“Tahşiyeciler” kelimesi ilk 2009 yılında, FETÖ terör örgütünün başındaki soytarı tarafından “örgüt” olarak lanse edilmiş ve dile getirilmişti. O kadar canı yanmıştı ki “Tahşiyeciler” vurgusunu yaparken tedirginliğini gizlemeye çalışıyordu… Hâlbuki hâlâ ambargoya maruz kalan ve telif ettikleri kitaplarını hiç bir yayınevinde bulamadığımız bu ilim ehli insanların, FETÖİZM denilen cereyanı parça parça ettiklerini ben 15 Temmuz darbesinden 2 gün sonra Fethullah Gülen’in BBC televizyonuna verdiği mülakatta gördüm. Düşünsenize; siz darbe müsebbibi olarak suçlanacaksınız ve darbeden 2 gün sonra hâlâ “Tahşiye” vurgusu yapacaksınız!.. Canının nasıl yandığını görebiliyor musunuz?
Evet dünyada bütün cereyanların temelini fikirler oluşturur. Eğer o fikirler baz alınarak menfi cereyanlar izale edilmezse; o cereyan ile baş etmek asla mümkün değildir.
Geçenlerde TRT 1 Radyo programına davetliydim. Diyanetin FETÖ ile ilgili raporun yetersiz ve baştan savma olduğunu vurguladım. Mesele kişiselleştirilmiş, hatta gecikmiş ve yetersiz. Zaten Cumhurbaşkanımız da aynı serzenişte bulundu. “Bu raporu biz gazetecilere verselerdi biraz daha çabuk ve detaylı hazırlardık” diye de programda vurgu yapmıştım… Hâlbuki Diyanet ve başındaki Mehmet Görmez eğer FETÖ’nün gördüğünü görselerdi veya FETÖ ile ilmi mücadelede hususunda kıvamında bir azme sahip olsalardı; FETÖ’nün gördüğünü görür; mezkûr yayınevinin çıkarttığı eserleri revaca verirlerdi.
Evet bu eserler revaca verilmeli hatta okullarda ders kitabı olarak okutulmalıdır. Zaten FETÖ’nün endişe ettiği husus bana göre bu olsa gerek. Yani Fethullah Gülen; baş hasmı olan Mehmet Doğan hoca efendinin yazdığı eserlere; devlet erkânının sahip çıkmasından endişe ediyor. Çünkü bu eserler FETÖ’nün fikir yapısını yerle bir ediyor. Demek asıl mesele inkâr-ı uluhiyet cereyanının zihinlerde iptalidir.
Diyanetin hiç mi hiç değinmediği ve şimdiki adıyla Semendel Yayınevi (Eski Tahşiye)’nin 2002 yılından bu yana müspet bir şekilde dile getirdiği ve FETÖ’nün fikir yapısını yerle bir ettiği konular nelerdi? İsterseniz şöyle bir bakalım:
Tevhîd’in isbât ve îzâhına dâir, “İkinci Şua ve Şerhi; Ene Risâlesi ve Şerhi; Zerre Risâlesi ve Şerhi; Tabîat Risâlesi ve Şerhi…”
Haşr-i cismânînin isbât ve îzâhına dair, “Onuncu Söz Haşir Risâlesi ve Şerhi; Yirmi Dokuzuncu Söz ve Şerhi; Yâsîn Sûresi’nin Tefsîri (3 cild); Rahman Sûresi’nin Tefsîri; Dokuzuncu Şua’nın Dokuz Âlî Makâmı (Rûm Sûresi’nin 17-27. âyet-i kelîmelerinin tefsîri…)”
Kur’an’ın dört temel unsûrundan biri olan nübüvvetin, bahusus Risâlet-i Muhammediye (asm)’ın isbâtına dâir, “Onuncu Söz İkinci İşâret ve Şerhi…”
Tekvînî ve teklîfî kaderin isbât ve îzâhına dâir, “Yirmi Altıncı Söz Kader Risâlesi ve Şerhi”
“Dinler Arası Diyalog ve Hoşgörü”nün reddi husûsunda kaleme alınan “Rumûzu’l-Kur’an Serisi” (5 cild)
Risâle-i Nûr’u, yanlış te’villerden kurtaran “Reddü’l-Evhâm Serisi” (5 cild)
Tasavvufun hakîkatını isbât ve îzâh eden “Telvihât-ı Tis’a Risâlesi ve Şerhi; Hatveler ile Beşinci Mektûb’un Şerhi”
İki Akîde İmam’ı ve Dört Hak Mezheb İmamları’nın görüşlerine göre “zekât ve cihâd”ı îzâh eden üçer ciltlik “Kitâbu’z-Zekât” ve “Kitâbu’l-Cihâd”
Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Eğer FETÖ ile mücadelede samimiyseniz; yeniden bir rapor hazırlayacağınıza, ilim ehlinin 2002 yılından bu yana hazırladıkları bu çalışmaya destek vererek; Allah’ın dinine hadim olun. Tâ kÎ Allah’da bu mücadelede size yardım etsin…
Selam ve dua ile…