Sosyal medyada ve çevremde bazı gençlerin iki binden önceki Türkiye’yi sürekli hatırlatıyorlar diye AK Parti ve yöneticilerine yönelik olumsuz bakış açılarını görünce gençler ve gelecek nesiller üzerinde kaygı düzeyim biraz daha yükseldi diyebilirim.

Faizlerin ve enflasyonların her gece arttığı bir ortamdan gençlerin burs miktarının her yıl  artırıldığı bir ortama nasıl gelindiğini görmek istemeyenlerin gerekçeleri de anlamsız; sürekli geçmişi konuşmaktan sıkılıyorlarmış…!   Geçmişi bilse bunu konuşmaktan sıkılmak yerine ülkenin geleceğini geçmişe benzememesi için karşılaştırma yapıp gelinen noktayı anlaması beklenirdi ama bunu yapmaktan bile aciz bir gençlikle karşı karşıyayız.

Memurların Ecevit-Sezer krizinde maaşlarını alamayacaklarına dair söylentilerden her gencin elinde akıllı telefonla ‘Bitcoin’ sorgulamasına gelinen noktada değişim çok bariz ortada dursa da gençlerin yaşamadıkları sıkıntılı günleri konuşanlardan da sıkıldıkları anlaşılıyor. 

Siyaset ve tarih biliminin geçmişi ortaya koymadan geleceği ele alması mümkün değilken sosyoloji biliminin de geçmişi incelemeden gelecekteki nesillere yön vermesi beklenemez. Gençlerin şu an ki içinde bulundukları bu sorumsuz ve anlamsız ruh halinin temelinde okullarda verilen eğitimin yadsınamaz bir etkisi var. Özellikle okullarda yakın tarihin öğretilmemesi gibi bir hatanın sebebini bilen yok! Sonrasında üniversiteye gelen her gencin doğal olarak yakın tarihe ilgisi de yok! 

Dijital çağın içinde dünyaya gelen yeni neslin Eski Türkiye’yi konuşmak istememesinin sebebi ya o günlere geri dönme korkusundan ya da o günlere dair yorum veya analiz yapacak bilgi sahibi olmamasından kaynaklanıyor. 

Gelişmiş ülkelerle medeniyet makasının kapandığı dönemlerin 2002’den sonra başladığını bilmeyenlerin ve  öncesi ile sonrasını karşılaştırma yeteneğinden mahrum olanların sebebi sadece eğitim de değil. Sosyal hayatta kültürel yapıyı korumanın birkaç müzeyi açma ve o müzeleri gezdirmekten ibaret olduğunu düşünen bir bürokratik sistemin çokbilmişliği de gençlerdeki ruh halinin ikinci sebebi denilebilir.

Bu duruma nasıl bir çözüm bulunur? Bunu nasipse seçimden sonra ele alacağım. Sadece dileğim Türkiye’nin 2000 yıllarına geri dönmemesi. Ve şimdi tarih bilmezlerin o yılları konuşmak istememesi bir yana o yılları aynen bir daha kana kana yaşamaması!