Cemal Kaşıkçı cinayeti gündemdeki yerini koruyor. Konuyla ilgili açıklama yapmayan devlet başkanı kalmadı neredeyse. Herkesin ilgisi bu noktada. Ama herkes işin farklı boyutunda, birçok ülke bu işten ne kazanabilirim derdinde. Trump yaptığı silah anlaşmalarını koruma, Rusya yeni 5 milyar dolarlık anlaşma yapma bile.

Başkan Erdoğan’ın Washington Posttaki ‘Kaşıkçı’ makalesi, Riyad’daki dengeler açısından önemli, zaten Başkan bu makalede Kral Selman’ın direkt müdahalesinin olmadığına inandığını açıkça ifade ediyor. Ama emrin de en üst seviyeden geldiğini de ifade ediyor. Başkan Hadimul Haremeyni Şerifeyn Selman b. Abdulaziz’i korurken net bir mesaj vermekten de çekinmiyor; Veliaht prens dahi olsa koruma!

BAE veliaht prensi Zaed ile beraber Ortadoğu’ya şekil vermeye çalışan Muhammed b. Selman göreve başladıktan beri ilginç işlere imza atıyorlar. Özellikle İsrail ile ilişkileri İslam âleminde ciddi tepkiler alsa da bu ikili akıl babaları Jared Kuşner’in yolunda gitmeyi seviyorlar. Kendi tahtlarını korumanın yolunu İsrail ile iyi ilişkilerde görüyor olmaları, onlar açısından hiçbir zaman meşruiyet oluşturamayacakları gerçeğini görmelerini de engelliyor aslında. Kendi halkları arasında meşruiyet sorunu yaşayacak idarecilerin idare yeteneğinin ne kadar olacağı da dünya çapında malum zaten.

Kral Selman çok sert bir yol ayrımında aslında ya oğlu ve veliahtı Muhammed’e bunun hesabını soracak ya da kendi tahtı da sallanacak. İç işlerinde çok rahat olmayan Suudi devleti bu skandalı ne kadar taşıyabilecek se o kadar taşır ama Suudi Arabistan da cinayet işlemenin cezasının da ölüm olduğunu unutmadan hareket etmek gerekir. 18 kişi içinden cinayete direkt bulaşanlara idam cezası verilmesi gerekiyor. Bunları yönlendirene de esaslı bir ceza… iki ucu sıkıntılı değnek Suud hükümetinin kucağında operasyon emrini veren Arap Siyasal aklı karşı karşıya kaldığı akla karşı ciddi oranda zora girmiş durumda. Bugüne değin bir yok etme metodu olarak yürüttükleri operasyon ellerinde patlamış durumda. Aslında sorulması gereken esas soru bugüne kadar kaybolan diğer onlarca muhalife de aynı yöntemler mi uygulandı. İşin içinde yine bu ekip mi vardı?

Uluslararası kamuoyu işin üstüne giderek her şeyi olanca edasıyla ortaya çıkmasını sağlamalı ki, değil Arap rejimler dünyada kimde bu tür bir operasyona cesaret edememeli.

Çember daralıyor, daraldıkça kokular da artmaya başladı. Türkiye işi iyi götürüyor. Bu soğukkanlılık insanlığa esenlik getirecektir umarım.

Selam ile efendim…