İki gece önce yaşanan saldırı sonrasında şehitlerimizin olmasıyla yazmayı düşündüğüm konuyu değiştirdim, şu an itibariyle başka bir konu yazmakta içimden gelmiyor zaten. Sadece anlaşılması gereken bence en önemli nokta, dünya devletlerinin bir kısmı enerji için Ortadoğu’yu önemsese de bir kısmı da sadece teolojik nedenlerden dolayı bu coğrafyaya önem veriyor,
İsrail’in yıllardan beri adım adım uyguladığı Kudüs’ü ele geçirme süreci ve “Büyük İsrail” topraklarına ulaşmak için elinden gelen her şeyi yapmasına rağmen çoğumuz bunu bir komplo teorisi olarak gördük. 1980’den beri her ABD Başkanı’nın dini inançları çerçevesince Kudüs’e İsrail ile yerleşme adına elinden gelen her şeyi yapmasına sadece bakar kör olarak durduk. Müslümanlar olarak Batı’nın zihniyetini ve amaçlarını anlayamadık. Hep petrol ve doğalgaz üzerinden gittik.
1980’den sonra Suriye’nin üçe bölüneceğini planladılar diye okuduk hep kitaplardan, Suriye’de PKK devletini kuracaklar diye söylendik, binlerce tırlarla yapılan silah yardımlarını tek tek saymamıza rağmen gelip hala şu soruda takıldık; Suriye’de ne işimiz var? Suriye de bizim işimiz yok desek de, tırları saydırsak da, YPG ve PKK’nın gerçek yüzünü katliamları ile göstersek de bir türlü inandıramadık. “Suriye’yi parçalayarak bizim ülkemizdeki emellerini gerçekleştirmek isteyenlerin planları var’ desek de planın Esed’i çok çok aşan yönünü ortaya koyamadık. Esed’de takılıp kaldık.
Kurulmak istenen terör devleti ile İsrail’in ABD ile el ele verip de gelecekte dinsel çıkarları uğruna bizim ülkemize göz dikeceği sürecin geleceğini kabullenmiyor veya da kabullenmek istemiyorlar, bunu göstermedik veya da görmek istemediler. Kendi topraklarımızda kalsak da bu bela yine bizi bulacaktı desek de, adamlar milyonlarca mülteciyi bile bile bizim ülkemizin içine yerleştirmek için bombalıyorlar oraları diye söylesek de gözlerini açamadık! Ayrıştık kaldık.
Dünya devlerinin Ortadoğu’da bir planı var. Ya bize uyan planları dayatacağız ya da boyun eğeceğiz, biz buna inansak da inanmasak da bu değişmeyecek. En önemlisi adamların dini açıdan bu topraklarda büyük emelleri var. Adamlar dinine hizmet ettiği için mutlu, cesur ve arsızlar.
“Sizin inandığınız şey fark etmez. Eğer onlar buna inanıyorsa, bu sizi de etkiyecektir.” Mete Yarar ve Ceyhun Bozkurt’un kaleme aldığı ‘Mesih’ adlı kitabın birçok yerinde geçiyor bu ifade. Adamlar Tevrat’a ve İncil’e göre bir şeyi bekliyor ve ona inanıyorlar, sen buna inansan da inanmasan da bu değişmeyecek. Neye mi inanıyorlar? Boş verin! Yine komplo teorisi der, güler geçersiniz.