Akşam vaktiydi. Eve dönüş yolunda telefonum çaldı. Arayan beş yaşlarında sevdiğim bir ailenin çocuğuydu.

Bana bir şeyler söylemeye çalışıyordu, talep, balet… Çocuklar ölüyor amca. Annene ver kızım, dedim. Annesi bana, Hocam şu anda televizyonlarda Halep’teki katliam görüntüleri var. İnsanlar ağlıyor, cesetler sağa sola fırlamış. Bu görüntüleri görünce kızım da seninle konuşmak istedi, dedi. Ver telefona, dedim.

Halep demek istediğini anlamıştım. Çocuk ağlayarak bana, amca Halep’te çocuklar ölüyor, binalar yıkılıyor, ölüler var, bomba atıyorlar devamlı.

Ne duruyorsunuz? Gidin oradaki çocukları kurtarsanıza, deyince birden ağlamaklı oldum ve inanır mısınız diyecek hiç bir kelime bulamadım.

Kelimeler boğazımda düğümlendi, sadece tamam kızım, yardım edeceğiz, diyebildim.

Sonra da nasıl yardım edebileceğimi düşündüm:

Facebook’ta bol bol Halep’le ilgili paylaşımlar yapmak.Twitter’da, Instragam’da katliam görüntüleri, bombalama fotoğrafları paylaşmak.Çay ocaklarında konuyu gündeme getirmekHemen konuyla ilgili konferanslar düzenlemek

Medyaya açıklamalarda bulunmakWhatsApp gruplarıyla dua, teheccüd namazı, sabah namazı organize etmek.Televizyonlardaki tartışma programlarının karşısında geceleyip ya da sabahlayıp öfke dolmak…

İşte budur hali pür melalimiz Müslümanlar.

Geldiğimiz nokta budur. Afganistan düşmüştür. Libya düşmüştür. Mısır düşmüştür. Filistin kan ağlamaktadır. Irak yok olmak üzeredir. Suriye’de Müslüman katliamı yaşanmaktadır.

Güneydoğu’da terör kol gezmekte, İstanbul’da bombalar patlamakta, ekonomik muhasara belimizi bükmektedir. Bize kalan Recep Tayyip Erdoğan’dır ey Müslümanlar!

Sevseniz de odur, sevmeseniz de odur. İçimizdeki hainlerin kuş kadar beyinleri olsa var ya onlar da son umutlarının Erdoğan olduğunu anlayacaklardır.

Yoksa bu işler Face’le, tweetle, WhatsApp’la olacak işler değildir ey Müslümanlar!  15 Temmuz tankların altına yatanlar, şehadet şerbetini içenler kendi filmlerini çekmek, selfie yapmak için inmemişlerdi o sokaklara ey Müslümanlar!

Bağdat bitmiş, Halep bitmişse sıra sendedir ey Müslüman! Bana ne Bağdat’tan, Şam’dan derken İstanbul’unda, Ankara’nda patlayan bombalar kimedir ey Müslümanlar!

Artık uyanmak vakti gelmiştir. Düşman Çanakkale’ye, İstanbul’a, Antep’e, Maraş’a Diyarbekir’e, Van’a, Samsun’a göz dikmiştir. Artık Halep düşmüştür ey Müslümanlar!

Artık sıra sana gelmiştir. O ölen polis, asker, vatandaş sensin ey Müslüman!

Nefes almayı yaşamak zannedenler için Halep nedir ey Müslümanlar!