PKK’nın “Referandumda hayır oyu kullanın” çağrıları bazılarınca çok tuhaf karşılanıyor. Aslında bu çok normal, insan nasıl bir devlette yaşadığını, kimler tarafından ne şekilde yönetildiğini bilmeyince bazı zamanlar neyin neden olduğuna pek bir anlam veremez. Daha önceleri de yazdık ama elzem olduğu üzere kısaca tekrar yazalım.
Türkiye Cumhuriyeti, devletin dışarıdan yönetilebilmesi için halkın etki edemediği ordu yargı medya gibi vesayet organlarıyla idare edilecek şekilde dizayn edilmiş, halkı baskıyla kontrol altında tutmak için de türlü ayrıcalıklar tanınan Kemalist bir azınlığın eline teslim edilmiş, oligarşiyle yönetilen tam bağımlı bir devletti.
Bu devlet 2002 yılında Tayyip Erdoğan’ın küresel güçlere oynadığı bir oyunla yarım yamalak da olsa milletin eline geçti, 2011 yılına kadar bu oyunu sürdüren ve altyapı oluşturan Erdoğan artık vaktin geldiğini düşünerek küresel güçlere karşı bağımsızlık mücadelesi başlattı, sonrasında maruz kaldığımız saldırıları hepimiz yaşayarak gördük hala da görüyoruz. Bu ön bilgiden sonra konumuza dönelim, PKK sistem değişikliğini neden istemiyor?
Küresel güçler bir taş atacakları zaman bu taşla kaç kuş vurabileceklerini hesaplar ve o taşla o kadar kuş vururlar. PKK da küresel güçlerin attığı bir taştı, bu taşla vurdukları kuşlardan biri de Milletin maneviyatına ters bir zihniyetle kurulan ve uygulamalarından dolayı normal şartlarda Türklerin asla sahip çıkmayacakları devletlerine sahip çıkmalarını sağlamaktı. Yani en basit anlatım şekliyle “PKK terör yaptı, Türkler PKK’dan nefret etti, devlet PKK’yla savaştı, Türkler devletin tarafına geçti” işte politika buydu. Anlayacağınız PKK küresel güçlerin kurduğu ve yönettiği gayrı milli sistemimizi ayakta tutmak için kullanılan organlardan biridir, yakın zamana kadarki amacı da ülkemizi yıkmak ya da bölmek değil, bir yandan halkımızı birbirlerine düşman ederek ilerlememizin önünü keserken diğer yandan da mevcut sistemin ayakta kalmasını sağlamaktı. Bugün sistem değişikliğine karşı çıkmasının sebebi de işte budur. Tabii Türkiye bağımsızlık mücadelesi başlattıktan sonra bu örgütün bir orduya dönüştürülerek ülkemize açılan savaşta kullanılması olayın başka bir boyutu, ona da inşallah başka bir yazıda değiniriz.
REFERANDUMDAN ‘HAYIR’ ÇIKARSA NE OLUR
Kendi zihniyetindeki bir yönetim altında sömürge olmayı karşıt zihniyetteki bir yönetimle süper güç olmaya tercih eden ideolojik dinozorlar inkâr ederler, gençler de pek bilmezler ama Türkiye’nin bugün bu psikolojik ve ekonomik saldırı altındaki hali bile Tayyip Erdoğan öncesindeki haliyle kıyaslanamayacak kadar iyi ve biz bu iyiliği Tayyip Erdoğan’ın başbakanken de cumhurbaşkanıyken de ülkeyi başkan gibi yönetmesine, daha doğrusu tek başına iktidar olabilmesi sayesinde başkan gibi yönetebilmesine borçluyuz. Referandumdan ‘hayır’ sonucu çıkarsa Erdoğan’dan sonra muhtemelen koalisyonlar dönemine döneceğiz. Güçsüz hükümetler yüzünden dışarıdan desteklenen vesayet kurumları yine güçlenecek ve millet yeniden tahakküm altına alınacak, sonrası malum, gelsin 12 Eylül’ler, 28 Şubat’lar, soygunlar, ekonomik krizler. Bu referandumda vereceğiniz karar basit bir karar değil, referandum da Ya ‘hayır’ diyecek ve ülkeyi yeniden dış güçlerin kontrolündeki vesayet kurumlarına teslim edip o rezil günlere geri döneceksin ya da ‘evet’ diyecek ve kendi ülkeni kendin yöneteceksin, karar senin. Selam ve dua ile…