Geçtiğimiz iki hafta Artistik Bakış sayfamızı ülkenin festivalleri ile ilgili mevzulara ayırdık. İlkinde Adana Film Festivali’nde izlediğim ‘iyi’ filmler üzerine yazmıştım. Geçen hafta yayınlanan yazımızda ise 7’ncisi düzenlenmesi beklenen ve -maalesef- Malatya Valiliği tarafından (belirsiz) ileri bir tarihe ertelenen Malatya Film Festivali’nin neden iptal edilmemesi gerektiği üzerine durmuştuk.
Bu geçen iki hafta içerisinde bir araya geldiğimiz bütün sinemacı dostlar ve arkadaşlar ile gündemimiz de sürekli bu konular üzerinde ilerledi. Malatya Film Festivali iptal edilmesin diye yazdığım yazıya sosyal medya üzerinden “Festivaller bizi yansıtmıyor, dolayısıyla iyi yapamıyorsak hiç yapmayalım daha iyi” gibi eleştiriler de geldi. Buradaki ‘biz’den kasıt yerli bir duruş sergilenememesi ve festivallerin hem seçilen filmler hem de organizasyon şekilleri ile ilgili idi.
Haksız bir eleştiri değil. Zira film festivallerinin illa ki mevcut hükümete/devlete muhalif bir duruş sergilenmesi gereken yerler gibi görüldüğüne dair bir hakim görüşün olduğunu söylemek yanlış olmaz. Gerçi son zamanlarda ödül törenlerindeki bu çocukça ve açıkçası boş söylemlerin geride kaldığını görmeye başladık. Ödül almaya çıkan insanların ödüllerini ailelerine, ekip arkadaşlarına adaması gibi güzel tablolar oluşmaya başladı mesela.
Zaten filmi/ senaryosu/ sanatı ile sözünü söylemiş sanatçının çıkıp sahnede kuru propaganda yapması da anlaşılır bir şey değildi.
Neyse, konumuzdan sapmayalım. Malatya Film Festivali’nin iptaline/ ertelenmesine yaptığımız itiraz festivalin içeriğinin mükemmeliyetini savunan bir itiraz değildi zaten. Burada olması ve yapılması gerekenin bir şeyi tamamen yok etmek değil, güzelleştirmek ve geliştirmek olduğunu vurgulamak içindi. Öyle olmadı. Valilik festivali ileri bir tarihe erteledik dedi ama üzerine soğuk bir bardak su içeriz diye düşünüyorum. İnşallah yanılırım.
BELEDİYELER KÜLTÜR SANAT SEZONLARINI AÇTI
Sanatla ilgili meselelerin çoğunda elimiz devlet ve kamu kurumlarına mahkum. Özellikle kültür ve sanat alanında üretilen çalışmaların halka ulaşması anlamında yerel yönetimlerin yükü oldukça fazla. Özellikle İstanbul’daki belediyelerin kültür sanat için ayrılan bütçeleri dünyanın bir çok ülkesinin refah seviyesini yükseltecek kadar fazla desek abartmayız.
Önceki akşam Eyüp Belediyesi’nin kültür sanat sezon açılışına katıldım. Gecede aynı zamanda 5. Ulusal Fotoğraf Yarışması’nın hem ödülleri verildi hem de eserler sergilendi. Eyüp Belediye Başkanı Remiz Aydın konuşmasında Eyüp gibi bir ilçede başkanlık yapmanın omuzlarına yüklediği mükellefiyetten bahsetti. Gerçekten de haklı. İstanbul’un tarihi ilçelerinde yapılacak her hizmetin, atılacak her adımın ve alınacak her kararın önemi çok büyük.
Remzi Aydın ile bu ayın sonunda sertifika töreni düzenlenecek olan Eyüp Film Akademisi’ni ve KADEM Konya Temsilciliği/Meram Belediyesi işbirliği ile Sinefesto’nun düzenlediği sinema akademisini konuştuk. Başkanın şikayet ettiği şey İstanbul’da bu tarz eğitimlere ilginin az olmasıydı. Bizi Konya’da verdiğimiz eğitimde en çok memnun eden şey İstanbul’daki ilgisizliğe karşı Konya’daki istek ve arzuydu zaten.
Yine de bu yeni kültür sanat sezonunda yerel yönetimlerin sinemaya eğitimler, söyleşiler ve yarışmalar düzenleyerek destek olmasını umut ediyor ve bekliyoruz. Zira bu konuda yapılan en ufak çalışma bile ileride karşımıza büyük faydalar sağlayarak dönüyor.
EĞİTİM BİR SEN KISA FİLM YARIŞMASI’NDA BU YIL ‘VEFA’ VAR
Eğitim Bir Sen 3’üncü kez düzenlediği kısa film yarışmasına ‘vefa’ temasını seçmiş. Geçtiğimiz hafta Ankara’da görüştüğümüz Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa ile yarışma üzerine hasbihal etme fırsatımız oldu. Meseleye gelip geçici bir rüzgar olarak değil, sinemaya ve sektöre katkı sağlayacak uzun vadeli bir çalışma olarak bakmaları bizi sevindirdi.
Toplam 40 bin lira ödülün dağıtılacağı yarışmaya 9 Ocak 2017 tarihine kadar başvuruda bulunulabilir. Detaylı bilgiyi egitimbirsenkisafilm.org adresinden alabilirsiniz.