Ah gençler ah, siz yok musunuz siz! İlla bir musibeti tecrübe ederek yaşamak istiyorsunuz. Tamam, bir musibet bin nasihatten evladır felsefesini benimsiyorsunuz ama benim, her sabah sizin bezgin yüzlerinize ve günaha girmenize gönlüm razı değil. (Burada serzenişte bulunduğum gençlik kitlesi İstanbul’da yaşayan kitle. Özellikle buradan sesleniyorum ki İstanbul’da hataya düşen gençler gibi diğer şehirlerimizdeki gençlerde bir daha hataya düşmesin.)

O kadar anlattım size, yapmacık; tatlı yüze, gülümsemeye, söze aldanmayın diye. Ama siz illa da tutturdunuz yok Abi bak gör, “her şey çok güzel olacak” diye. Şimdi her sabah görüyorsunuz değil mi, “her şeyin o kadar da güzel olmadığını”? Gelmeyen İETT, aksayan metro, kalabalık metrobüs, yürümeyen merdiven… daha neler neler…

İmamoğlu önce size vadettiği bursları vermedi sonrada okula, işe gitmenizi her sabah zulme çevirerek üzerinize karabasan gibi çöktü (teşbihte hata olmaz). Keşke buradan imkanım olsa da gençlerin seçimden önce ve sonra attığı mesajları size gösterebilsem. Neler var neler; oy kullanırken CHP’ye oy basıp atan ve daha sonra da ellerinin kırılması yönündeki temenniler mi ararsınız yoksa yeniden seçim isteyen mi ararsınız…

Oh olsun size gençler! Ama daha durun bu iyi günleriniz! Gırtlağım patlayana kadar yalvardım size geçmişten örnek alın, dönün bir geçmişe bakın diye ama ben dedim ben işittim. Şimdi gördünüz mü; “CHP göreve gelince halk nasıl mağdur olur”u? Her gün yeni bir çile ile başlıyorsunuz güne. Üzerinde İBB yazan hiçbir işin tamamlanmadığına ve hepsinin inşaat halinde kaldığına şahit oluyorsunuz her gün? 17 yıldır AK Partinin anlatamadığı CHP’yi siz 6 ay da tecrübe ettiniz. Sanki bir bakıma iyi oldu bu durum, yaşayarak öğreniyorsunuz CHP’yi ve kurulu sistemin üstüne kâbus gibi nasıl çökülür’ü.

Gençler bir Arap atasözü der ki; “Denenmiş denenmez”. Siz siz olun bir daha denenmiş’i denemeyin…