Son on beş yıldaki her konuda olduğu gibi sistem değişikliği konusunda da AK Parti’yle CHP arasında savaş çıktı. Yine AK Parti “yapacağız” diyor, CHP “yaptırmayacağız” diyor. Gelin milletin anlamaya zorlandığı bu konuyu maddelere detaylara boğmadan en basit ve en gerçekçi şekilde anlamaya çalışalım. Yeni bir sistem gelecekse bunun iyi mi yoksa kötü mü olduğunu anlamanın en iyi yolu, eskisiyle karşılaştırmaktır; bu yüzden öncelikle nasıl bir sistemle yönetildiğimize bakmamız gerekiyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi şahsi karizması ve basiretiyle tüm arızalara ve engellemelere rağmen yönettiği yakın bir zamanı saymazsak şu an resmiyette geçerli olan ve CHP’nin büyük bir ihtirasla işlevsel olarak da dönmek istediği sistem, kuvvetler ayrılığı ismiyle birbirlerinden bağımsızlaştırıldıkları söylenen ama gerçekte sadece halktan bağımsızlaştırılmış olan kurum ve kuruluşlarca yönetildiğimiz bir sistemdi. Bu sistemde devletin sahibi, talimatları dışarıdan alan ama halka karşı çok kudretli olan Kemalist zihniyetteki askeri yapıydı. Yargı ve diğer önemli kurumlar da bu askerlerin emrindeydi. Halkın verdiği oylarla kurulan hükümetler de askerin elindeki darbe sopası gösterilerek dış odakların isteklerini yapmak zorunda bırakılıyor, buna direnenler ise rahmetli Menderes, rahmetli Özal ve rahmetli Erbakan örneklerinde olduğu gibi bir şekilde bertaraf ediliyorlardı. Bu sistemde halkın yöneticilerini seçme, onlara hesap sorma, beğenmediklerini ise gönderme hakkı yoktu. Halkın tek yapabildiği şey devletin sahiplerinin günah keçileri olan siyasetçileri cezalandırmaktı ki zaten siyasetçilerin en önemli görevi de galiba buydu; yani devleti yönetenlerin yerine halkın önüne atılıp onların hatalarının cezasını çekmekti. Biraz daha açık ifade etmek gerekirse bugün yürürlükte olan sistem, ezeli düşman olarak gördükleri Türkler’i ve Kürtler’i asimilasyon yoluyla yok etmeye çalışan Batılıların asimilasyonumuz tamamlanana kadar bizi kontrol altında tutmak için kurdukları sistemdir ve şekli demokratik Cumhuriyet falan değil en doğru ifadeyle ‘Kemalist oligarşi’dir. Bu sistem, değiştirilmez veya Tayyip Erdoğan’ın ardından yeni bir Tayyip Erdoğan gelmezse kısa bir süre sonra tekrar etkin olacak ve muhtemelen bize yine o eski acıları çektirecek olan sistemdir.
CHP’liler getirilecek başkanlık sistemini “Ülkeyi tek adam yönetecek” diyerek eleştirmeye çalışıyor. Başka bir argümanları yok. Ya Allah aşkına böyle muhalefet mi olur, velev ki bu doğru olsun, ‘Tüm siyasetinizi isminin üzerine inşa ettiğiniz M. Kemal kaç kişiydi’ diye sorsam var mı bir cevabınız? Peki ya halk tarafından beş yıllığına seçilen hangi isim, halkın seçmediği, hesap soramadığı ve görevden alamadığı kişiler kadar diktatör olabilir. Bakın, başkanlık sistemi en basit açıklamayla ülke yönetiminin bir kısım güç sahiplerinden alınıp millete devredilmesidir. Biraz daha açalım, başkanlık sistemi halkın yönetime el koymasıdır. Biraz daha açalım, başkanlık sistemi bu milletin, yüzyıl önce işgal edilen vatanlarını işgalcilerin elinden kurtarmasıdır…
Selam ve dua ile…