Doğu ve Güneydoğu illerimizde seçmenin tehditlerle korkutulduğu, sindirildiği, istemedikleri partiye oy vermeye zorlandıkları bilinmektedir.
Her seçim PKK türevi örgütlerin tehdit mektuplarıyla HDP’den başka partiye oy vermeleri halinde başlarına nelerin geleceğini hatırlattıklarını okumaktayız.
Bölgede özellikle başörtülü seçmenlerin kocalarından dahi gizleyerek HDP yerine mührü AK Parti veyahut HÜDA PAR’a bastıklarını biliyoruz.
14 Mayıs seçimleri terör örgütünün saha hâkimiyetini kaybettiği, tehditle oy alabilecek gücünün kalmadığı, huzur ortamının hâkim olduğu zamanda yapılacak.
Sünni Müslüman Kürtler, İslâm’ın meşrulaştırıcı gücünden faydalanarak siyaset yapmalarına rağmen ezici çoğunluğu ateist, dinin iyileştirici gücüne inanmayan, tamamıyla Batıcı, sol, seküler HDP’den sandıkta hesap sorabilecek.
Sünni muhafazakârlığın hâkim olduğu coğrafyada bölgesel siyaset yapan HDP’nin İslâm’ı yok sayan, sürekli öteleyen siyaset tarzı sandıkta boyunun ölçüsünü alacak.
HDP’nin geçmiş dönemlerde aldığı oylar hesaplanarak yapılan anketler güncellikten azade, gerçekçi değildir.
HDP’nin 14 Mayıs seçimlerinde alacağı oy, yüzde 7’yi geçemeyecektir.
Bunda terörün temizlenmesiyle HÜDA PAR’ın sahada gece gündüz çalışarak oyunu artırmasının etkisi vardır.
Artık bölge seçmeni kendini HDP’ye mecbur hissetmemekte, HÜDA PAR’ın kucaklayıcı seçim çalışmalarıyla oyların önemli kısmı adres değiştirmektedir.
Kürt seçmen HDP’den, Meclis’te Başörtüsü Anayasa Değişikliği Teklifine destek vermemesinin hesabını soracaktır.
Oy istediği kadın seçmenin ekseriyetinin başörtülü olmasına rağmen HDP’nin başörtüsüne mesafeli duruşu oyların rengini değiştirecektir.
HDP, tüzüğünde açıkça belirttiği üzere, LGBT’lileri savunduğu kadar dindar, Sünni Kürt seçmeninin haklarını savunmamasının ağır yenilgisini yaşayacaktır.
Kürtlerin büyük çoğunluğu barışın müzakere masasına dönülmesiyle mümkün olacağını savunurken, HDP’nin her fırsatta sırtını PKK türevi örgütlere dayamasının karşılığı hüsran olacaktır.
Yıllar yılı Kürt gençlerini, antiemperyalist olduklarını iddia etmelerine rağmen, emperyalist devletlerin işgal ettiği bölgelerin bekçisi, korucusu örgütler eliyle kırdırmanın vebali altında ezilecekler.
Hesap sorulur, defter dürülürse, başta Orta Doğu olmak üzere Müslüman coğrafyalarda dolaşan salyangoz tüccarlarının maskeleri inecek, emperyalist taşeronların yegâne hedefinin İslam’ın insanlığa teklif ettiği can, nesil, akıl, mal, din emniyetini ortadan kaldırmak olduğu ortaya çıkacak.
HDP’nin Sosyalist BAAS Partileriyle CHP’ye benzer yanı, Kürtlerin dertleriyle dertlenmek, bölgedeki kalkınma hamlelerine destek vermek yerine zor, şiddet kullanarak; laik, seküler ulus devlet inşa projesinin tabanda karşılığı olup olmadığı sınanmış, test edilmiş olacak.
Müslüman Sünni Kürtlere sırtını dönen HDP her zeminde tercihini etnik, ideolojik gruplardan, Ermenilerden, Ezidilerden, Süryanilerden yana yapmaktadır.
Maksat şemsiyenin renklerini çoğaltmak, bölgede etnik ayrımcılığı körükleyerek Batıdan aferin almaktır.
Güneydoğu’nun mütedeyyin seçmeni HÜDA PAR’a verilecek her oyun HDP’nin gücünü zayıflatacağı şuuruyla sandığa gidecektir.
HÜDA PAR’ın ülke barajını aşabilmesi Cumhur İttifakına katılmasıyla mümkündür.
İttifak gücüyle sahaya yansıtılacak seçim stratejileri, AK Parti listelerinden seçimlere girmek dâhil, HÜDA PAR’ın gücüne güç katacaktır.
Kendileri güçlenecek, İttifakı güçlendirecekler.
HÜDA PAR’ın Meclis’e girebilmesi adına parti kurmayları, İttifak bileşenleri maddi, manevi ne gerekiyorsa yapmalıdırlar.
Yapılacak fedakârlıklar Türkiye’nin yeni dönem fırsatı olacaktır.
Fırsatlar değerlendirilmeli, HDPKK’dan koparılacak her kıl kâr hanesine yazılmalıdır.
Evlat nöbeti tutan Diyarbakır Annelerinin gözyaşları dinsin, kalem tutması gereken eller silah tutmasın diye…
Haydi, tarihi hesaplaşmaya az kaldı…