Kültürel iktidar meselesi ile kültür emperyalizmi kavramını ayrı düşünmemek gerek. Kültürel emperyalizme ne kadar açıksanız, kültürel iktidarın yerli olmama ihtimali de o kadar yüksek oluyor.
Kültürel iktidar meselesi sadece ülkemizle sınırlı bir tartışma değil. Her ülke ve bölge ve hatta kıtanın gündemi zaman zaman bu konudur.
Mesela…
Euroimages diye bir kurum var: “Avrupa Görsel-İşitsel Eserler Destek Fonu”
Tahmin edeceğiniz üzere kültürel çalışmalara destek veren bir kurum. Türkiye de üyesi. Çünkü Avrupa Birliği değil, Avrupa Konseyi üyeliği baz alınıyor. Üye olan her ülke belli zaman dilimlerinde belli paralar aktarıyor bu fona. Ve fon yönetimi de her yıl başvuran projeler arasından uygun gördüklerine destek veriyor.
Türkiye her yıl milyonlarca avro verdiği halde bu fondan en az faydalanan ülkelerden biri. Zira genel olarak karar mekanizmasının karakteri, Avrupa Karakteri diye nitelendirebileceğimiz huya sahip.
Euroimages neden kuruldu? Bu hususta görüşler çeşitli. Elbette gerekliliği ortada. Fekat altı çizilen hususlardan biri kültür emperyalizmine karşı bir dayanak sunmak.
Özellikle Hollywood diktasına karşı bir savunma mekanizması olarak kurulur, bu kurum.
Her ülkenin sinema destek fonu da bu yüzden vardır.
Gelin görün ki…
Avrupa’nın bile tehlike olarak addedip önlemini aldığı şeye karşı Türkî cumhuriyetler ya da İslam dünyası bir adım atabilmiş değil. Dönemsel ve cılız çabalar ise sonuç vermiyor.
Her yıl on milyonlarca avronun sinemaya deste olarak sunulduğu Euroimages misali, Türkî cumhuriyetleri ve İslam ülkelerini kapsayan fonlar oluşturulmalı.
Son Milli Kültür Şûrâsı’nda bu husus teklifler arasında yer aldı. Ahmet Yesevi Film Fonu’nun kurulmasının önemine dikkat çekildi.
Fekat tahmin edeceğiniz üzere henüz sonuç alınamadı…
Birçok konuda olduğu gibi Türkiye bu hususta da öncü olmalı. İvedi şekilde Türkî cumhuriyetleri ve/veya İslam ülkelerini kapsayan film fonları oluşturulmalı.
Bunu yapmadan Amerikan emperyalizminin en güçlü ayağı olan kültürel kod dayatmasına ve bunun da en kuvvetli silahı olan sinemaya söz söylemenin ya da kötülemenin bir anlamı yok.
Bu coğrafyanın sineması böylesi fonlarla desteklenmedikçe, daha çok Netflix, Hollywood, vs. konuları konuşuruz.
Ama sadece konuşuruz.