ABD Başkanı Donald Trump, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasını reddeden karar tasarısına destek verecek ülkeleri, yardımı kesmekle tehdit etti…
Diğer yandan İsrail, işgal ettiği Filistin topraklarında Müslüman çocuk, kadın herkese karşı her türlü terörü reva görmeye devam ediyor. İnsan olma kavramının can çekiştiği dönemden geçiyoruz.
Terör devleti için hukuk kuralları, insan hakları diye bir şey yok. Çünkü onların bu kadar zulmü yapabilmenin gerekçesi değiştirilmiş Tevrat’a dayalı… Bu terörist uygulamalar ‘Vadedilmiş Topraklar’ kurulana kadar devam ettirecekler. İsrail’in var olma nedeni zaten budur.
‘İsrail’in GAP Senaryosu’ kitabını yazdığımda, 2003 ya da 2004 yılında, İsrail İstanbul Başkonsolos Yardımcısı ısrarla benimle görüşmek istedi. Hatta görüşmek için o dönemde çalıştığım Nokta Dergisi’ne geldi.
Yazdığım kitap ile ilgili uzun uzun konuştuk. Daha öncesinde de dönemin Amerika Başkanı oğul Bush’un Türkiye Temsilcisi olduğunu belirten, daha sonra gösterdiği belgelerle bunu kanıtladığına inandığım başka bir kişinin ısrarla bana ulaştığını ve bana önemli teklifler yaptığını da burada ilk kez açıklamak istiyorum.
Teklifleri geri çevirdim elbette. Uzun yıllar işsiz de kaldım. Birçok kişi işsiz kalmamın nedeninin İsrail’in gizli sırlarını ortaya çıkaran ‘İsrail’in GAP Senaryosu-Vadedilmiş Topraklar’ kitabım olduğunu belirtmiştir.
Biz bir davaya inandık. Bu dava İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (sav) davası, onun bıraktığı en büyük mucize olan, insanlığı kurtuluşa çağıran Kur’an davasıdır. Bunu onlara da anlattım.
İsrail Başkonsolos Yardımcısı benim çalıştığım kuruma kadar geldiğinde yaptığımız sohbette ona şunu sordum. “Arz-ı Mevud” yani “Vadedilmiş Topraklar” nedir?” dedim.
Kısaca bana şunu söyledi: “Bu İsrail’in var olma nedenidir. Bundan asla vazgeçmeyeceğiz.”
“Büyük İsrail” projesinin dayandığı iddia edilen “Arz-ı Mevud” yani “Vadedilmiş Topraklar” hedefi, bugün yaşananların ana kaynağıdır. Bunu anlamadan, İsrail’in terör estirmesini ve Amerika’nın desteğini anlayamayız.
Peki nedir bu ‘Vadedilmiş topraklar’? Değiştirilmiş Tevrat’ta (Çıkış, 23:31)’de şunu yazar: Tanrı İsrailoğulları’na “Sınırlarınızı Kızıl Deniz’den Filistin Denizi’ne, çöllerden Fırat Irmağı’na kadar belirleyeceğim” der ki, bu sınırlar Davut zamanındaki (MÖ 1000) Yahudi Krallığı’nın sınırlarıdır.
ABD Başkanı Donald Trump, seçim öncesi İsrail’in bu planının uygulanmasında tüm gücünü kullanacağı sözü vermiştir. Şimdi bu sözünü yerine getirmektedir. ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır bu projenin uygulanmasında görev almışlardır. Bu gizli bir görevdir. İsrail Tevrat’ın bu hükümleri çerçevesinde önemli isimlere bu davasına hizmet etmek üzere görevler verir. Bana da bu çerçevede teklif yapılmıştı. Teklifi kabul etmediğimden bana verilecek görevi de söylemediler. Bu görevden dönmenin sonu da ölmektir. Zaten, bilerek ve isteyerek bu gizli göreve gelenler sahiplerine sadıktırlar.
Avrupa Birliği, bu oyunların bozulmasında Türkiye’nin yanında olmazsa, kendi sonunu da getirmiş olacak. İsrail’in boş hayali için dünya kan içinde yüzmeye devam edemez. Aksi halde bu iş dünya savaşına kadar gider.
Selam ve dua ile…