Çocukların başrolde olduğu veya çocukları hedefleyen filmleri çok severim. Bu filmleri mesajlarını incelemek için de dikkatle izlemeye çalışırım. Bu hafta vizyona giren filmlerden birini bu yüzden özellikle izlemek ve yazmak istedim.

Enes Hakan Tokyay’ın yönetmenliği yaptığı, Ufuk Bayraktar ile Meltem Miraloğlu’nun başrollerinde yer aldığı Miraç isimli filmde, Yusuf ile Ali adlı iki çocuğun yakın zamanda kaybettikleri arkadaşları ile tekrar iletişime geçme gayretlerini anlatılıyor. Ahmet’in dedesinin anlattığı Miraç hadisesini kendi gayretleriyle gerçekleştirip cennetteki Ahmet’in yanına gitmeye çalışıyorlar.

Çocuk yaşlarda birçoğumuzun anlamlandırmakta güçlük çektiğimiz manevi meseleler olmuştur. Allah nedir? Peygamber kim? İnsanlar ölünce nereye gidiyor? Ruhlar var mı? gibi soruların cevaplarını hepimiz merak etmişizdir. Henüz 4-5 yaşlarındayken dedemin yanına gittiğimde bana sorduğu bazı sorular olurdu: “- Allah kaç tane? + Biir!; – Peygamberimiz kim? + Hazreti Muhammed!; – Allah nerede? + Ne yerde, ne gökte. Mekandan münezzehtir!”

“Mekandan münezzehtir.”in anlamını tam olarak ne zaman öğrendiğimi hatırlamıyorum ama çocukluğumda aldığım bu kısacık eğitimin inanç konusunda aldığım en etkili ders olduğunu düşünüyorum. Ki dedeme “mekandan münezzehtir”in ne demek olduğunu ısrarla sorduğumu ve onun da bana detaylıca anlatma gayreti hala gözümün önünden gitmez.

Peki, bu tarz meseleler sinema perdesine aktarılmak istenildiğinde yöntem ne olmalı? Bu işlerle uğraşan insanlar olarak bu soruları sık sık sorar dururuz. Animasyon filmler bu konuda elimizi biraz daha rahatlatabiliyor. Ama kurmaca filmlerin de özellikle 5-15 yaş arasındaki çocukları oldukça fazla etkilediğini söylemek yanlış olmaz.

İşte bu yüzden Miraç gibi filmlerin önemi büyük. Lakin çocuklara bir şeyler anlatmak istiyorsanız özellikle senaryo konusunda çok dikkatli olmak zorundasınız. Hikayeniz güzel olsa bile senaryonuz zayıf olduğunda ne anlatmak istediğiniz şeyi tam olarak anlatabiliyorsunuz ne de izleyenleri tam anlamıyla etkilemeyi başarabiliyorsunuz.

Miraç filminin de en büyük sıkıntısı buradaydı. Güzel bir hikaye, iyi bir çıkış noktası ve amaç kötü bir senaryo nedeniyle kopuk ve anlaşılması güç bir hale geliyor. Filmi izlerken yanımda filmin başrol oyuncularından Arda Şahin, onun hemen yanında da 6-7 yaşlarında başka bir çocuk vardı. Filmin hedef kitlesi diyebileceğimiz bu çocuk film boyunca anlamlandıramadığı her sahneyi Arda’ya sordu. Çocuğun film boyunca soru sorduğunu düşünürseniz ne demek istediğimi anlamış olursunuz.

Yusuf ve Ali rollerinde izlediğimiz Emircan Çal’ın ve Arda Şahin’in başarılı bir oyunculuk sergiliyor. Ufuk Bayraktar için çok fazla bir şey söylemeye gerek yok.

Çünkü verilen her rolü o kadar başarılı oynuyor ki ilerleyen yıllarda ülkenin en iyi oyuncularının başında geleceğinden şüphem yok.

Filmin niyetinin temiz olduğunu ama nihayetinde ortaya çıkan işin amacı tam olarak karşıladığını söylemek zor. Yine de bu tarz filmlerin artması için desteklenmesi gerekiyor. Ama aynı zamanda daha da fazla üzerine düşülmesi gerekiyor.