Bu yazı yayımlandığında Türkiye’de seçim sonuçları büyük bir ihtimalle belli olmuş olacak. Rabbim bu ülke için hayırlısı neyse onu nasip eylesin.

Bu bakımdan Başbakanlığa kim oturursa otursun ondan beklentimi kaleme almaya karar verdim.

Sayın Başbakanım,

Hayallerimiz, umutlarımız, korkularımız ve bir davamız var. Lütfen bize yeni bir “Ümmet” Anayasası yapın! Anayasamız o kadar demokratik olsun ki, başka ülkelerdeki insanlara örnek teşkil etsin. Bir “Ümmet” Anayasası olsun, tıpkı AB’de olduğu gibi bunu bizim için yapın artık!

Kürt sorunu ile PKK’nın silah bırakması meselesi artık iç içe girdi, artık bu coğrafyada bizim üzerimizden kan akmasın, akıtılmasın. Kürtlerin demokratik haklarını, devlette devamlılık esas ise 2002 Türkiye Demokratikleşme Hareketi içerisinde lütfen tamamlayın. Kimin sistemden ne sorunu varsa onu çözmeye çalışın, ayrıştırmayın, kamplaştırmayın, vuruşturmayın ve bunu yapmak isteyenlere izin vermeyin.

Bu ülkede lütfen, bütün değişimleri kurumsal olarak yapın. Zihniyet araçlarını ve zihniyeti değiştirmeden sadece makamlarda adam değiştirerek hayal ettiğimiz ülkeyi kuramayız. Lütfen, değişimleri kurumsal hale getirin ve kurumsal değişimleri hayatımıza sokun.

Bu ülke hepimize yeter, seçilecek Başbakan bu ülkede herkesin Başbakanı, seçilen Cumhurbaşkanı bu ülkede herkesin Cumhurbaşkanıdır. Bu böyle anlaşılmalı, herkesin kullanacağı dil buna uygun olmalı. Aynı şekilde bu ülkede seçmenden oy alan her parti, bizim gerçeğimizdir, bizimdir. Görüşlerine katılmasak da fikir savaşı versek de ona da saygı duymak zorundayız. Saygı duyup kendisinden saygıyı istemeliyiz. Bu dilin ve iklimin oluşumunu lütfen siz sağlayın.

Bu ülkede kamuoyunu bilgilendirme görevi gören yazılı, görsel, işitsel ve internet medyasının “güven” noktasında ciddi sorunları var, halkı aydınlatmak yerine halkı tarafgirliğe çağırıyorlar, kim iktidara gelirse gelsin kim muhalefette kalırsa kalsın lütfen, gerekli olan “etik” yasaları yaptırımlarıyla birlikte çıkarın. Bu ülke son dönemlerde karşılıklı çok tetikçi yetiştirdi, bu toplumda güven bunalımından başka bir işe yaramıyor, lütfen bunlara son verelim ve gerçek tirajları denetleyen, ona göre reklam veren mekanizmaları oluşturalım.

Arakan’dan Mısır’a, Açe’den Erbil’e kadar Türkiye ciddi anlamda tanınmaya başlandı ve Türkiye’ye güven duyuluyor. Lütfen bu güveni yıkacak hareketlerden partizanlık adına kim olursa olsun kaçınalım. Bize sığınan mazlum Suriyelilere sahip çıkalım. Politikalarımızı rakip partinin kazanımlarını yok etme üzerine değil yanlışlarını düzeltme üzerine kuralım, aynı şekilde muhalefetin her dediğini toptancılık bakış açısıyla görmezden gelmeyelim, tavsiyelerini dinleyelim.

Türkiye’yi yarınlara taşıyacak büyük projelerin hızını kesmeyelim. Bir ülkenin iktisadi bağımsızlığı yoksa bunun siyasi bağımsızlığa dönüşmeyeceğini bilmemiz gerekiyor. Bu nedenle iktisadi bağımsızlık önündeki engelleri kaldıralım…

Bu ülkede devlet içerisinde görüşü, inancı ne olursa olsun asla ama asla devletçik oluşumlarına izin verilmemeli ve bu noktada hukuk içerisinde mücadeleye devam edilmelidir. Hukuk dışına çıkacak hareketler, yaklaşımlar bu toplumda insanların birbirine “düşman” olmasından başka bir işe yaramıyor, o nedenle cemaatlerin sivilliği teşvik edilmeli ve yeni “Paraleller” oluşumuna kim olursa olsun izin verilmemelidir.

Siyasi kamplaşmadan dolayı ciddi anlamda toplumdaki değerlerimiz erozyona uğradı, bu toplumun üyeleri birbirini “hırsızlıkla-inançsızlıkla-namussuzlukla” suçladı ve suçlamaya devam ediyor. Bu bakımdan ahlaki değerlerimizin erozyona uğratılmasına izin verilmemeli ve çocuklarımız için dahi olsa bu değerlerin korunması sağlanmalıdır.

Bu ülkede acil olarak şeffaflık yasaları, etik yasalar çıkarılmalı ve suçlanan insanların peşinen “suçlu” ilan edilmemesi ve hesabını verecek mekanizmaların oluşumu sağlanmalıdır.

Bu ülkede siyaset bağımsız ve milli olmak zorundadır. Bağımsız ve milli olacak siyasetin adımları atılmalıdır. Bu nedenle her türlü vesayet kurumları demokratik ortam içerisinde yok sayılmalı ve bu kurumlar tam demokratik hale getirilmelidir.

Kısaca Sayın Başbakan, bu ülkede yaşayacak inançlı veya inançsız insanlar, Türk-Kürt-Arap, Çerkes ve diğer kimliklerin kendilerini rahat ifade edecekleri bir hukuk sistemi, yeni bir Anayasa ve zihinsel değişimi sağlayacak adımları atmanızı bekliyoruz. Özgürlüklerin önünü sonuna kadar açmanızı ve devletin denetleme ve hakem olma görevini tarafsız ve objektif yapmasını talep ediyoruz. Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye’nin büyüme olasılığı eğer iktisadi bağımsızlıkla tamamlanırsa mümkün gözüküyor. Lütfen bizi 780 bin kilometrekareye sıkıştıran bir sisteme mahkum etmeyin. Allah yar ve yardımcınız olsun.