Yalova Bağımlılıkla Mücadele İl Koordinasyon Kurulu, 3 Eylül 2019 tarihinde Sayın Valimiz Muammer Erol başkanlığında toplandı. Kurulun tüzel üyelerinden biri olan Yalova Üniversitemiz kendi bünyesinde de bir Bağımlılıkla Mücadele Kurulu oluşturdu. Bağımlılık alanında yapılacak çalışmaların koordineli biçimde yürütülmesi madde bağımlılığıyla mücadelede etkin sonuçlar elde edilmesine zemin hazırlayacaktır. Bu vesileyle bir yıl önce yayımlanan özlü bir raporu yeniden gündeme getirmekte yarar görüyorum. Sosyal sağlığımızı korumak ve geliştirmek amacıyla kamu kurumları yanında gönüllü kuruluşların da önemli çalışmaları ve yayınları bulunmaktadır.

Yerel, bölgesel ve küresel düzlemde çeşitli sosyal, siyasal ve ekonomik problemlere ilişkin kıymetli raporlar yayımlayan İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (İNSAMER) Ağustos 2018’de yayımladığı “Madde Bağımlılığı ve Mücadele” başlıklı özlü raporuyla hem meselenin ehemmiyetine dikkat çekiyor hem de çözüm önerilerini sunuyor. Üretken araştırmacı A. Hümeyra Kutluoğlu Karayel’in hazırlamış olduğu rapora -uygun ara başlıklar ekleyerek özetlemek suretiyle- yeniden dikkat çekmekte yarar görüyorum.

Vücudumuzun doğal işlevselliğini titizlikle korumak

“Madde bağımlılığı, vücudun işlevlerini olumsuz yönde etkileyen maddelerin kullanılması, bundan dolayı zarar görüldüğü halde bu maddelerin kullanımının bırakılamamasıdır. Bağımlı, madde kullanımına ara verdiğinde yoksunluk belirtileri yaşar. Zamanla madde kullanım sıklığını ve dozunu artırır [1].

Günümüzde, özellikle gençler arasında çok yaygın olan madde kullanımı maalesef ciddi bir problemdir. Bir defayla, merakla, bana bir şey olmaz gibi başlangıçlarla madde dünyasına adım atanlar, bu sürecin sonunda kendilerini bağımlısı oldukları maddeden kurtulmak için çırpınırken bulurlar. Adeta bir düşkünlük olarak tanımlanabilecek bu bağımlılık, kişiyi günlük hayatını ve ilişkilerini sürdüremez hale getirir; vücut her gün biraz daha fazla madde arar ve bir önceki doz yetersiz kalır.

Özetle kişinin kullandığı madde miktarı sürekli ve düzenli olarak artıyorsa ve alınan madde her geçen gün daha da hızlı tüketiliyorsa madde bağımlılığı süreci başlamış demektir. Bunu kabullenmek istemeyen birey, sistemli bir şekilde bir sonraki madde kullanımını planlar, maddeyi nereden ve nasıl temin edeceğini düşünür. Zararlı ve yanlış olduğunu bildiği halde madde kullanımını sonlandırmayı istemez ve önüne çıkan engeller ne ve kim olursa aldırış etmeden bağımlısı olduğu maddeye ulaşmak için mücadele eder. Çünkü bilir ki madde kullanımına ara verir veya dozu azaltırsa yoksunluk oluşacaktır (s.1).

Yoksunluk; kişinin kullandığı madde miktarını ve sıklığını azalttığında oluşan, hayatını devam ettiremeyecek kadar şiddetli bir biçimde yaşadığı fiziksel ve ruhsal bozuklukların tümüdür. En sık karşılaşılan yoksunluk belirtileri şunlardır: intihara meyilli olma, saldırganlık, öfke, sinir krizleri, huzursuzluk. Bu duruma düşmek istemeyen kişi, tüm bu maddi ve tıbbi zorluklarına rağmen madde tüketimine devam eder. Bütün bu süreçleri sürdürmede ısrarcı olanlarda ve bağımlılığını tedaviye yanaşmayanlarda bir süre sonra yetersiz gelen dozun artışı sonucunda vücut, beyin fonksiyonları ve kalp iflas eder; süreç ölümle son bulur.” (s.2).

