Süleymaniye de düzenlenen protesto gösterileri” başlığı ile verilen haberlerde anlatılan protestolar aslında bizim gezi tantanası. Hepsi bu.
Türkiye’ye yakın politikalar izlemesi, Bağdat’a karşı bağımsızlık hedefi, İran oyunlarından kurtulma mücadelesi ve tabii ki Kürt petrolleri Barzani’yi hedef yaptı. Ağustos ayında başkanlık süresi dolan Barzani’nin seçime gidilmesi halinde ezici bir üstünlükle kazanacağını bilen İran ve KCK’ya bağlı PKK yanlısı siyasi kol Goran Hareketi başkanlık krizi çıkardılar. Başkanı halk seçmesin meclis seçsin diye eski Türkiye’den bildiğimiz vesayetçi modelleri dayattılar. Daha sonra bunun da bir işe yaramayacağını anlayınca gezi benzeri bir tezgahla ortalığı ateşe vermeye başladılar.
“Goran’ın başkanlık meselesini parlamentoda çözemeyeceğini anlayınca sokakları hareketlendirerek bir sonuç almayı denediğini” anlatan Erbil’deki Selahattin Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Salih Mele, “Goran, sokak gösterileriyle başkanlık meselesini istediği noktaya getirmek istedi ve KDP’ye karşı kullanarak onu baskı altına almayı hedefledi” diye anlatıyor olan biteni.
“Mesele maaş değil sen hâlâ anlamadın mı?”
Goran Hareketi (PKK) örgütlü gençlerini sokağa salmak için bir bahaneye ihtiyaçları vardı. Haziran ayında İstanbul’da yaşanan Gezi tantanasında kullanılan mesele ağaç değil sen hâlâ anlamadın mı taktiğine benzeyen bir çağrıyla gençler sokağa çıkarıldı.
Kürdistan Bölgesi ile Irak merkezi hükümeti arasında varılan anlaşmaya göre; Bağdat’ın genel petrol gelirinin belli bir yüzdesini Erbil’e ödemesi gerekiyordu. İran’dan gelen talimatlarla bu payın ödenmesi ile IKYB planlandığı bütçeleri tutturamadı. Ardından PKK’nın boru hatlarına yaptığı sabotaj saldırıları ile gelir daha da gerilemişti. Bu durum IKYB’nin maaş ödemesini aksatınca kendi hazırladıkları bu şartları fırsata dönüştüren ve İran ve PKK yanlısı örgütler sokağa döküldü. Ancak sokağa çıkıp etrafı yakan gençlerin hiçbiri devlet memuru değil ve maaş krizinden doğan dolaylı bile olsa bir mağduriyetleri yok.
Irak Türkmen Cephesi Milletvekili Aydın Maruf , sokaklarda gezi benzeri eylemler yapan göstericilerin, “memurdan çok yüzü maskeli gençlerden oluştuğunu söyledi. Aydın Maruf, “Bu gösterilerin amacı maaş talebi değildir. Zira eylemciler, memur değil. Bu siyasi bir harekettir. Diyarbakır’daki eylemin arkasında kim varsa Süleymaniye’deki eylemlerin arkasında da aynı güçler var. Bunu İstanbul’daki Gezi Parkı olaylarına benzetiyorum. Burada asıl hedef Barzani’dir. Kürdistan bölgesinde alışık olmadığımız bu şiddet eylemleri, 1992-1998 arasında yaşanan iç savaşı hatırlattı bize. İnsanlar tedirgin” dedi. İran’ın P5+1 anlaşmasından sonra ambargonun kalkmasıyla yeniden başlayan PKK terörü yüzünden kendi içine kapanmak zorunda kalan Türkiye kamuoyunun iç şartları gereği etrafındaki krizlere karşısı ilgisiz. Barzani’ye karşı yapılan bu olaylar: yanı başımızda kök salmaya başlayan büyük tehlikenin ipuçlarından biri olarak kabul edilebilir.
——-
O çanta patlasaydı medya ne hale gelirdi?
Ankara’da yaşanan katliamda hayatını kaybedenlerin cenaze töreni için Adana Uğur Mumcu Meydanında kalabalığa yakın bir yerde şüpheli bir çanta fark edildi. Polis çevrede emniyet tedbirleri aldı. Bomba imha uzmanları robotla müdahale etmeye hazırlanırken emniyet için uzaklaştırılmış grubun içinden bir kişi koşarak geldi ve şüpheli çantayı tekmeledi. Vatandaş tekmelediği çantayı eline alıp yere vurdu. Kokulan olmadı çanta patlamadı. Peki o çanta patlasaydı ne olurdu?
