Bu yazıyı Karadağ’ın başkenti Potgorica’dan yazıyorum. Karadağ’daki çekimlerimizi tamamladıktan sonra artık Türkiye’ye dönüş hazırlıklarına başladık. Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi bugün sizlere Karadağ Müslümanlarını ayrıca Karadağ’dan İstanbul’a yazılan ve cevabı yüzyıl sonra verilen bir mektubun hikâyesini anlatacağım.

Karadağ’daki 700 bin kişilik genel nüfusun 150 bini Müslümanlardan oluşuyor.  Karadağlı Müslümanlar genel olarak ülkenin kuzeyinde, yani Sancak bölgesinin Karadağ’da kalan tarafında yaşıyor. Arnavut ve Boşnaklardan oluşan Karadağ Müslümanlarının yoğun olarak yaşadıkları şehirler ise  Potgorica, Bar, Ulçinj, Ostros, Dinoşa, Rozaje, Berane, Petnjica, Bijelo Bolce, Plevlja, Gusinje şehirleri…

Balkanlar’daki tüm Müslümanlar gibi Hanefi mezhebine bağlı olan Karadağlı Müslümanların en önemli dini kurumu Karadağ İslam Meşihatı… Başkanlığını İzmir 9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu Rifat Fejziç’in yaptığı Karadağ İslam Meşihatı’nı bizim Diyanet İşleri Başkanlığı’na benzetebiliriz. İslam Meşihatı’na bağlı Karadağ genelinde 120 imam bulunuyor. Ülkede şu an ibadete açık olan 120 caminin 40’ı da son dönemde inşa edilmiş.

Bir çoğu Türkiye’de eğitimlerini tamamlayıp Karadağ’a dönenve sonra da İslam Meşihatı’nda yöneticilik yapmaya başlayan Boşnak ve Arnavut gençler Müslümanların dini haklarını anayasa ilegaranti altına aldırmışlar.  Bu da Karadağ Müslümanlarının İslam’ı yaşamaları noktasında önlerini açmış. Karadağ yönetimi şu an Müslümanları Hıristiyanlardan sonra ülkedeki ikinci dini topluluk olarak kabul ediyor. Müslümanların taleplerinin giderilmesi noktasında da pek fazla sorun çıkartmıyor. Ayrıca Osmanlı’nın bölgeden çekilmesiyle birlikte yetim kalan Karadağ Müslümanları Yeni Türkiye ile birlikte yetimlik duygusundan kurtulmuşlar ve son yıllarda büyük bir özgüven kazanmışlar. Bu durum bizi son derece sevindirdi. Karadağlı Müslümanların Türkiye ve Erdoğan için ettikleri dualara şahit oldukça  savunduğumuz siperin ne kadar sağlam , durduğumuz yerin de ne kadar doğru olduğunu  bir kez daha anlayıp Allah’a hamd ettik…

Türkiye denince Karadağ’da son zamanlarda akla artık iki cami geliyor. Biri Başkent Potgorica yakınlarındaki Nizam Camii diğeri de Bar şehrinin merkezindeki devasa Selimiye Camii…

Dedemiz Fatih Sultan Mehmet’in Akıncıları ile Balkan Savaşları’nda meydana gelen kolera salgınında hayatlarını kaybeden Osmanlı askerlerinin birlikte yattıkları Tuzi Şehitliği’nin hemen bitişiğindeki Nizam Camii’nin ilginç bir hikâyesi var. Camizamanla kullanılamaz hale gelince 1911 yılında bölgedeki Müslümanlar İstanbul’a, Halife’ye camiyi tamir ettirmesi için bir mektup yazmışlar. Fakat o dönemler Osmanlı zor durumda olduğu için Karadağlı Müslümanlar yıllarca beklemelerine rağmen mektuplarına cevap alamamışlar.

Cevapsız mektuptan yüzyıl sonra bir gezi için Karadağ’a gelen Bakan Bekir Bozdağ’a Karadağlı Müslümanlar dedelerinin yüzyıl önce Nizam Camii’nin tamir ettirilmesi için Halife’ye yazdıkları mektubun hikâyesini anlatmışlar. Bunun üzerine Bekir Bozdağ da o dönem kendine bağlı olan TİKA’nın yöneticilerine Nizam Camii’nin restore edilip yeniden ibadete açılması talimatını vermiş. Böylece yüzyıl önce İstanbul’a, Halife’ye yazılan mektubun cevabı yüzyıl sonra Halife’nin torunları vasıtasıyla gelmiş ve Nizam Camii 2010 yılında bir Kadir Gecesi TİKA tarafındantekrar ibadete açılarak Karadağlı Müslümanlara hediye edilmiş.

Yeni Türkiye bütün engellemelere rağmen Âlem-i İslam’dan İstanbul’a yazılan cevapsız mektupları cevaplamaya, Ümmet-i Muhammed’in kalbine umut ve sevinç ekmeye devam ediyor. Buna hem Âlem-i İslam’ı gezen bir seyyah olarak bu dünyada hem de bir Müslüman olarak ahirette şahitlik edeceğiz inşallah.