Rus büyükelçisine yapılan suikastın ardından hemen hemen medyada yapılan bütün stratejik analizleri okudum ve izledim.
Birçok komplo teorisinin yanında, istihbari bilgi alanlar dâhil,
Türkiye’ye göre konumlanmış (yanında/karşısında) akademisyen gazeteci ve yazarları izledim…
1- Failin kimliği bakımından, FETÖ ve bağlantılı olduğu ABD’nin yaptırdığı yönündeki görüşler ağır basmaktadır.
2-Suikastın Amacı açısından, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkileri bozmaya yönelik olduğu görüşü ekseriyet kazanmıştır….
Ben bu yumurtanın neresinden kırılırsa kırılsın cılk çıkacağı ve sonuçta suikastçının hangi terör örgütüne mensubiyetinin bir önemi olmadığı kanaatindeyim.
Bana göre; büyük stratejik planın ne olduğunu bilmeden bu büyük küresel stratejik tabloyu görmeden birbiriyle ilişkili veya bağımsız meydana gelen terör eylemlerinin, suikastların ve benzeri tüm gelişmelerin yap-bozda yerine doğru bir şekilde yerleştirilmesi pek mümkün değildir…
Büyük stratejik küresel plan nedir, ne zamandır uygulamaya konulmuştur, bu planın senaryosunu kimler yazmıştır, bu senaryoda başat aktörler, yardımcı aktörler, karakter oyuncuları ve figüranları kimlerdir, nasıl hazırlanmıştır, sahne seçimi nasıl yapılmıştır, hangi oyuncu ne zaman oyundan çıkarılacaktır, bu küresel stratejinin uygulamasında amaçlanan nihai hedef nedir…!?
Uluslararasında ülkelerin görünen politik stratejik ilişkilerle görünmeyen ilişkileri arasındaki fark eğrisi hangi ülke için ne yöndedir.!? Büyük küresel stratejik planın iyi senaryosu ile kötü senaryosu arasında nasıl bir ilişki vardır.!?
Aynı anda iç içe işletilen iyi ve kötü senaryoların birbiriyle münasebeti nasıl bir mantık örgüsü içinde işletilmektedir.!?
Bunlar ve benzeri sorulara verilecek cevapların yap-bozla uyumlu ve mantıklı ilişki örgüsüyle örtüşmediği sürece yapılan yorumların birçoğu retorik, boş laf yığını olarak kalacaktır.
Böyle olaylarda olayı yaptıran tarafındaki analistlerin kamuoyu önünde yaptıkları yorumların suikastı tamamlayan önemli matrixin unsurları olduğu unutulmamalıdır…
Özetle bu suikast, iki öncelikli amaca ulaşmak için oluşturulan çok uygun şartlar zaman geçirilmeden uygulanmıştır.
Öncelikle; Türkiye üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmak, saniyen; Trump henüz göreve başlamadan yapılmasının çok farklı ABD iç işleyişine yönelik amaç ve hedefleri vardır…
ABD ve Rusya, İngiltere ve İsrail ve Almanya (AB) aralarındaki münasebet umumi efkârın bildiği dost-düşman iki dinamiği üzerinde dönen bir basit cebirsel formulasyon üzerinde işlemez.
Suikastın hemen ardından ABD’nin yeni yönetimi İsrail’e BM de bir cevap vermiştir.
Putin ve Trump’ın İsrail ile münasebetleri nasıl sürdüreceğine bağlı olarak ortadaki muğlaklığın giderilmesi mümkündür.
Kurulan Suriye masasında ABD’nin zahiren mevcudiyetinin olmaması veya İran’ın zahiren mevcudiyeti, arkaplan hususunda sahici bilgilerle okuyamayanlar için yanıltıcı bir durumdur.
Suriye masası kurulma süreci doğru okuyanlar açısından; küresel stratejinin uygulama sürecinde, duruma göre senaryo dışı kalan oyuncuların, dün Rus uçağının düşürülmesi de göstermektedir ki masaya oturabilmek için can atmaktadırlar. Unutulmaması gereken temel gerçeklik, Türkiye karşısında, Rusya ve İran bir ”GÜÇ” temsilcileri olarak pozisyon aldırılmış olmalarıdır vesselam