Bir siyasi parti düşünün, tüm işlerini ve iplerini başkalarının eline bırakmış, millete hizmet yerine teröristlerle iş tutmuş. Teröristlerin eylemleri için yönettiği belediyelerin tüm imkânlarını seferber etmiş. İplerini elinde tutanlara güvenip, onlardan talimatlar alıp, ülkede ‘Barış’ maskesi ile karmaşa ve kargaşa çıkarmak adına her türlü çabayı yürütmüş. Kaostan ve şiddetten gücünü alan, bu nedenle de devlete, millete kafa tutan bir siyasi parti… Seçimlerde teröristlerin seçmeni tehdit ederek desteklediği bir parti düşünün.

Minareyi kılıfına uydurarak teröristlere para aktaran, uydurduğu kılıfa güvenerek de, “Tespit edin istifa edeyim” gibi aldatıcı sözlere sığınan, bir yandan da teröristlerin cenazesine destek verilmesi talimatı yayınlayan bir siyasi parti düşünün…

Bildiniz, tabii ki HDP ve yöneticileri… Tabii ki HDP’li belediyeler… Bu partinin PKK’ya nasıl destek verdiğini bilmeyen var mı? Türkiye’yi bölmek için ‘Özyönetim’ adı ile belediyelerinin tüm imkânlarını devlete tuzak kurmak adına, çukurlar kazmak için teröristlerle bir olup seferber etmediler mi? Milletten haraç toplamadılar mı?

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye basın toplantısında PKK’ya nasıl para aktarıldığını sormuştum. Açıkçası kılıf uydurduklarını biliyordum ama uydurdukları kılıfı merak etmiştim. Bakan Özhaseki şunu söylemişti: “HDP’li belediyeler, devletin yatırım için gönderdiği paraları taşeron işçilere verilmiş gibi göstererek PKK’ya gönderiyor. Yöntemi de, bir belediyede geçici işçilere 6 bin 300 lira maaş verilmiş gibi göstererek, işçiye bin lira gibi bir para ödeniyor, gerisi PKK’ya gidiyor.”

Bakan Özhaseki, konuyla ilgili şöyle devam etmişti: “Belediye kanununa göre; bütçenin yüzde 30’undan fazlasını personele ödeyemezsiniz. Yüzde 98’ini personele verenler var.”

Mardin’in Derik ilçesi Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk’ü alçakça saldırı ile şehit etmelerinin asıl nedeni, belediyelere kayyum atanarak para kaynaklarının kesilmesidir. Şimdi bu alçaklar, barıştan ve demokrasiden bahsedemezler. Tehditle, kanla, kaosla siyaset olmaz. Bunun için size destek veren üst akıllarınız da size fayda veremeyecek. Çünkü dik duran Türkiye, artık üst aklın maşalarını temizlemeye kararlıdır.

Bundan böyle ya millete hizmet için siyaset yapacaklar, ya da hizmet ettikleri üst aklın oyununa gelip perişan olacaklar. Belediyelere atanan kayyumların anlamı bağımsız bir Türkiye’nin kararlılığıdır.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu da kararlı tutumu ve çalışkanlığından dolayı kutlamamak eksiklik olur.

Şimdi, bağımsız bir Türkiye’nin yeniden inşa ediliş sürecindeyiz.  Önümüzdeki günlerde meclise gelecek olan anayasa değişikliği ile bu sürecin inşallah yolunu tam olarak açacağız.

18 Kasım günü neler oldu?

1583 yılında Galata’daki Saint Benoit Kilisesi’ne yerleşen Cizvitler, St. Benoit mektebini açtılar.

1601 yılında Tiryaki Hasan Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Haçlı ordusunu yenerek Kanije Zaferi’ni kazandı.

1912 yılında İstanbul’da kolera salgını başladı.

1913 yılında Belkıs Şevket Hanım, tek motorlu üstü açık tayyareye binme cesareti gösteren ilk kadın oldu. Belkıs Hanım İstanbul üzerinde uçarken aşağı attığı kartlarda Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-u Nisvan Derneği üyelerine selam yolluyordu.

1918 yılında Letonya, Rusya İmparatorluğu’ndan bağımsızlığını ilan etti.

1922 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Abdülmecit Efendi’yi Halife olarak seçti.

1927 yılında Ankara Radyosu yayına başladı.

1931 yılında Japonlar, Mançurya’yı işgal ettiler.

1933 yılında İstanbul Darülfünunu İstanbul Üniversitesi olarak açıldı.

1937 yılında Dersim İsyanı bastırıldı.

1967 yılında Türk jetleri Kıbrıs üzerinde alçaktan uçtu. BM Barış Gücü denetimindeki Erenköy bölgesinde Türkler ile Rumlar arasında çıkan çatışma 7 saat sürdü.

1976 yılında İspanya’da 37 yıllık diktatörlüğün ardından demokrasinin kurulması kararı alındı.

1978 yılında Jim Jones’un liderlik ettiği Halkın Tapınağı adlı tarikatın 913 üyesi intihar etti.

1983 yılında BM Güvenlik Konseyi, KKTC’yi tanımadı.

1990 yılında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK) toplandı; Paris Sözleşmesi imzalandı.

2007 yılında Zasyadko maden felaketi: Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk bölgesinde meydana gelen bir maden kazasında, 101 madenci hayatını kaybetti.