Çanta patlamadığından elimizde gerçek bir olay yok! “Ya patlasaydı” sorusu üzerine, medyanın malum bakış açılarından çantanın patlama haberlerini sizin için derledim.
1.BAKIŞ AÇISI:
“Katil Erdoğan bizi tek tek öldürüyor”
Ankara’da ölen Dilan Sarıkaya ve Erhan Avcı’ı için Adana Tren Garı’nın önünde bulunan Uğur Mumcu Meydanı’nda tören hazırlığı yapıldı. Saatler öncesinden alana gelen çok sayıda vatandaş, toplanarak “katil devlet sloganları” attı. Törenin başlamasına yarım saat kala son günlerde gelişen olaylardan dolayı sinirleri bir hayli yıpranmış olan bir vatandaş kendini daha fazla tutamadı ve kalabalığın arasına bırakılmış bir çantaya tekme atınca bomba patladı.
Çantanın orada olduğunu fark etmeyen ve gerekli güvenlik önlemlerini almayan emniyet güçlerinin kasten ihmal ettiğinden şüpheleniliyor. Olayın ardından konuşan HDP’li yetkililer, “Katil Erdoğan emrindeki polislerle bizi tek tek öldürüyor. Bunu hesabını sormak için sokaklara çıkıyoruz” diye açıklama yaptılar.
2.BAKIŞ AÇISI:
“Bir can daha Saray’a kurban verildi”
Adana Uğur Mumcu Meydanı’nda, 10 Ekim’de Ankara Tren Garı katliamında hayatını kaybedenlerin cenaze töreni için toplanıldığı sırada, içinde bomba olduğu sanılan bir çanta patladı.
Fuat Avni’nin daha önceden bildiği bu acı olaydan sonra bütün ülkede bir korku havası hakim oldu. Saray’a bağlı çalışan sosyal medya müfterileri olayı, ölenleri umursamadan ‘bombayı vatandaş ayağıyla tekme atarak patlattı’ iddiasında bulunarak verdi.
Olay, Hizmet Hareketi’ne karşı yürütülen çirkin kampanyayla görevden alınan vatansever polislerin yerine getirilen liyakatsiz polislerin, ne kadar yetersiz olduklarını bir kez daha gün yüzüne çıkarmış oldu.
3.BAKIŞ AÇISI:
Halkı için kendini feda etti
Adana’da içinde bomba bulunan bir paket, cesur bir devrimci tarafından tekmeyle patlatıldı.
Alınan bilgiye göre; Uğur Mumcu Meydanı’nda toplanan Türkiye halklarının gerçekleştireceği devrimci gösteriyi provoke etmek isteyen faşist polisin bir saksının içine yerleştirdiği bomba, başka canlar yitirilmesin diye pakete tekme atarak kendini feda eden bir devrimci tarafından patlatıldı.
Yapılan feda eyleminden sonra faşist polisin ‘bomba’ şaibesiyle alandakileri dağıtmasına gerek kalmayınca halklar, “Katil Erdoğan” sloganlarıyla gösterilerine devam etti.
4.BAKIŞ AÇISI:
‘PKK’lı terörist patlasın’ diye bombaya tekme attı
Ankara tren garı katliamında can veren 97 kişiyi anma bahanesiyle Adana Uğur Mumcu Meydanı’nda toplanan bir grup provakatör arasına sızan bir ‘bölücü terör örgütü mensubu’, daha önceden saksıya ‘tuzaklanmış’ bombayı ayağıyla tekme atarak patlattı.
Edinilen bilgiye göre; meydana gelen patlamada izinsiz eylemi düzenledikleri iddia edilen şüpheliler, polis tarafından ‘terör örgütü provokasyonu yapmak’ ‘suçlamasıyla’ gözaltına alınırken, Olay Yeri İnceleme ekipleri de çevrede delil aradı. Ekiplerin çevreye sıçrayan teröristin ceset parçalarını, kimlik tespiti için inceleyeceği öğrenildi.
—
Bu kelime çok lazım
Feraset
Efendimiz s.a.v.: “Müminin ferasetinden sakının; çünkü o Allah’ın nuru ile bakar.” buyurmuştur.
Feraset, “varlık veya hadiselerin perde arkasını görmek, bir meseleyi doğru ve hızlı değerlendirmek, çabuk kavramak, hükümde isabet etmek” demektir. Doğru telaffuzu “firâset” olan bu meleke, biri kesbî (çalışılarak kazanılan), diğeri vehbî (Allah vergisi) olmak üzere iki kısımdır.