Charles Lindsbergh henüz 25 yaşındayken tek motorlu ve tasarımını kendisi belirlediği Sprit of St. Louis adlı uçağıyla Newyork’tan Fransa’ya doğru havalandığında, sonunun daha önce de kıtalararası ilk uçuşu başarmak için yola çıkıp bir daha kendilerinden haber alınamayan diğer birkaç pilot gibi olabileceğini muhtemelen çok iyi biliyordu. Ama o başardı ve yola çıktıktan 33.5 saat sonra Paris’e tek parça olarak ulaştı. Şayet Lindsbegrh Atlas Okyanusunda balıklara yem olsaydı, havacılık sektörü günümüzdeki seviyesine erişebilir miydi? Bunun cevabını vermek hem çok kolay, hem de değil. Belki yeni bir çılgının böylesi bir riski alması için bir zaman daha beklenmesi gerekecek, bu başarının yol açtığı bağlı gelişmelerin bir müddet daha ertelenmesi söz konusu olacaktı. Ama o başardı ve yaşadığımız dünya bu gelişme üzerinden şekillendi.
Lindsbergh kuşkusuz döneminin en iyi yetişmiş pilotlarından biriydi ancak onu diğerlerinden ayrı kılan şey sahip olduğu aşkın cesaretti. O 1974 yılında öldü , başaramasaydı 1927 yılında çok genç bir yaşta ölmüş olacaktı ve hiç kimse onun adını dahi bilmeyecekti, tıpkı kendisiyle aynı cesarete sahip olduğu halde başaramayanlar gibi. Gerçek başarının çeşitli bileşenleri vardır; özgüven, cesaret, risk alabilmek, bilgi ve deneyim gibi. Bunlardan biri eksik olduğu zaman istenen ve bizim başarı olarak adlandırdığımız şey maalesef gerçekleşemiyor. Gerçekleşmediğinde ise sadece biz başaramamış olmuyoruz, bundan tüm insanlık alemi bir şekilde etkileniyor, başardığımızda da. Mesela Lidnsbergh o uçuşa çıkarken aklında sadece başarmak vardı ve sağ olarak Paris’e ulaşıp bu uçuşu gerçekleştirmesi neticesinde alacağı 25.000 Doları hayal ediyordu belki de. Ancak insanlar kıtalararası uçuşun mümkün olduğunu ve bu şekilde Avrupa ile Amerika arası haftalarca süren ve çok büyük riskler içeren okyanusla boğuşma derdinden kurtulabileceklerinin farkına vardılar. Bir zaman sonra da bu başarının açtığı ufuk sayesinde çok daha büyük hava araçları üretip , uzun mesafeler boyu semada kalabilmenin yollarını aradılar ve buldular da.
Lindsbergh sadece bir örnektir; o cesaret etti ve hayalindeki bir şeyi başardı. O an başardığı şeyin dünyanın gidişatına nasıl bir etki yapacağının farkında değildi büyük olasılıkla, tıpkı diğer başaran kaşifler gibi. Ancak bugün onun yaptığı şeyin sağladığı imkanlardan ve gelişmelerden tüm insanlık yararlanıyor.
Bu vesileyle Lindsbergh şahsında insanlığın yaşamını kolaylaştırmak yolunda önemli başarılara imza atan tüm zevata teşekkür etmemizin önemli bir kadirşinaslık olduğunu düşünüyorum. Başarmak yolunda canlarını ortaya koydukları halde farkında olmadıkları eksikleri ya da eksiklikleri nedeniyle başaramayanları da, cesaretleri nedeniyle anmamız gerekiyor. Başaramayanların esrik cesaretleri, başaranların aşkınlıklarına ilham vermiştir ve bundan sonra da böyle olacaktır kesin…
Bu güzel Pazar günü için böyle bir yazı yazmak geldi içimden, bazen yaşamın diğer yönlerine de bir bakış atmalı insan. Günlük siyasi rutinin ve daraltıcı atmosferin dışına taşıp, hani deyim yerindeyse biraz kaçmalı uzaklara, en azından zihinsel olarak…
Selam ve duayla….