8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Taksim’de bir araya gelen feminist kadınlar ve destekçisi erkeğimsi marjinal gruplar yürüyüş düzenledi. Bu ne idiği belirsiz grup, yatsı ezanı okunurken büyük bir saygısızlığa imza atarak ezanı ıslıkladı; gürültüyü, patırtıyı artırarak ezanı bastırmaya ve susturmaya çalıştı.
Bu olayın medyaya yansımasıyla büyük bir tepki topladı iğrenç yaratıkların bu iğrenç hareketleri…
Ezan ve Kuran hassasiyeti olan milletimizin yaptıkları saygısızlığa büyük tepki gösterdiğini gören marjinal gruplar ise hemen çark etti ve ezanı değil, polisin müdahalesini protesto ettiklerini söylediler. Söyledikleri doğru değil de velev ki doğru kabul edelim, peki ezan okunurken en azından ezan bitene kadar neden susmak gibi bir incelik göstermediniz? Çünkü ezana, Kuran’a, İslam’a ve Müslüman’a düşmanısınız. Düşman olduklarınızın da değerlerine saygı gösterecek değilsiniz doğal olarak… Öfkeniz, kininiz insani değerlerinizin önünde dörtnala gidiyor. Şunu da söyleyelim: Sizin gibi değersizlerin, bizim değerlerimizi anlamasını ve değerlerimize saygı göstermesini de beklemiyoruz.
Biz de bu azgın azınlık güruha şunu söylüyoruz:
“Deden bile söndüremedi İslam’ın nurunu,
Sen mi söndüreceksin Ebu Cehil’in torunu?”
Yine Taksim’e çıkan bu gayri meşru, marjinal grubun taşıdığı pankartları görünce insanlığımdan utandım. Güya kadının özgürlüğünü savunup kadını ön plana çıkarma gayretindeler; kadının yeterince değer görmediğini, toplumda hak ettiği yerde olmadığını savunuyorlar!.. Günümüzün en büyük problemi olan “kadının cinsel meta olarak görülmesi” konusuna tepki göstermeli böyle bir derdi olan değil mi? Ancak gelin görün ki durum tam tersi… Oraya çıkan ahlaksız, edepsiz tipler; taşıdıkları pankartlarla kadını bedeninden ibaret görüp tek değerleri olarak cinselliğe hizmet etmelerini gösteriyorlardı. Biz Müslümanların hayvanlara bile yakıştıramayacağımız sıfatları kendilerine uygun gören ucubelerle doluydu her yer!..
Lut Kavmi, bu aşağılık ucubelerin yanında masum kalır sanırım. O pankartları, dövizleri utanmadan taşıyabilen birinin insan olabilme ihtimali yoktur!..
Yine aynı güruh aileyi hedef alıyor ve “Aileniz batsın!..” dövizi taşıyor!.. Tabi,
*Aile batsın ki bir ailenin çocuğu değil, onun bunun çocuğu olasın!..
*Aile batsın ki her isteyen seni elde edip senin üzerinde her fantezisini rahatça gerçekleştirsin!..
*Aile batsın ki azgın hayvanlar gibi sadece nefsin, arzuların için yaşayasın; yiyeceğin haltları engelleyecek, seni frenleyecek hiç kimse kalmasın!..
*Aile batsın ki peydahladığın veledin babasının kim olduğunu ne sen önemse ne millet önemsesin!..
*Kadın elden gitti, aile can çekişiyor; erkek, kadını emanet bilip sahip çıkacak kadar er değil, toplumu dizayn edecek erkek el birliğiyle itibarsızlaştırılıp yok edildi!..
Hâlâ “kadının ekonomiye daha fazla katkı sağlaması, topluma daha fazla entegre olması, kadın erkek eşitliği, göreceli kadına şiddet abartısı” gibi suni ve aldatıcı gündemlerle, yalancı sorunlarla uğraşılıyor!..
Geldiğimiz noktanın, içinde bulunduğumuz durumun fecaat bir hâl aldığını anlamak için daha neler görmeliyiz?
Anlamadığım şey ise şu:
Bu kadar dinsiz, donsuz, ahlaksız, namussuz, sapık ne ara türedi ve sardı her yanımızı?
Allah’ım sen evlatlarımızı, nesillerimizi, milletimizi bu cenabet, ahlaksız, insanlıktan çıkmış güruhun şerrinden muhafaza eyle!..