12 bin mülteci çocuğun kayıp olduğu bilgisi trajedi içindeki başka bir trajediyi gün yüzüne çıkarıyor. Her bir mülteci zaten var olan dramlarının içerisinde kaybolan çocuklarıyla travma boyutlu ayrı bir trajedi yaşıyor maalesef.
Avrupa kapılarında tarumar olan aileler yok olan hayatlar hep birlikte bir kaybedişin hikayesini yazıyorlar.
Avrupa ülkeleri başta Almanya olmak üzere birçok mülteciyi göstermelik siyasi duruşlarla alttan alta meçhule sürüklüyor.
Evet Avrupa ülkelerinde 12 bin çocuk ve bunun yaklaşık yarısı kadarı Almanya içerisinde kayboluyor.
İhtimallere bir göz atalım.
Özellikle Almanya’da asla dile gelmeyen, getirilmeyen ciddi bir asayiş sorunu var ki o da organ mafyası. Organ ticaretinin neredeyse gizli borsasının oluşacağı Avrupa’da bu ihtimal ile mülteci çocuklar fiziken tehdit altında kalabilmektedir. Lakin bu ihtimalin bu kadar kaybı karşılaması afaki bir durum tespiti olacaktır.
Diğer bir ihtimal ise cinsel sapıkların ağına düşmeleri. Çocuklarda hem fiziksel hem de ruhsal olarak ciddi tahribatlara yol açacak olan bu tarz bir alıkoyma oniki bin çocuğu kapsayacak kadar büyük olamaz.
Üçünçü ihtimal gençlik dairesi (Jugendamt) ihtimalidir. Bırakın mülteci çocukları anne ve babalarının ellerinden çocukları alarak Hristiyan, eşcinsel, ateist evlere koruyucu aile olarak verilmektedir. Hollanda’da daha yoğun olan bu uygulama ile birçok Müslüman çocuk alınıp Hristiyan olarak yetiştirilmiştir.
Bundeskriminalamt’in (Kriminal Dairesi) 2016 Ocak ayı kayıtlarına göre Almanya’da kayıp 4749 çocuk olduğu bu çocukların 431’inin 13 yaşından küçük, 4287’sinin 14-17 arası yaşında olduğu, 31’inin ise 18 yaş üstü olduğu duyuruluyor. 12 bin çocuğun yaklaşık 6 bin’inin kaybolduğu Almanya resmi verileri bu şekilde ise resmi kayıtlara girmeyen boyutu siz düşünün.
Şuanda Almanya’da resmi rakamlara göre 500 aile’ye 610 çocuk kabul edilerek sözüm ona koruyucu aile görevini üslendiği duyuruluyor. Ayrıca belediyeler sürekli olarak mülteci çocuklara bakacak aileler arandığına dair duyurular yapılıyor.
Avrupa’da özellikle koruyucu aile uygulaması oturumu olan ailelerin çocuklarını dahi almaya göz koyan bir uygulamadır. “Doğal yollardan üreme konusunda biyolojik ve sosyolojik sorunlar yaşayan Avrupa kendi devamlılığı için başkalarının çocuklarını mı gasp ediyor” sorusu derinlerdeki bir dedikodu olmaktan çıkmaya başladı artık. Konuyla ilgili onlarca örnek bulmanız mümkün. Çocuklara anneniz size kızarsa bizi arayın diye dağıtılan bildiriler yoluyla çocukların anlık psikolojik tepkilerinden istifade edilmekte ve çocuklar ailelilerinden uzaklaştırılmaktadır.
Avrupa’ya iltica eden mültecilerin arasında sahipsiz çocuk sayısının ciddi oranlarda olduğu bilinmektedir. Konuyu özetleyecek olursak 8 yaşında ailesinin yanından alınıp 16 yaşında boğazında haç kolyeleri ile tekrar bırakılan Avrupalı yetiştirme politikası kimsesiz mülteci çocuklar için neden uygulanmasın?