Bayramlar şükür duraklarından birisidir. Hayatın bütün gayyalarına rağmen bayramlar ulaşılması iple çekilen güzel günlerdir. Bayramlar şükretmek, tefekkür etmek, teşekkür etmek, tövbe etmek, af dilemek için fırsat kapılarının açık olduğu vesile günleridir. Taze başlangıçlar yapma, yeni hedefler koyma zamanlarıdır.
Mevla’nın günleri ve mevsimleri birbirine benzer ama insan için her yaşın bayramı ayrı bir anlam ifade eder. Yaşanılan yerler ve zamanlar da bayramlara anlam katar. Yaş ilerledikçe “Hey gidi eski Ramazanlar!..” diye başlayan cümlelerle eski günler yâd edilir. Aslında yüzyıl içinde milletimizin hayat biçiminde o kadar şey değişmiştir ki geçmiş günleri özlemle yâd etme sebeplerinden birisi budur. Bugün şehirlerde yaşayanların büyük çoğunluğunun çocukluk günleri köylerde geçmiştir. Köylerdeki hayat biçimiyle şehirlerdeki birbirine benzemez. İnsan ilişkileri de çok farklıdır. Köyde herkes birbirini tanır ve bu durumun getirdiği sıcaklığın ürettiği ilişki ve iletişim biçimini şehirde bulmak mümkün değildir.
Hayat filmini geriye sarıp hatıraları ve dostlukları yâd etmek güzel bir şey olsa da oraya takılıp kalmamak gerekir. Bayram hangi hayat şartlarında olursanız olun iyilikleri, güzellikleri çekip öne çıkarma zamanıdır. Bu hikmetli günler dayanışma, paylaşma, helalleşme, hâl hatır sorma zamanlarıdır. Her yaş, çağ ve yerin kendine göre güzellikleri vardır. İşte bayramlar o güzellikleri yaşama günleridir.
Bayramı fırsat bilip gerek fert olarak gerekse toplum olarak yoğun ve yorgun günlerden sonra şöyle bir tefekkür etmek, nefis muhasebesi yapmak hepimize iyi gelecektir. Yapmış olduğumuz yanlışlara tövbe etmek, iyilikler için şükretmek ruhumuzu dinlendirecektir. Kendi içimize doğru bir yolculuğa çıkmak, yakın çevreden başlayarak dostlarla bayramlaşmak sonra köyümüzün, kasabamızın, şehrimizin, ülkemizin sınırlarını aşarak yeryüzünde yaşayan insanlara karşı diğerkâm olmak daha iyi bir dünya için yeni yollar açacaktır.
İşte bayramlar bu duyguları çağrıştırıyor ve bakıp da göremediklerimizi görme imkânı veriyorsa değerlidir. Yoksa bu özlemle beklediğimiz günler, takvim yapraklarında birkaç gün olmaktan öteye gitmez. Ramazan Bayramı’nı diğerlerinden ayıran özelliği, bir ay boyunca oruçlu olmaktır. Gün boyunca yeryüzünde Müslümanlar yeme içme kapılarını kapatarak eşit hâle gelir. Birçok nimetten geri durarak nefislerimizi terbiye etmek, olmayanların hâlinden anlamak ve sonunda bayram etmek müminlerin hakkıdır.
Bayram vesilesiyle dünyadaki iyilik ve güzellikleri hatırlayarak onları çoğaltanlarla irtibat kurmak da önemlidir. Yeryüzünün erdemlileriyle dayanışma içinde olmak daha iyi bir dünya için atılacak en güzel adımlardan bir tanesidir.
Bayramlar aynı zamanda adalet ve merhamet ekseninde bütün canlıların hakkını gözetme zamanıdır. İnsanların dışında hayvanların, bitkilerin ve çevrenin hukukunu koruma ve hatırlama günleridir. Yeryüzünden kötülüklerin, zulmün kaldırılması için mücadele azminin tazelenme anlarıdır. Eliyle, diliyle, kalbiyle kötülüklere ‘dur’ demek için hazırlanma iklimidir. Bütün tedbirleri aldıktan sonra tevekkül edebiliriz.
Bütün sebeplere yapıştıktan sonra yapılacak yegâne iş dua etmektir. Haydi, bu bayram vesilesiyle yeryüzü mazlumlarının kurtuluşu için dua edelim. Dünyanın neresinde mazlum kim varsa onların kurtulması için Mevla’ya yalvaralım. Duaları dalga dalga yükseltip yeryüzünü huzur yurdu yapalım. Huzur ve esenlik içinde nice bayramlara…