Özgür Özel, CHP genel başkanı olduktan sonra bazı hususlarda farklı davranacağı yönünde bir irade sergiledi.
Açık söylemek gerekirse çoğunluğun aksine bendeniz, CHP’nin genetik kodlarına aykırı davranabilecek bir CHP’li olabileceğine ihtimal vermediğim için bu yaklaşıma başından beri kuşkuyla yaklaştım.
Özel, bidayette ‘farklı’ davranabileceği istikametinde bazı atraksiyonlar yapsa da bu kanaatim hiç değişmedi.
Neden mi?
Yaklaşık 50 yıldır bu partiyi izliyorum ve öncesine dair de hatırı sayılır miktarda kitap okudum, belge inceledim…
Var olduğu günden bu yana yaşanılan bütün süreçlerde CHP, mütemadiyen kendisini var eden statükoya bağlı kaldı ve kendisiyle özdeşleşmiş davranış kalıplarının dışına asla çıkmadı.
Zaman zaman, konjonktür gereği farklı tutumlar takınsa da bunların tamamı geçiciydi ve zaten çok geçmeden de aslına rücu etmekle tanımlanabilecek fiillerle gerçek kimliğine döndü.
Dilerseniz iddiamızı son dönemde gelişen bazı hadiseler ışığında birlikte değerlendirelim.
Cumhurbaşkanı’ndan randevu talep edip çok geçmeden de görüşen, akabinde Cumhurbaşkanı’nı partisinde ağırlayan Özgür Özel, bu davranışıyla kimi çevrelerde ‘yeni bir süreç başlatıyor’ iltifatlarına muhatap kalmıştı malumunuz…
Gerçekten de zahirde, sabık genel başkana nazaran farklı bir görüntü vardı.
Fakat çok geçmeden bunun sahici olmadığı anlaşıldı.
Özgür Özel, Sayın Cumhurbaşkanı’na ve AK Parti’ye oy veren devasa kitleye ağız dolusu iğrenç hakaretlerde bulunan bir terbiyesizi, yaptığı toplantılardan birinde protokolde ‘şeref konuğu’ diye ağırlayarak aslında kim olduğunu ve gerçekte ne düşündüğünü cümle âleme göstermekte gecikmedi…
Başta dedik, hiçbir CHP’li genetik kodlarının hilafına davranmaz/davranamaz!
Bu hususa dair bir ilginç örnek daha…
Özel, birkaç gün önce yaptığı bir konuşmada bir dolu vaatte bulundu.
Bunlardan birisi de hiç şüphesiz ki “CHP iktidarında 1 litre rakı 140 TL” olacak söylemi idi.
Doğrusu, haberi ilk gördüğümde gayriihtiyari tebessüm ettim.
Bunun, biraz zorlama bir haber olduğu yönündeki düşüncemdi tebessüm etmeme neden olan…
Sonrasında özellikle de muhalif medyanın bu söylemi manşete çekmesinden anladım ki durum benim sandığım gibi değil, tam da vurgulandığı gibi imiş.
Yani anlayacağınız, bu ifadeler zühul eseri değil; taammüden sarf edilmiş.
CHP’de ve CHP’yi savunan çevrelerde sevinçle karşılandı bu vaat.
Sıradan insanları geçtim, kendi camialarınca “entelektüel” (!) ve kanaat önderi kabul edilen isimler bile cuşuhuruşa gelmişlerdi.
“Önemli bir eşik aşıldı” diyeninden tutun da “rakı vatanı sevmektir” diyenine kadar bir sürü aydın (!) bu söylemi ayakta alkışlıyorlardı.
CHP budur işte.
Aslı da, tıyneti de, kimliği de, kişiliği de budur ve asla başka türlü davranamaz; zira karakteri böyledir.
Bu gelişme bende meşhur bir hikâyeyi tedai ettirdi.
Padişah vezirine sormuş: Eğitim mi önemlidir, karakter mi?
Vezir kendinden emin cevaplamış bu soruyu: Karakter padişahım.
Aksini düşünen padişah, vezirden bunu ispatlamasını istemiş.
Vezir, padişahtan bu hususta yetki ve süre istemiş ve ardından da memleketin her yerinde tellallar vesilesiyle duyurularda bulunmuş.
“Ülkenin en iyi hayvan eğiticisine yüz kese altın…”
Süreç sonunda vezir, en iyi eğitmeni padişahın huzuruna çıkartmış.
Padişah hayvan eğiticisine sormuş:
- Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretebilirsin?
- Altı ayda öğretirim padişahım…
Altı ayın sonunda saray erkânı toplanmış.
Eğitilen kedi herkesi hayretler içerisinde bırakarak, elindeki tepsi ile hazıruna servis yapmaya başlamış.
Bu durumu memnuniyetle izleyen padişah, vezirine tekrar sormuş:
- Eğitim mi önemlidir yoksa karakter mi?
Zaten bu soruyu bekleyen vezir, padişahın sorusuna cevap vermeden önce, cebinde hazır bulundurduğu bir fareyi yere bırakmış.
İşte o an, olan olmuş ve fareyi gören kedi fıtratı gereği tepsiyi fırlattığı gibi farenin peşinde koşmaya başlamış…
Hikâyenin sonunu anlatmaya gerek yok sanırım.
Genetik kod devreye girince tüm değişim iddiaları bir anda çöp oluverir…