Geçtiğimiz hafta Esenler’de yaşayan genç kardeşlerimin muazzam bir proje ile tanıştıklarına şahitlik ettim. DAHİ (Doğu’nun Aklına Hakim İnsanlar) projesi kapsamında okullarında onlarla buluşma imkanı buldum.
Kıymetli dostlar, öncelikle sizleri her zaman olduğu gibi selamların en güzeli olan Allah’ın selamı ile selamlıyorum.
Yaptıkları sosyal ve sportif faaliyetlerle son günlerde adından her konuda sıkça söz ettiren Esenler Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü tarafından Türk İslam Bilim İnsanlarını gençlerimize tanıtmak için gençlerle buluşması sağlanan DAHİ (Doğu’nun Aklına Hakim İnsanlar) projesi gerçekten büyük bir takdiri hak ediyor. Aslında Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle son günlerde her fırsatta dile getirdiği “üretmek” fikrinin temelinde gençlere aşılanması gereken asıl düşünce bu olsa gerek diye düşünüyorum. Eğer gençlerimiz bugünkü bilim ve teknolojinin asıl kaynağının Türk-İslam bilim insanları olduğunu gerçek manası ile hissedebilirlerse bugüne kadar dayatılan “Siz yapamazsınız! Siz üretmezsiniz!” fikri ortadan sonsuza kadar kalacaktır diye düşünüyorum. Prof. Dr. Fuat Sezgin Hocamın “Miladi 850 yılından itibaren, 16, yüzyılın sonuna kadar Müslümanlar ilimde mütemadiyen yeni şeyler keşfettiler. Yeni ilimler kurdular, eski ilimleri keşfettiler ve ileride kurulacak bazı bilimlerin temellerini attılar.” sözü ışığında, üretme fikrini harekete geçirmek ve tam manası ile gençlerin bu fikir ışığında kendilerini geliştirmesi için “Dünyanın, bilimsel belge ve raporlarda hakkını verdiği fakat kolektif hafızaların kör noktasında bulunan bu değerli ve saygın isimleri, hayatımızın ve zihnimizin içine alma, onlarla tanışıklık kazanma ve onlardan aldığımız ilhamla geleceğin bilim dünyasına yön verecek isimler yetiştirmeliyiz.” diyerek, bu önemli görevi üstlenen, elini taşın altına koyan Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu ve Esenler Belediyesi'ne Doğu’nun saraylarına, rasathanelerine, medreselerine, kütüphanelerine âşık bir kardeşiniz olarak canı gönülden teşekkür ediyorum.
Çizimlerindeki muazzam sadelik ve kendine özgün duruşu, verilmek istenen mesajın direk hap bilgi olarak verilmesi projenin gençler tarafından da sahiplenilmesine neden olmuş. Proje kapsamında yer alan Kitapla gençler Türk İslam Bilim İnsanlarını tanırken bu bilim insanlarını tanıtan küçük hediyeler gerçekten gençlerin ufkunu açıyor.
Yerçekimi kanunu Newton’dan 700 sene evvel bulundu!
DAHİ projesinin, üreten Türkiye hayalinin gerçekleşebilmesi için ülkemizin dört bir yanında gençlerimizle buluşturulması gereken bir proje olduğunu düşünüyorum. Çünkü biz biliyoruz ki, bugünkü bilime yön veren insanlar yüzlerce yıl önce doğunun saraylarında, rasathanelerinde ve medreselerinde yetişmiş, astronomiden felsefeye, cebirden geometriye her bir dalda birbirinden kıymetli buluşlar yaparak birçok bilimin temelini atmışlardır. Bu kıymetli bilim adamlarını kendi sınırları içerisinde çalışmalarını yapmalarını isteyen sultanlar birbirleri ile yarışmış, Fatih Sultan Mehmet bu sebeple Ali Kuşçu dâhil birçok bilgini İstanbul’a davet etmiştir.
Bizler bu insanları ve çalışmalarının çoğunu bilmezken Avrupa Müslüman bilim adamlarının buluşlarının üzerine katkı yaparak bilime yön vermiştir. Uçuş denemelerini Wright Kardeşler’den yüzyıllar önce İbn-i Firnas yapmış, Robotik bilimin temelini Cezeri, fotoğrafçılığın temelini Heysem atmıştır. Mikroptan ilk bahseden yine bir Bilim İnsanı olan Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemsettin Hz.leridir. İbn-i Sina tüm dünyada “Tıbbın Babası” olarak tanınmıştır. Yer Çekimi kanunu ilk defa El – Razi dile getirmiş Biruni ise Newton’dan 700 sene evvel bunu kesin olarak ispatlamıştır…
Fuat Sezgin Hoca ile manevi âlemde sohbet!
Sanıyorum ki bu proje ile gençlerimiz, kendi yaptığı roket sistemi ile yerden 300 metre yükselen Lagari’nin uçuşuna şahit olup Hezarfen’le Galata’dan Üsküdar’a kanat çırpıyorlar. Oktay Sinanoğlu, Aziz Sancar gibi bilim insanlarımızı tanıyıp İslam bilim tarihini aydınlatan Fuat Sezgin’le manevi alemde sohbet edecekler… Doğu’nun Aklına Hakim İnsanlar ile DAHi’likte sınırları aşan bilim insanlarını tanıyacak, bilime milli ve manevi katkı veren rol modeller olarak yeni buluşların bu temel üzerine inşa edilmesini sağlayacaklar.
Dostlar bu vesile ile bu günümüze ışık tutması temennisi ile projede yer alan bilim insanlarının bir kısmını hayatlarının dönüm noktalarını kısa kısa sizlerle paylaşmak istiyorum.
