Geçen gün İstiklal’de dolaşırken acıktığımı fark ettim.
Cadde üzerinde bir lokanta gözüme ilişti. Temiz ve konforlu görünüyordu.
Girdim kapısından içeri, oturdum boş bir masaya , verdim İskender kebabı siparişini garsona.
Sonra afiyetle indirdim mideye. Yarım saat geçmeden başladı mı bende bir karın ağrısı bir terleme.
Gari fena dokunmuştu kebap bünyeme!
*
Sevdalandık vesselam bir güzele. Ne etsem ne eylesem nafile.
Yüz vermedi , konuşmadı bir kerecik bile.
Vazgeçtim mecburen kapandım içime.Ağladım içten içe gündüz gece.
Derken bir gün duydum ki başkansına kaptırmış gönlünü. Ciddiymişler evleneceklermiş .
Günlerce konuşmadım. Doğru dürüst uyuyamadım. Yemeden içmeden kesildim .Kaderime içerledim.
Gari fena dokunmuştu yüreğime!
*
7 aydır süren terör sarpasardı ülkemi. 420 şehidimiz var. 300 yakın insanımız öldü.
Şehirlerimiz, mahallelerimiz harabe.
Bazı vekiller yüzsüzlükte, arsızlıkta, aymazlıkta, vicdansızlıkta bir şahane.
Ama hala Meclis’de.
Kaldırsak mı?.Yoksa kaldırmasak mı diye tartışırlarken attı mı ben şalterler. Sonrası felaket.
Gari fena dokumuştu kalbime!
*
Yok laiklik, yok Kemalizm. Yahu geçti artık bu tartışmaların, bu polemiklerin devri.
Ne gereği var memleketi gereksiz yere germeyi. Bir taraftan muhalefet, diğer taraftan cahil, hasta, geri zekalı filmci.
Konuşur da konuşur geri_ geri, atar kafa iyiyken twiti¬_ miviti. Yani hacet yok zibidiye, gereksize prim .
Usta çıkar yapar ayarı. Susturur lüzumsuz tıngırtıları.
Lakin buda beni fena sinirlendirdi.
Memleketin, siyasetin bu kadar sorunu varken, bumudur yani?
Yedim kendi kendimi.
Gari fena dokunmuştu sabrıma!
*
Yandan, alttan, üstten fena dalmalar. Ensarlar, Karamanlar.
Hava’da uçuşan sloganlar.Ucuzundan tribüne oynamalar.Şeytanca kışkırtmalar.
Laf yetiştireyim derken asıl gündemden saplamalar.
Olmayan gündemleri konuşmalar. İşin aslına bir türlü dokunmayışlar.
Bende başlayan hezeyanlar, hafakanlar, beynimde, zihnimde patlayan fırtınalar.
Gari fena dokunmuştu aklıma!
*
Artık sade’de gelsek diyorum. Hani yeni Anayasa’yı konuşsak diyorum.
Başkanlık sistem’ini mesela.
Tartışsak yüksek perde’den .
Zira anket’ler de öyle söyler.
Bıraksak şu laf salatalarını, süslü_püslü siyasi nüansları.
Geçiştirmeye, unutturmaya dair çabaları.
Vallahi acıttı canımı.
Boğdu ruhumu. Zorladı aklımı.
Perişan etti iyi niyetli yanımı.
Çünkü bir türlü konuşulmuyor anayasa, başkanlık.
Gari fena dokunuyor zekama!