Biraz dikkatli bir gözle baktığınızda çok açık olarak fark edeceğiniz bir hakikatten bahsetmek istiyorum…

23 Haziran seçimlerine doğru giderken CHP’nin adayı için hazırladığı açık hava reklamlarında, kendi logosunu adeta görülmesini istemediği bir ölçekte ve bir köşeye iliştirmiş; “hiç koymayacaktık ama” der gibi…

Ancak dikkatli baktığınızda oradakinin bir CHP logosu olduğunu anlayabiliyorsunuz yani… Bu uygulama da aslında en başından beri bir ajans tarafından her tavrı ve her sözü senaryolaştırılan bir adayın, CHP’den ayrıştırılarak seçmene onaylatılmak istenmesinin bir sonucu…

Birkaç ay öncesine kadar İstanbul seçmeni için hiçbir şey ifade etmeyen bir adayın gücünün normalde partisinden gelmesi gerekirken, tam tersi oluyor ve partisi adayından güç devşirmeye çalışıyor… Bu tablo aslında CHP’nin bir parti olarak kendi imajından ne denli endişeli olduğunu da açık olarak ortaya koyuyor…

31 Mart sürecinde de CHP’nin adayı kendi logosuyla hareket etti; sanki bağımsızmış gibi… Yanında CHP’den muhafazakâr seçmen nezdinde imajı bozuk hiç kimse yer almadı ve onlarla poz verilmedi; buna CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da dâhildir…

Sanki bu aday CHP politikasından bağımsız ve CHP’liler olmadan İBB’yi yönetecekmiş gibi bir hava estirildi… Oysa 31 Mart sonrasında görüldü ki böyle bir gerçek yok ve CHP en dominant haliyle masada…

Bu milletin kodlarıyla barışık olmayan, devlete “seri katil” diyen, teröristi savunan bir il başkanı adeta bir “eşbaşkan” hüviyetiyle ortaya çıktı… Yani “bu belediyi CHP yönetecek” dedi aslında…

Bunda bir beis yok elbette… “Peki, o zaman sorun nerede?”nin cevabı ise şu… İşin en başından beri CHP’nin imajına, toplumdaki karşılığına ve aynı şekilde genel başkan ve il başkanı düzeyinde de yaşanan güvensizliğe bakarak öne çıkamayanların, seçim sonrasında “hop biz buradayız, aslında şaka yapmıştık” der gibi ortaya çıkmalarıdır…

Bu tavır aslında seçmenin duygularını istismar etmekten başka bir şey değil… Bu öyle herhangi bir istismar da değildir üstelik…

Olduğundan farklı görünme ya da gösterme çabası gerçek bir istismara dönüşemeden bir seçim yenilemesi geldi… Bütün planlar deşifre oldu… Bir adaya kendinde olmayan bir karakter iliştirmesi, iliştiği yerden çabuk düştü…

Şahsen bu karakteri iliştirmeye çalışanların da bugün pişman olduklarını düşünüyorum… Aceleci, agresif bir yapıya “sakin” bir karakter iliştirerek onlar da ne kadar yanlış yaptıklarını anladılar sanırım… “Şimdi işi nasıl toparlarız”ın derdindeler…

CHP adayı sağa sola saldırgan tavırlar sergilerken, ona senaryo yazanların suratlarındaki ifade, midelerindeki krampların acısını yansıtıyor…

Kendini yaşayan hiç kimse CHP’nin ya da adayının yaşadıklarını yaşamak durumunda kalamaz… O, ne ise odur… Çünkü bir yalan sonra daha büyük bir yalanla kapatılmak durumundadır; sonra daha büyük ve daha büyük, sonra iflah olmaz bir yalan silsilesi…