Madde bağımlısını davranış özelliklerinden tanımak

“Dünya Sağlık Örgütü bağımlı kişinin özelliklerini şöyle tarif eder:

1.  Maddeyi elde etmeye ve kullanmaya yönelik yoğun arzu ve ihtiyaç hissetme,

2.  Kullanılan dozu artırma eğilimi,

3.  Maddenin fiziksel ve psikolojik etkilerine karşı yoğun hassasiyet ve etkileri arayış içinde olma,

4.  Maddenin kişinin hayatında önemli bir şey haline gelmesi,

5.  Kişinin işte, evde veya okulda yükümlülüklerini sürdürmesini önleyecek şekilde yineleyici biçimde madde kullanması,

6.  Fiziksel tehlike yaratabilecek durumlarda (mesela araç kullanırken) madde etkisinde olma ve bu durumun tekrarlanması,

7.  Madde kullanımına ilişkili yasal sorunlarının varlığı,

8.  Madde kullanımının kişinin sosyal hayatında ve yakınlarıyla ilişkilerinde yineleyici ve kalıcı sorunlara yol açması ancak buna rağmen madde kullanımının sürdürülmesi.” (s.2).

Bağımlılık yapan maddelerin yıkıcı gücünü görmek

“Dünya Sağlık Örgütü’ne göre uyuşturucu; “sağlık nedenleriyle alınanlar dışında, yaşayan organizmaya alındığında, organizmanın bir veya birden çok işlevini değiştirebilen herhangi bir maddedir.” Uyuşturucu; kişiyi uyuşturan, hareketsiz kılan, kontrolünü kaybettiren maddeler için kullanılan bir terimdir. Uyuşturucu maddeler, bedene girdiklerinde ruhsal, eylemsel ve bedensel değişikliklere neden olup bağımlılık yapabilen kimyasallardır.

Tüm bağımlılık yapıcı maddeler için uyuşturucu sözcüğünü kullanmak doğrudur. Aşağıda sıralananların hepsi bağımlılık yapıcı etkisi olan maddelerdir [2-3]:

1.   Sigara (ve diğer tütün mamulleri),

2.   Alkol,

3.   Opiyatlar (morfin, eroin, kodein, metadon, meperidin),

4.   Uyarıcılar (amfetamin, kokain, ekstazi, kafein),

5.   Merkezî sinir sistemini baskılayanlar (barbitüratlar, meprobomat, benzodiazepinler, alkol, akineton),

6.   Halüsinojenler (liserjik asid dietilamid, meskalin, psilocybin, dimetiltriptamin, dietil triptalmin, dimetoksimetil amfetamin, metilendioksi amfetamin),

7.   Uçucu maddeler (tiner, benzen, gazolin, glue, bali gibi yapıştırıcılar),

8.   Esrar ve benzerleri

9.   Fensiklidin (PCP). (s.3).

Yukarıda görüldüğü üzere uyuşturucu sınıflandırmasına dâhil olan çok sayıda madde vardır. Bunlardan kimisi (morfin ve esrar gibi) doğal olup doğada bulunabilirken, kimisi de sentetik veya ekstazi gibi laboratuvarlarda üretilen cinstendir. Bu sebeple bu maddelerin bir kısmı yasal bir kısmı ise değildir.

Madde kullanımı bu kadar yaygınken maddelerin içeriği, zararı, yan etkileri hakkında bir o kadar yetersiz bilgi sahibi olunması ise durumun ciddiyetiyle örtüşmemektedir. Oysaki kişiler, özellikle gençler, bu maddelerin içeriği hakkında detaylı bilgiye sahip olduklarında bunları kullanma ihtimalleri azalacaktır.” (s.4).

Bağımlılık riskini yükselten etkenlerden kaçınmak

“Bağımlılık geliştirme riski aşağıda sıralanan gruplardaki kişilerde daha fazladır:

1.  Ergenlik dönemindeki gençlerde,

2.  Madde kullanımını yaşadığı sorunları unutmada bir çözüm yolu olarak görenlerde,

3.  Arkadaşlarının beğenisini kazanmak, grup tarafından kabul edilmek, onların dikkatini çekmek, bir gruba ait olmak için maddenin araç olabileceğini düşünenlerde,

4.  Madde kullanımını eğlenceli bir şeymiş gibi görenlerde ve dolayısıyla maddelerin zararına ve içeriğine dair çok fikri olmayanlarda,

