Son dönemde Türkiye, Irak, Katar ve BAE arasında imzalanan "Kalkınma Yolu" mutabakatı, bölgedeki lojistik ve ekonomik dinamikleri değiştirecek potansiyele sahip. Ancak, bu projeye Suudi Arabistan ve Kuveyt'in katılmaması dikkat çekiyor. Peki, bu ülkeler neden projeye katılmıyor?
Öncelikle, Suudi Arabistan'ın projeye katılımı konusunda başlangıçta olumlu sinyaller verdiği ancak sonrasında mutabakat zaptına imza atmaması dikkat çekiyor. Riyad yönetimi, Türkiye'nin Irak pazarındaki etkisinin daha da artmasından endişe duyuyor olabilir. Ancak, Türkiye'nin Irak'taki etkisinin bölgesel ekonomik entegrasyona ve kazan-kazan mantığına dayalı bir proje olan Kalkınma Yolu'na olumlu katkı sağlayabileceği düşünülüyor.
Kuveyt cephesinde ise durum biraz daha farklı. Kuveyt ile Irak arasındaki tarihsel husumetler ve Mübarek Limanı gibi büyük yatırımların Kalkınma Yolu'nun dışında kalmasına yönelik endişeler, Kuveyt'in projeye katılımını engelliyor gibi görünüyor. Ancak, Kuveyt'in projede somut adımlar atması, ülkenin yol haritasında değişikliklere yol açabilir.
Türkiye'nin Irak ile yakınlaşması ve Türk diplomasisinin bölgedeki çeşitli aktörlerle diyalog kanalları oluşturması, Körfez için güven ortamını tesis edebilir ve projeye olan ilgiyi artırabilir. Kalkınma Yolu'nun faaliyete geçmesi durumunda, bölgesel ekonomik entegrasyonun ve işnbirliğinin güçlenmesine katkı sağlayacağı düşünülüyor.
Kalkınma Yolu'nun bölgeye neler katabileceği konusunda ise önemli öngörüler bulunuyor. Proje, Körfez ülkelerinin geleneksel ekonomi modelini dönüştürme ve gelirlerini çeşitlendirme çabalarına büyük destek olabilir. Ayrıca, lojistik maliyetlerin düşmesi ve ticaretin kolaylaşması, bölgesel ekonominin büyümesine ve kalkınmasına önemli katkılar sağlayabilir.
Kalkınma Yolu'nun bölge ülkeleri arasındaki iş birliğini güçlendireceği ve ekonomik kalkınmayı hızlandıracağı düşünülüyor. Ancak, projeye katılımın ve somut adımların atılmasının önündeki engellerin aşılması için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekiyor.