Hani bazı şahsiyetler vardır. Çok zengin, çok popülerdiler. Paraları ve nüfuzları sayesinde çevreleri hayli kalabalık olur.

Dalkavuğu, yancısı, yalakası .

Hep pohpohlanırlar. Hak etmedikleri halde türlü övgüyü alır, olmayan kişiliklerine yalandan saygı görürler.

Kaba, cahil, şımarık ve suçlu olsalar bile anlayış görmekte sınırsız kredileri vardır.

Çalarlar, çırparlar, kandırırlar, kötülükler yaparlar ama yine de hiçbir şey yokmuş gibi kalabalıklarda boy göstermeye, hava basmaya devam ederler.

Çünkü güçlüdürler. Çokça olan paralarının yanında azıcık dahi şahsiyetlerinin olmaması sorun değildir, olmayan dostları için.

Amerika’nın 2. Adamı Joe Biden Türkiye’de idi geçtiğimiz hafta.

Başbakan ile olan görüşmesi oldukça teferruatlı geçti.

Davutoğlu, Suriye ‘de son yaşanan gelişmeleri ve bize olan olumsuz yansımaları konusunda Biden’ı hayli bilgilendirdi.

Türkiye ABD’ye rahatsızlıklarını ve beklentilerini çok net bir dille iletti.

Bu işin diplomatik boyutu.

Asıl mesele, “11 Eylül saldırılarını devlet yaptı” diyen ( ki bende öyle düşünüyorum) 75 akademisyenin işten atılmalarına destek veren, kendi ülkesinde yapılan hak ihlallerinin bir tekine bile değinmeyen Biden, mesele Türkiye olunca mangalda kül bırakmaması.

Biden, söz konusu 75 akademisyenin FBI tarafından sorgulanması talimatını bizzat kendisi vermişti.

Hatta hızını alamayıp vatan hainliğinden terör yardakçılığına kadar en ağır suçlama ve eleştirilerini yöneltmiş, linç kampanyasının başını çekmişti.

Bu zat ı muhterem gelmiş bize demokrasi dersi veriyor.

Ülkesinin hem içerde hem de dünyada işlediği demokrasi ve insanlık suçlarını yazsam, Oxford kütüphanesini kaplayacak kadar cilt cilt ansiklopedi olur.

PKK terör örgütüdür diyorsun. Bunu alenen meşrulaştıran bildiriye sahip çıkıyorsun.

PKK terör örgütüdür diyorsun, resmi uzantısı YPG ile açıktan iş tutuyorsun, silah veriyorsun.

PKK terör örgütüdür diyorsun, Suriye şubesi PYD’yi diplomatik bir sıfatla Cenevre görüşmelerine davet edip, Türkiye ile aynı masaya oturtuyorsun.

Kısaca bizimle kafa bulduğunu sanıyorsun.

Senin ülkende hendekler kazılsa, barikatlar kurulsa, bırak teröristi o Şehirleri haritadan silersiniz.

Ferguson’da kaç siyahi genci öldürdüğünüz konusunda hala net rakamlar veremiyorsunuz.

O çok özgür medyanız bu konuda ser veriyor ama sır vermiyor.

Ne yaparsın işte.

Dünyanın en güçlü, en zengin ülkesi ABD

Canı isterse satar,

İşine gelmedi mi boğar,

İşine geldi mi susar.

Herkesin nişanlısı ama kimsenin nikahlısı değildir ABD.

Dün bir numaralı düşman iken yarın en yakın müttefik olur.

Terör örgütleri ile de görüşür, diktatör zalim dedikleri ile de.

Çıkarı neyi nasıl gerektirirse.

Budur ABD.

Dünya böyle bilir ama üçte ikisi saygı ve sevgisinde zerre kusur etmez.

Türkiye artık üçte birlik dilimin içinde.

O yüzden yaşadığımız tüm bu çile.

3 gün kaldın, bizi bayağı baydın sevgili Biden.

Haksızlık mı ediyorum dersiniz?

Jill Biden bana da ,merhaba Tuna nasılsın demiş olsaydı, başka şeyler mi yazardım acep.