Her seçim döneminde CHP’deki söylem değişikliği, milletin değerleriyle barışmış gibi yapması, kendileri dışındakilere geçmişinden farklı olarak daha hoşgörülü bir tablo çizmesi, Türkiye’nin normalleşmesi adına hepimize umut veriyor. “Bu defa olacak galiba, Türkiye’de de gerginlikler üzerinden değil de hizmet ve projeler üzerinden bir siyaset üretme dönemi başlayacak.” diye heveslenmeye başlıyoruz.

Ancak ne oluyorsa seçim bitince oluyor. Seçimden önceki CHP gidiyor ve yerine yine faşizan söylemlere sahip kişiler CHP’de ön plana çıkıyor, yine milletin değerleriyle çatışan kişiler vitrindeki yerlerini alıyor, yine milletle ve değerleriyle bütünleşme vaatleri havada kalıyor. Tabii ki bunun sonucunda da sağduyu sahibi insanların umudu yine başka baharlara/seçimlere kalıyor, yine CHP’ye ve siyasetini dizayn edenlere olan güven sıfırlanıyor.

Bu seçim döneminde de geçmiş seçimlerde yaşananlara benzer süreç yaşandı. Her seçim döneminde olduğu gibi İslami hassasiyet sahibi insanlarımızın gözüne ve gönlüne hoş gelecek manzaralar ortaya çıktı bu seçim öncesinde de… Hatta muhafazakârlaşmanın dozunu bir hayli artırdı CHP’liler bu dönemde…

Camide “Yasin” okuyan Ekrem İmamoğlu, Tekbirlerle seçim zaferi kutlayan Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Kuran’a el basarak göreve başlayan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan vb. örnekler, daha önce gördüklerimizin bir hayli ötesindeydi CHP için…

Bildiğiniz gibi geçmişte CHP, “İslam” deyince laikliğin, “Müslüman” deyince cumhuriyetin, “namaz” deyince modernizmin, “Kuran” deyince bilimin uçup gideceğini sanır; “tesettür” ve “sakal” deyince Şeriat kanunlarının geleceğinden korkar ve taraftarlarını da bunlara inandırırdı. Bu korkuları(!) milletin de onlardan korkmalarına sebep olur, korkular gerginliklere, gerginlikler ise kutuplaşmalara sebep olurdu.

Ancak zamanla CHP, bu milletle çatışarak, değerlerini küçümseyerek, inançlarını yok sayarak milletin desteğini alamayacağını fark etti ve milletin hoşuna gideceğini düşündüğü bazı söylem değişikliklerine gitti. Bunu da ilk olarak Deniz Baykal zamanında çarşaf açılımıyla yaptı. Baykal, partiye çarşaflı üyeler kaydetti. Çarşaflıların öcü olmadığını, partilerinde çarşaflılara da yer olduğunu çarşaflı kadınlarla mitinglere çıkarak deklare etti.

Ancak ne oldu? CHP’nin su katılmamış laikçi teyzeleri Mersin’de “çarşaf yırtma” eylemiyle çarşaf açılımına darbe vurdu. Böylece CHP’deki değişimin söylemden öteye gidemeyeceği bir kez daha görüldü.

Daha sonraları da her seçim döneminde muhafazakâr söylemler artarak devam etti. Ancak söylemde muhafazakârlık artsa da uygulamada İslami hassasiyet sahibi insanları üzen, yaralayan icraatlar hız kesmeden devam etti. Mesela 28 Şubat’ın baş aktörlerinden, başörtüsü yasağının yılmaz savunucularından ve en şiddetli uygulayıcılarından Nur Serter CHP’den vekil yapıldı. Yine başörtüsüyle, İslam’la ve Müslümanlarla mücadelesiyle ön plana çıkan Türkan Saylan’ın ismi, CHP’li belediyenin olduğu her yere özellikle verilerek âdeta Müslümanların hassasiyetleriyle dalga geçildi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Muharrem İnce, belediye başkanlığı seçimlerinde ise Ekrem İmamoğlu muhafazakâr söylemleri ve görselleri iyice artırarak İslami hassasiyet sahibi insanlara mavi boncuk dağıttılar. Seçimden önce haftada birkaç kez cuma namazı kılan Muharrem İnce’yi seçimlerden sonra camide, cemaatte görmediğimiz gibi Ekrem İmamoğlu’nu da muhtemelen görmeyeceğiz ama daha vahimi ise Ekrem İmamoğlu’nun 145 yıldır devam eden bir mücadeleden bahsetmesi oldu. 145’i muhtemelen yuvarladı, 143 yıl öncesine Sultan Abdülaziz’e darbe yapılması ve sonraki süreci kastetti. Bunun ise yıllarca Sultan 2. Abdülhamid’e “Kızıl Sultan” diyenler için ne ifade ettiğini milletimiz çok iyi biliyor.

Yine Kur’an’a el basarak göreve başlayan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın ilk icraatının ülkemizde misafir olarak bulunan Suriyeli savaş mağduru, yardıma muhtaç insanlara belediyenin yaptığı yardımları kesmek olması da CHP zihniyetini hatırlamamızı sağlayan bir icraat oldu.

İyi ki CHP, rolünü uzun süre oynayamayıp fabrika ayarlarına tez zamanda dönüş yapıyor. Yoksa yeni nesiller, gerçek CHP’yi görüp anlamakta zorluk çekebilir!..