Dünyada uluslararası öğrenci piyasası Ve Türkiye’nin misyonu (I)
Bahsini ettiğim bu büyük ve rekabetçi pazarın sadece bir ekonomik araç olmadığının herkes farkında olsa gerek. Büyük devletler kendi dil, kültür ve dünya görüşlerini verdikleri yükseköğrenim sırasında diğer ülkelerden seçkin ve kalburüstü çocuk ve gençlere transfer ediyorlar.
Bir önceki yazımda değindiğim gibi Güney Kafkasya ve Orta Asya’dan öğrenci seçiminde 1992-2010 yılları arasında yapılan vahim yanlışlara rağmen, geçmişten ders çıkarılarak bu 20 yıllık hatanın düzeltilmesi ve sahanın düzenlenmesi amacıyla “Yurt dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’nın (YTB) iyi niyetlerle kurulması ile yurt dışı bursları daha planlı ve tutarlı hale getirilmeye çalışıldı.
YTB’nin ilk stratejik belgesinin oluşturulması çalışmalarına o dönemde bir sivil toplum kuruluşunun başkanı sıfatıyla katılmıştım. YTB’nin yine başta Yurtdışındaki Türkler ve akraba olan topluluklar olmak üzere, coğrafyamızın her tarafından öğrencilere burslar vererek ciddi bir fonksiyonu icra etmesi kuruluş misyonunun en önemli araçlarından birisiydi. Kurumun görevini hakkıyla ifa etmesi, sadece hayır amaçlarına yönelik değil, aynı zamanda stratejik hedefleri de içeriyor. Bu sebeple, kurumun sürekli bir güncellenme ve misyon kaygısı gütmesi, hedeflerinden konjonktürel veya yönetim değişiklikleriyle sapmaması gerekiyor.
Hâlihazırda binlerce öğrenciye burs veren kurumun, burs verdiği öğrencileri akademik, kültürel ve ahlaki açıdan izleyememesi halinde, verilen bursların anlamını yitireceği ortada. Devlet ve millet olarak niyetlerimiz çok iyi olabilir ama icra araçlarımız ve icramız niyetlerimizin oldukça gerisinde.
YTB’nin adındaki “Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar” konusunda, Türkiye’nin vizyon ve misyon iddialarının gerisinde kalmayacak şekilde kendisini yenilemesi şart. Şöyle ki:
Dünyanın her köşesinden öğrenciye hitabeden YTB gibi uluslararası bir kurumun sayfası şu anda sadece Türkçe yayın yapan bir faaliyet bülteni gibi işletiliyor. İngilizce web sayfası olsa da sayfa 10 aydır donmuş halde. Kurumun İngilizce sayfası kuruma vizyoner katkı sağlayan bir önceki Başkan Doç. Dr. Kudret Bülbül’ün devir teslim merasiminin yani yaklaşık bir yıl öncesinin son haberinde donup kalmış. Etkinlikler ve takvim bölümleri de Ocak ayından bu yana donmuş vaziyette.
Kurum acilen on dile kadar sahih ve yönlendirici içerikle web sayfasını yenilemeli. Web sitesi, muhatap yabancı öğrenci kitlesi dikkate alınarak Fransızca, Arapça, Rusça, İspanyolca, Farsça ve Türkçe’nin lehçe ve şivelerinde kesinlikle olmalı. Yurtiçindeki ve dışındaki yabancı uyruklu öğrencilerin başvuracağı ilk adres sıfatıyla site baştan aşağıya güncellenmeli. Hatta, burslu veya ücretli uluslararası öğrenci kabul eden başarılı üniversitelerin başvuru linkleri bu siteye eklenerek Kurumun üzerindeki yük kısmen dağıtılmalı.
İkinci olarak YTB’nin burs dağıtma ölçütleri ve kimlere burs verdiğinin ve misyonunu sürekli olarak hatırlaması gerekli. Mesela Gürcistan’dan öğrenci alınırken Kurum resmi adını ve kuruluş misyonunu unutmaksızın öncelikli olarak Kartveli Gürcülerden değil, Acara ve diğer bölgelerdeki Müslüman Gürcü, Laz, Abhaz, Oset ve Borçalı’daki Terekeme’lerden öğrenci almak zorundadır.
Keza, Balkanlar’da da aynı titizlik gösterilmeli ve öğrenci seçimi dar bir zaman diliminde telaşe ile değil, zamana yayılarak ve yapılan işten emin olunarak tamamlanmalıdır. Mesela, Makedonya’da Türk, Arnavut ve Torbeşler varken bir Makedon’a burs verilmesi isabetli değildir ve bu seçimler Türkiye’nin misyonu ve gözlerini Türkiye’ye çevirmiş bölge insanı bakımından üzücüdür. Bu ayrımcılık veya ihmal değil, isabetli tercih anlamına gelir.
Türkiye’nin Orta Asya ile Güney ve Kuzey Kafkasya’dan getireceği öğrenciler konusunda ciddi bir alan çalışması ve güncelleme gerekli. Bunların geldiği ülkelerde irtibat adres ve kişilerini yenilemesi; sahada öncelikle hatırı sayılır bir tanıtım faaliyetinden sonra başarılı öğrencileri seçmesi ve Türkiye’de de kendi hallerine terkedilmemeleri gerekir.
İran’ın yabancı uyruklu öğrenci alışverişinde izlediği politika da en az İngiltere’ninki kadar üzerinde durmaya değer. İran öncelikle Farsça ve onun şivelerinin konuşulduğu Tacikistan ve Afganistan ile dil üzerinden, diğer bazı ülkelerle ise mezhep üzerinden bir bağlantı ve yakınlık kurarak milli çıkarlarına uygun bir politika sürdürmektedir.
Özetle söylemek gerekirse, YTB’nin üzerine düşenler, öncelikle Kurumu yurtdışında gerektiği şekilde tanıtmak; azami sayıda öğrencinin başvurusunu sağlayarak önündeki seçeneklerini arttırıp doğru seçim yapmak; referans adreslerini yeniden gözden geçirmek; öğrenciyi öğrenim süresince yeterlilik ve temsil yönleriyle yakın takipte tutmak ve mezuniyet sonrasında da teması sürdürmek. Mezunlarla temas konusunun ancak son birkaç yılda gündeme girebilen önemli bir eksiklik olduğunu hatırlatmak gerekir.
Gelecek yazımızda, Türkiye’nin uluslararası öğrencilerle ilgili politikalarının güncellenmesi ihtiyacı ve ilgili STK’lardan bahsedeceğiz.
İspanya’dan selamlarımla…