Yazıma başlamadan önce beni Diriliş Postası’nda yazı yazmaya layık gören büyüklerime teşekkür ederim.

Ehli Sünnet, dinimizde Efendimiz’i (sallallahu aleyhi ve sellem) ve Sahabe-i Kiram’ı örnek olarak kabul eden fırkadır. Bu fırka sünnet’e bağlı olduğu için ve cemaat ruhundan ayrılmadığı için Ehli Sünnet vel-Cemaat adıyla adlandırılır.

Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetine ve Ashâb-ı Kiramı’nın (radıyallahuanhum) yoluna bağlı olan ve onların izlediği yol ve metodu benimseyenler. Kitap ve Sünnet üzerinde ittifak etmiş, ihtilâf ve tefrikadan sakınmış, dinde münakaşaya sebep olan hususlarda aklı değil, Kitap ve Sünneti kaynak alan, nasları esas kabul eden topluluk. Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetine tâbı olanlara ehl-i sünnet; onun sahâbîlerini âdil kabul ederek onların din hususundaki ilkelerini takip edenlere de ehl-i cemaat; ikisine birlikte “ehl-i sünnet ve’l-cemaat” denilmiştir.

Sünnet; Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) söz, fiil ve takrirleri ile ahlâki ve beşerî hususiyetleridir. Fakihlerimizin,müctehidlerimizin, ictihtları dahi Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) sünneti üzerinedir.

Sünnet: İslâm toplumunun yani ümmetin oluşması için Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) usûlünün esas alınması ve Peygamber Efendimiz’i (sallallahu aleyhi ve sellem) usûlü ittifakla takip eden Ashab-ı Kiram’ın yolunun izlenmesidir. İslâm toplumunun fikrî ve amelî oluşumunu sağlayan, Allah’ın Kitabı ve Hazreti Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetidir. Allah’uTeala Kur’an’ı Kerim’inde şöyle buyurmaktadır;

“Nitekim[1] içinizde kendinizden bir peygamber gönderdik ki o, size ayetlerimizi okuyor, sizi (Allah’a eş tutmaktan, günahlardan, maddi ve manevi kötülüklerden kurtarıp) tertemiz yapıyor, size Kitap (Kur’an’ı) ve hikmeti (içinde bulunan hükümleri) öğretiyor, bilmediğiniz şeyleri size bildiriyor.”[2]

Sünnete bağlılık, dinî bir zorunluluktur. Kur’an bize yeterlidir düşüncesiyle sünneti ihmal etmek tarih boyunca bütün bid’at fırkalarının ortak özelliği olan gizli bir hıyanet çeşididir. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu durumun ileride ortaya çıkacağını haber vererek, dinî hiçbir kaygısı olmayan bu insanlardan bizi sakındırmıştır.

“Tok karınlı, koltuğuna yaslanıp size “Kur’an yeterlidir; Kur’an neyi helâl kılmışsa onu helâl bilin, neyi haram kılmışsa onu haram bilin” diyen adamların çıkması yakındır. Haberiniz olsun, dikkatli olun: Bana Kur’an ile birlikte (hüküm bakımından) onun bir benzeri (sünnet) de verilmiştir.” [3]

[1] “Size nimetimi tamamladığım gibi.” Hasan Basri ÇANTAY meali c. 1 s. 64.

[2]Bakara Suresi, 2 /151. Ayet.

[3]Ebu Davud, Sünen, Sünnet, c. 5, b. 5, s.10, h.4604