III. Milli Kültür Şura’sının parolasını Kültür Bakanı Nabi Avcı “Dünyanın iyiliği için Türkiye’’ olarak açıkladı. Çok anlamlı ve önemli bir tespit. Gerçekten insanlığın iyiliği için Türkiye güzel bir numunedir. Bu coğrafyada katman katman insanlık tarihine yolculuğa çıkarsınız. İbret nazarıyla bakarsanız alacağınız çok dersler vardır. Ekonomik, sosyal ve kültürel olarak büyük fırsatlar içerir. Her medeniyet, her kültür bu topraklara yeni zenginlikler katmıştır. İnsanlığın birikiminin özeti gibidir bu ülke. Ancak çok azımız bu zenginliğin farkındayız. Özellikle muhafazakârların bu tarihi mirasa duyarsız kalmasını anlamak mümkün değildir.
Anadolu coğrafyasının kültürel zenginliğini kendi bünyesinde en güzel özetleyen millet Türkler olmuştur. Bu topraklarda Selçuklu ve Osmanlı döneminde hoşgörü ortamında her dinden her ırktan insan bir arada ve barış içinde yaşadılar. Bugün dahi Osmanlının renkli toplum yapısını herhangi bir ülkede görmek zor. Dünyanın en güçlü devleti ABD’nin Müslümanlara tavrını görünce bizim kıymetimiz daha çok ortaya çıkıyor. Biz yaratılanı severiz yaratandan ötürü.
Fransız devriminin dünyaya dayattığı ulus devlet anlayışı insanlığa felaket getirdi. Çoğulculuk kültüründen ırkçılık kültürüne geçildi. Uzun yıllardır körü körüne takip ettiğimiz batıyı ciddi manada sorgulamalıyız. Yerli ve milli eserler ortaya koymakta zorlanmamızın ana sebeplerinden birisi bu kötü taklitçiliktir. Bizden çaldıkları üzerine eserler ortaya koyan batı bize kendi değerlerini ve kültürünü dayatmaktadır. Ne yazık ki bizde de buna müşteri olanların sayısı az değildir.
Milli Kültür Şura’sı geniş katılımla birçok konuyu ele aldı. 3 gün ciddi tartışmalar yapıldı, teklifler sunuldu. Bundan sonra yapılması gereken ortaya çıkan raporları iyi analiz edip onlardan bir politika, bir eylem planı çıkarmaktır. Yoksa gök kubbe altında söylenmedik söz kalmamıştır.
Daha önce 2 defa yapılan kültür şuralarının sonuçları nasıl değerlendirildi bilmiyoruz. Şuranın sonuçları politika haline gelmeli az da olsa uygulamaların ortaya çıktığına şahit olmalıyız. Yoksa bu teklifler devletin arşivlerinde gelecek nesillerin araştırma yapacağı metinler olmaktan öteye gitmez. Kültür dünyasında çok konuşulur az iş yapılır endişesi hep var oldu. Bu nedenle çalışmanın sonuçları hızlı tasnif edilip bazı müşahhas ve hemen yapılabilir konular ele alınarak kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
Şurada başlık olarak seçilen her konu taraflarıyla daha derinlemesine ele alınarak bu manada gündemin sıcak tutulmasında fayda vardır.
Kültür alanında tabiri caizse ithalatı çok seviyoruz. Kendi eserlerimizle ve kavramlarımızla önce kendi kültür dünyamızı tanımak için çaba sarf etmeliyiz. Eğer kendi kültür, medeniyet yolculuğumuzu geçmişe yönelik yaparsak birçok kayıp hazineyle karşılayacağımızdan eminim. Çıkan sonuçları hem kendi insanımızla hem de dünyayla paylaşarak iyilikleri çoğaltacak bir huzur iklimini oluşturmaya katkıda bulunuruz. Ancak bu durumda bir nostaljiye dönüşmemeli geçmişe bakarken geleceği ve dünyada olan bitenden haberdar olmayı asla ihmal etmemeliyiz…
Kültür alanında tabiri caizse ithalatı çok seviyoruz. Kendi eserlerimizle ve kavramlarımızla önce kendi kültür dünyamızı tanımak için çaba sarf etmeliyiz…