Mete Han (M.Ö 234-M.Ö 174)
Hepimizin bildiği bilgilerin ışığında Mete Han tarihte Çin Seddi'ni aşabilen ilk Türk hükümdar olmakla birlikte aynı zamanda Asya milletlerini tek çatı altında toplayan ilk hükümdardır. Günümüz ordu sisteminin temelini O atmıştır. Günümüzde Türk Kara Kuvvetlerinin kuruluş yılı Mete Han’ın tahta geçtiği M.Ö. 209 yılı olarak kabul edilmektedir.
Bizim bir devlet adamı, bir hükümdar olarak tanıdığımız Mete Han aynı zamanda dünya savaş tarihine yön veren bir bilim insanıdır. O Çavuş okunun mucididir.
Uluğ Bey (14. yüzyıl Özbekistan-Semerkant)
Ünlü astronomi bilgini. Timur İmparatorluğu'nun 4. sultanı olan Uluğ Bey, yaptırdığı 40 metre çapındaki ‘Rub-u Dairesi’ yıldızların yüksekliğini ölçen gözlem aletiydi. Teleskopların icadına kadar Doğu ve Batı’da bu alet kullanılmıştır.
Ali Kuşçu (15. yüzyıl Semerkant-İstanbul)
NASA tarafından Ay’a ismi verilen ilk Türk. Babası Uluğ Bey’in doğancı başı olmasından dolayı Kuşçu lakabını almıştır. Timur Devleti, Akkoyunlu Devleti ve Osmanlı Devleti’nde eğitimler vermiştir. Ay’ın haritasını çıkarmış ve İstanbul’un enlem ve boylamını hesaplayarak astronomi alanında önemli buluşlara imza atmıştır.
Fatih Sultan Mehmet (15. yüzyıl/Edirne-Gebze)
Havan Topu’nun mucidi. Osmanlı Devleti’nin 7. Padişahıdır. Ana dili Türkçe’nin yanında Yunanca, Arapça, Latince, Farsça ve İbranice bilen Fatih bilime ve bilim insanlarına büyük önem vermiştir. Avni mahlası ile şiirler yazmış, İstanbul’u fethederek peygamber övgüsüne mazhar olmuş bir çağ açıp çağ kapatmıştır. Dünyada ilk defa İstanbul’un fethi esnasında kullanılan Havan Topu’nu icat etmiştir.
Akşemseddin (14. yüzyıl Şam-Bolu)
Mikroptan söz eden ilk kişi. İstanbul'un fethinde ki manevi katkıları ile tanınan Akşemsettin ‘’seretan’’ adıyla bilinen bir kanser hastalığı ve birçok hastalık hakkında araştırmalar yapmakla beraber dünya tarihinde ilk kez mikrobun varlığından bahseden kişi olmuştur.
İbn Firnas (9. yüzyıl İspanya)
İlk uçan insan. Tüy ve kumaşlarda yaptığı uçuş aleti ile Wrigh Kardeşler'den "10 asır evvel" tarihte ilk kez uçmayı başaran insan olmuştur. Aynı zamanda dereceli gözlüğü de keşfeden kişidir
İbn Battuta (14. yüzyıl Fas)
Orta Çağ’ın en büyük seyyahı. Afrika kıtasının büyük bir kısmı, Orta Asya, Rusya, Çin, Anadolu ve İspanya gibi ülkeleri gezerek Rıhlet-ü İbn Battuta diye bilinen seyahatnâmeni yazmıştır. Bazı araştırmacılara göre ilk antropolog ve etnolog sayılmıştır.
İbn Rüşd (12. yüzyıl Kurtuba-Merakeş)
Güneş lekelerini ilk gözlemleyen bilim insanı. İslam âleminde ‘’şarih’’, Avrupa’da ‘’Averreos’’ unvanıyla tanınır. Batı’da ‘’Latin İbn Rüşdcülük’’ felsefe ekolü oluşmuştur. Tıp alanında da birçok çalışması olan Rüşd, görme olayını retina tabakasının yaptığını ilmi açıdan izah etmiştir.
Harizmi (8. yüzyıl Horasan-Bağdat)
Cebirin babası. Cebir alanında ilk kez sıfır (0) teriminin varlığının ispatını yaparak kullanmaya başlamış ve böylece bugünkü bilgisayar yazılımlarının programlama dillerinin temelini atmıştır.
Cezeri (12. yüzyıl Cizre)
Robotik bilimin öncüsü. Cizre’de dünyaya gelmiştir. Hayatımızda önemli bir yere sahip olan bilgisayar sistemlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Kındi (9. yüzyıl Kufe)
İlk İslâm filozofu. Orta Çağ Avrupa’sında “Alchindus” adıyla tanınmaktadır. Einstein’den asırlar önce izafiyet teorisini ortaya koymuş ve kendinden sonra gelen birçok bilim insanını etkilemiştir. Aynı zamanda ilaç yapımı olan “posolojinin” de kurucusudur.
İbni Heysem (10-11. yüzyıl Basra-Mısır)
Optiğin Babası. Işığın yansıma ve kırılma kanunlarını tespit ederek, görme olayını 11. yüzyılda yazdığı “Kitabül Menazir” adlı kitapta açıklamıştır. Bilim çevrelerince fotoğraf makinesi ve kameranın da babası olarak kabul edilmektedir
Meryem el Usturlabi (10. yüzyıl Halep)
Dünyanın ilk Müslüman kadın mucidi. Günümüzde saat, pusula, navigasyon cihazları başta olmak üzere zaman, mesafe ölçümüne yarayan ve astronomik hesaplarda kullanılan pek çok cihazın atası olan usturlabı geliştirerek günümüz bilimine çok büyük katkılar sağlamıştır.