Bugün saat 17.00 itibariyle 7 Haziran Genel Seçimleri’ne katılacak siyasi partiler aday listelerini YSK’ya teslim etmiş olacaklar. Umarım tüm siyasi partiler, Yeni Türkiye’nin önünü açabilecek ve bu ülkeye yaraşır bir Anayasa’nın yapımına katkı sağlayabilecek nitelikte donanımlara sahip adaylara listelerinde yer vermiş olurlar.
Tabii ki AK Parti’nin sunacağı aday listesi, Türkiye siyasetinde sahip olduğu cesamet nedeniyle ayrıca bir önem taşıyor ve bu sadece aday adaylarının listede yer alma mücadelelerini ilgilendiren bir durum olmanın çok ötesinde tüm ülkenin geleceğini belirlemeye yönelik bir ehemmiyet. AK Parti’nin üst düzey karar vericileri inanıyorum ki, ellerine ulaşan tüm doneleri en doğru şekilde analiz edip en sağlıklı listeyi belirlemişlerdir. Ancak her zaman olabileceği gibi bazı hataların yapılması da mümkündür ve inşallah en az oranla bu işi tamamlamışlardır.
Şimdi bu akşam listelerin ilân edilmesinden sonra yaşanacak bazı travmalar olacaktır. Hepsi birbirinden kıymetli aday adayları doğal olarak o kısıtlı listede yer alabilmek amacıyla uzunca bir süredir yoğun ve değerli çalışmalar yapmışlardır ve bu esnada kendilerine destek olan kitleler de oluşmuştur. Listede adı bulunanlar ve çevreleri öncelikle çok büyük sevinç duyacaklardır, bu aşikâr. Ardından listede yer alan bazı adaylar -özellikle büyük şehirlerde – sıralamaları nedeniyle bazı sıkıntılar duyabilecektir. Çünkü artık onlar için listede isimlerinin bulunması bahtiyarlığından öte neden seçilebilecekleri sıralardan aday gösterilmemiş oldukları sorusu önem kazanabilir.
Ya listelerde kendilerine yer verilmemiş olan binlerce diğer kişi ve destekleyenleri?
Diriliş Postası’ndaki ikinci yazım ‘’Temayüle Meyletmek’’ başlığını taşıyordu ve net bir şekilde ifade etmiştim: ‘’AK Parti adaylarını Genel Merkez Yoklaması usulüyle belirliyor; ancak bunu çok farklı formüllerle icra ediyor. Dolayısıyla kimsenin ne temayül yoklaması ne kamuoyu anketleri ne de bir başka enstrümana tek başına güvenebileceği bir durum yok, Allah karar vericileri yanıltmasın.’’
Bir AK Parti yetkilisi değilim; ancak başından bu yana kendi bölgemde kurucusu olmaktan gurur duyduğum, bir dönem (4 yıl) İl Başkanlığı ve 3 dönem Büyük Kongre delegeliğini yaptığım, birçok seçim kampanyasını yönetmiş ve zamanında bu aday adaylık sürecine de katılmış biri olarak katkı sağlamaya çalışıyorum.
Kırılacak ve üzülecek hiçbir durum yok ortada. Sizler üstün bir medeni cesaretle, ‘’Ülkeye hizmet yolunda çekilecek külfetlere biz de talibiz’’ dediniz ve ne de iyi ettiniz!
Zaten baştan listeyi belirleyecek olan mekanizmanın ne olduğunu biliyordunuz. Bu sizin önemsiz ya da yetersiz olduğunuz anlamına asla gelmez ve sakın böyle düşünmeyin! Sizleri fitne ateşiyle yakmaya kalkanlar olacaktır, sakın prim vermeyin!
Bu dava, bu hareket bizlerin kişisel beklentilerinden çok daha ötedir ve inancım odur ki, hiçbirimiz AK Parti bizlere makam mevki versin diye bu sevdaya düşmedi. Vatan sağ olsun, AK Parti var olsun!
Haydi meydanlara!
Selâm ve duayla.