Kıbrıs’tan kopartılmış bir nazlı gelin gibi 46 yıldır esaret hayatı yaşayan Maraş’ın zincirlerinin kırıldığı gün Türk halkı büyük bir sevinç yaşarken, adadaki Rumlar ve Yunan halkı derin bir hüsrana uğradılar. BBC’ye mülakat veren Kıbrıslı Rum Kriakos Haralambides, Türklerin şehre sevinç içerisinde girmelerini kahrolarak izlediğini söyleyerek, “Telafisi olmayan bir acı. Maraş’ı kaybettik” demiş.

Aynı saatlerde BM, Avrupa Birliği, Yunanistan ve ABD’den Türkiye’nin bu hamlesine karşı sert açıklamalar geliyordu. Fakat, 1974’ten bu yana ambargo altında olan, limanları ve havaalanları Türkiye dışında tüm dünyaya kapalı olan Kıbrıs Türklerini artık daha neyle tehdit edebilirlerdi ki?

RUMLARIN HÜSRANI KILIÇDAROĞLU’NU ÜZDÜ MÜ?

İşte tam bu saatlerde Ali Babacan’ı ziyaret eden Kılıçdaroğlu’na “Maraş’ta yaşanan tarihi an” ile ilgili kanaatini sordu bir gazeteci. Önce anlayamadı. Ne olmuştu ki? Tekrar sordu gazeteci: Kıbrıs’ın Maraş’ı… “Baraj mı” diyorsunuz diye mukabele etti, Türkiye’nin ana muhalefetinin başı. Ülkenin tarihi sorunlarından birisiyle alakalı bilgisini ve sorunun Cumhurbaşkanı’nın kararlı duruşu sayesinde çözülmesi karşısındaki umarsızlığını da böylece görmüş olduk.

Aslında bu tavır, “Maraş’ın Rumlara bırakılması, adadaki Türk askerlerinin geri gönderilmesi ve adada tek devlet kurulması” tezlerini dillendiren Kıbrıs’taki muhalefetin tavrıyla örtüşmüyor değil. Çünkü, kararın ilan edildiği gün, Yenal Senin’in liderliğindeki Halkın Partisi, koalisyondan çekilerek KKTC Hükümetini düşürdü. Böylece Türkiye yanlısı Başbakan Ersin Tatar‘ı cezalandırmak istemişlerdi. Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden Mustafa Akıncı‘nın tavrı da, bu Rum sevdalısı muhalefetten farklı değil. Maraş kararı için “yüz karası” demiş, kendi sözlerinin karasına bakmadan.

68 kuşağı solcusu ODTÜ’lü Akıncı, “emperyalizm karşıtlığını” Batı başkentlerinde Kıbrıs’ı pazarlarken değil, Mehmetçik’in adadaki varlığını gördüğünde hatırlıyor. İşte hem Kıbrıs hem de Türkiye’deki solun ideolojik sefaleti.

Tatar ise 46 yıllık sorunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü desteği sayesinde aşıldığını söylüyor: “Rumların bize yapmadıkları zulüm kalmadı. Ellerinde olsa, nefes almamızı bile engellemeye çalışacaklar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a minnettarım. Türkiye tam destek verince ‘Hemen açalım’ dedim. Rumlar tepki gösterecekmiş, hadi oradan, istedikleri kadar bağırsınlar. Maraş KKTC toprağıdır ve öyle de kalacak.”

SORUN MASADA DEĞİL SAHADA ÇÖZÜLDÜ

Türk Kıbrıs‘ın kurucusu Rauf Denktaş‘ın partisinin lideri Ersin Tatar, Kıbrıs mücadelesine yaptığı büyük katkıya odaklanmış durumda. Batılı ülkelerin desteğiyle Hükümet’in dağılması ise bu büyük mücadele içinde küçük bir nokta ona göre.

Sonu gelmez müzakerelerin Kıbrıs’a bir çözüm getirmediği, adadaki garantör ülke olan Türkiye’nin 1974’teki askeri müdahalesi olmasa Kıbrıs Türklerinin bugünkü özgür ortama kavuşamayacağı ortada. O gün de başarı masada değil, sahada mevcudiyetimizi göstermemizle mümkün olmuştu. Merhum Denktaş’ın da ifade ettiği gibi o gün Türk Hükümeti’nde Necmettin Erbakan yer almasaydı, bu harekât da mümkün olmayacaktı.

Tıpkı Maraş sorunu gibi, Karabağ’daki 30 yıllık Ermeni işgali de Türkiye’nin kararlı duruşu ve cesareti sayesinde nihayete eriyor. Ülkenin muhalefetinin ise “Atatürk ve ulusal bağımsızlık maskesi” her geçen gün daha fazla eriyip dökülüyor. Artık rutubetten çatırdayan bu duvar badana tutmuyor.