İnsanın doğal eğilimleritarafından desteklenen birçok engel vardır; gerçeği gölgeleyen…

Eğer bu engellerin farkına varacak bir ilmî perspektif genişliğine sahip değilsek, birçok gerçeklik, bakış açımızın dışında yani karanlık bir noktada kalacaktır…

Çoğu kez, “açı daraltma”nın güçlü bir araçolduğunu bilenler bu yönteme başvururlar ve bizi küçük bir hedefe odaklayarak,büyük fotoğraftan koparırlar.

Açısı daraltılan birkişinin göremediği sahada, artık ne istiyorlarsa onu yapma fırsatınıyakalarlar…

Komplocuların ya da onlarınolmadığı ama insanların kendi farkındalık eksikliklerinin sonucu ortaya çıkanzafiyetleri, Kerem Karaosmanoğlu “Komplo Teorileri” isimli çalışmasında çok netolarak ortaya koyuyor; son zamanlarda yapılmış en güzel çalışmalardan birinde…

Yazımıza ilham veren buçalışmadan bazı spotlar yakalamaya çalışacağım… Gerçeğin, hakikatin önündekiperdelerimizi kaldırmak adına bir katkı olacağı inancıyla…

Yapılan bir deneyde, siyah ve beyaz formalı iki takım oluşturulmuş ve bu takımlardan birine, diğer takımın kaç tane pas yaptığına odaklanmaları istenmiş. Onlar bu duruma odaklandığında da sahaya goril kostümlü biri sokulmuş. Maç bittikten sonra kendilerine sorulduğunda, sahadakilerin yarısı gorili görmediklerini ifade etmiş.

Bizdeki, “Cambaza bak cambaza” misaline ne kadarda benziyor… İllüzyonistler de benzer taktikle insanları marifetlerineinandırmıyorlar mı?

Yine insanın kenditeorisini destekleyen kanıtlara karşı daha zayıf olduğu gerçeği… Onun dışındakalana karşı bütün ilgisini kesen bir insan, belki görmek istemediği şeyde yeralan gerçeği de kaçırmış oluyor…

En korkunç cinayetlerinsadece dolunaylı gecede işlendiğine inanan bir güvenlik teşkilatı, aynıcinayetlerin başka gecelerde de işlendiği gerçeğini ıskalamış olur… Oysaolaylara geniş temelli bakmak bu zafiyeti ortadan kaldıracaktır…

Bizden olanın her zamandoğru, olmayanın ise yanlış konuştuğu inancı da yine gerçeğin önündeki en büyükengellerdendir…

Büyük çoğunluğuninandığına inanma zafiyeti.

Oysa bu da her zamandoğru değildir… Bazen bir kişi bile koskoca bir topluma gerçeği haykırabilir.Nitekim Hz. İbrahim bunun en güzel örneklerinden biridir tarihimizde…

Hakeza Giordano Bruno. Batı tarihinde koskoca skolastisizme karşı tek başına gerçeği haykırmıştı. Canıyla ödediği bu haykırışını tarih haklı çıkardı…     

İnsanın kendisinimerkeze koyma yanılgısı.

Bu durumda, “Herkes bendekini ele geçirmeye çalışıyor”düşüncesine kapılan insan, karşıdakinde olana ilgisini kaybeder. Orada neyin olup bittiğini takip etmediği için günün birinde bu takipsizliğin bedelini ağır bir şekilde ödeyebilir…

Sanırım Batı’yla üzücü bir zeminde yüzleşmemizde de benzer bir zafiyet söz konusudur…

Sonuç olarak şunu ifadeetmek isterim: Ucu dışarda zannettiğimiz birçok meselede, ana faktörün kendizafiyetlerimizle ilgili olduğu gerçeği, izahı çok daha mümkün bir noktada iken,insan yine kendisine yakışanı, fıtratında olanı yapıyor ve suçluyu dışarıdaarıyor…