İki gün sonra Kurban Bayramı ve bir ‘Kurban Bayramı’ daha ‘hac ayına denk geldi’…

İslâm memleketinde yaşayıp da ‘İslâm’a bu denli yabancı benliklerin idrakte zorlanacağı zamanlardır bu günler…

Varsın onlar kurbanı ve haccı anlamasınlar…

Varsın onlar, ubudiyetin hazzını ve lezzetini, şekerin ve kebap edilmiş etin tatlarıyla karıştırsınlar…

Ne gam!

Kurbanın ve haccın vesile olduğu ‘yakınlaşmayı’ gönül dudaklarıyla yudumlayanlar için hakikaten, ‘ne gam!’… 

Gamsız, kasvetsiz, kedersiz bayram arifesi tedailerinden buyurmaz mısınız?

 *

Kurban:

Hacc suresi otuz yedinci ayetinde, yüce Allah’ın; “Elbette onların etleri ve kanları Allah'a ulaşmayacaktır. Ancak O'na sizin takvanız erecektir. Onları bu şekilde sizin buyruğunuza verdi ki, size yolunu gösterdiğinden dolayı, Allah'ı tekbir ile yüceltesiniz. Vazifelerini güzelce yapan iyilik sevenleri müjdele” diye buyurarak, bizlere, Zat-ı Ulûhiyetine yakınlaşma fırsatı tanıdığı bulunmaz bir kulluk nimetinin ete kemiğe bürünmüş hâli…   

 *

Hz. İbrahim’in Rabbine en yakın olduğu anın tescil edildiği hadisenin diğer adı.

Hz. İsmail’in kulluk adına verdiği şerefli ve muhteşem imtihanın teslimiyetle taçlanması…

Hz. Hacer’in, hayatını defalarca feda edeceği ciğer paresini, Rabbi için bağrına taş basarak, şereflerin en büyüğüne yollarken kazandığı muhteşem kulluk payesinin kayıtlara geçtiği vakit.

Ve Efendimizin hiçbir zaman terk etmediği, her vesile ile devam etmemizi emir buyurduğu, bu emir yahut tavsiyelerin, sadece inananların sırrına vâkıf olacaklarını ihsas eden ifadelerle yüklü olduğu sünneti…       

 *

Hz. Aişe anlatıyor:

Resûlullah buyurdular ki:

“Hiçbir kul, kurban günü, Allah indinde kan akıtmaktan daha sevimli bir iş yapamaz. Zira kesilen hayvan, kıyamet günü boynuzlarıyla, kıllarıyla, sınnaklarıyla gelecektir. Hayvanın kanı yere düşmezden önce Allah indinde yüce bir mevkiye ulaşır. Öyle ise onu, gönül hoşluğu ile ifa edin.”  (Tirmizî, Edâhî, 1, (1493); İbn Mâce, Edâhî 3, (3126)

***

Ve Hacc:

İman edenlerden müteşekkil muhteşem bir topluluğun “Lebbeyk Allahümme lebbeyk” nidalarıyla; dünyanın, ‘bir oyun ve bir eğlenceden ibaret olduğunu’, zalimlerin, zulmederek sadece kendilerine kötülük ettiklerini, inananların; eğer sahici bir iman üzereyseler, mutlak surette üstün olacaklarını, bu muazzam kalabalığın, bir nevi mahşer provası olduğunu ve o dehşetli günde adalet-i mutlakanın behemehâl tecelli edeceğini ilân ederek, yüzlerini Beytullaha sürüp, yine bu nidalarla kalplerini ve gönüllerini, zemzem misillü ubudiyet âb-ı hayâtıyla tathir ettiği kutsi ibadet…

 *

Bir faninin, tüm hayatı boyunca yaşayabileceği bu en müstesna zaman dilimi, hayatın ‘an’a kilitlendiği demdir.

Yaşanmış ve yaşanacak olan binlerce hayat, bu harikulâde ‘an’ karşısında sadece ‘hiç’e tekabül eder. 

Bu ‘an’ı idrak edene/edebilenlere aşk olsun.

Hacları mübarek, sa’yleri mebrur olsun.

 *

Bayramınızı şimdiden tebrik ederim.

Mübarek olsun…