşa koşa gider, yeter ki ucunda “darbe, kaos” olsun. Kılıçdaroğlu elbet yaptıklarının hesabını verecek, millet onu cezalandıracak, belki Enis Berberoğlu itirafçı olursa yargı da… Kılıçdaroğlu, milletten özür dilemediği sürece benim için “Hans Kılıçdaroğlu’dur” ve emperyalist işgalcilerin oyuncağıdır, Türkiye düşmandır. Aslında asıl itirafçı olması gereken Hans Kılıçdaroğlu, bir konuşsa, bir anlatsa Türkiye’de ne ajan kalır ne de terörist… Neticede yoldaşlarını iyi biliyor…