5.  Arkadaş baskısına “hayır” deme becerisine sahip olamayan kişilerde,

6.  Ebeveyni boşanmış olan çocuklarda,

7.  Sosyoekonomik düzeyi yüksek kişilerde,

8.  Psikolojik problemleri olan kişilerde.” (s.15).

Önleyici Faktörleri Önemsemek

“Madde kullanımının bu kadar yaygın ve erişimin de kolay olduğu günümüzde, maalesef çevremizde madde bağımlısı birçok kişi bulunmaktadır. Bazı belirtilerden kimlerin madde bağımlısı olduğu veya içinde bulundukları risk faktörleri sebebiyle kullanma potansiyeli taşıdığı anlaşılabilmektedir. Fakat bütün yıkıcı etkilerine karşın madde kullanımının önüne geçmede yeterli performans gösterilememektedir. Bu da kısmi olarak önleyici faktörleri bilmemekten kaynaklanmaktadır. Madde bağımlılığında önleyici faktörler şu şekilde sıralanabilir (s.16):

1.  Uyuşturucu maddelerle ilgili yaşa uygun doğru bilgilendirme çalışmalarının yapılması,

2.  Güçlü ve pozitif aile bağları,

3.  Başkalarıyla kıyaslamadan kaçınma,

4.  Öğüt ve nasihat yerine empatik bir yaklaşımla çocukla iletişim kurma,

5.  Çocuklarıyla ilgilenen, alakalı ebeveynler olma,

6.  Yargılayıcı, aşağılayıcı veya otoriter bir üsluptan ziyade sakin ve yumuşak bir şekilde çocukla alakadar olma,

7.  Çocukla etkili iletişim kurabilme ve uyumlu bir şekilde konuşma,

8.  Ebeveynlerin çocuklarının kimlerle arkadaşlık ettiğinden haberdar olmaları,

9.  Ebeveynlerin çocuklarının nerelerde vakit geçirdiğinden ve nelerle meşgul olduklarından haberdar olmaları,

10. Ebeveynlerin çocuklarının izlediği yayınlardan ve takip ettiği yazınlardan haberdar olmaları,

11. Aile içi kuralların açık olması ve herkesin bunlara uyması,

12. Okulda başarılı olma,

13. Özgüven sahibi olma,

14. İç disiplin sahibi olma,

15. İçsel kontrolün varlığı,

16. Sorun çözme yetilerine sahip olma,

17. Hoşgörülü olma,

18. Sağlıklı bir psikolojiye ve bedene sahip olma,

19. Vakti faydalı etkinliklerle geçirme,

20. Okul, STK’lar ve kulüpler gibi kurumlarla kurulmuş güçlü bağlar olması,

21. Sorumluluk sahibi olma ve toplumda rol model olma,

22. Sigara, içki ve uyuşturucuya karşı sosyal etki farkındalığını artırma,

23. Stresli olayların az sayıda olması,

24. Kaliteli sağlık hizmeti ve sosyal hizmetin varlığı.” (s.17).

25.  Madde bağımlılığını tedavi etme yollarını aramak

Madde bağımlılığının tedavisi kolay olmamakla birlikte mümkündür. Fakat ciddi emek, sabır ve zaman gerektirmektedir. Bu süreçte tedaviler, hastanın özelliklerine göre yatarak ya da ayakta yapılmaktadır. Bunun için madde bağımlısı kişiler kendileri veya yakınları tarafından hastanelere bağlı Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezleri (AMATEM) ile psikiyatri kliniklerine başvurarak tedavi olabilmektedirler. Aynı zamanda bağımlılığın tedavisi, tek bir açıdan değerlendirilip çözülebilecek cinsten de değildir. Bu karmaşık sorunu çözebilmek için hastaya bütüncül bir yaklaşımla yönelmek gerekmektedir. Bu yaklaşımlar hastalığın tedavisinde etkin ve temiz kalma süresini arttırmada fonksiyoneldir.

Madde bağımlılığının tedavisinde işe yarayan teknikler şu şekilde sıralanabilir:

1.     Kabullenme

2.     Farmakolojik tedavi [4]

3.     Psikoterapi

4.     Bilinçlendirme

5.     Aktivite programları

6.     Sanat terapisi

7.     Diyet

8.     Sosyal çevrenin düzenlenmesi

9.     Stresle baş etme yöntemlerinin öğrenilmesi

10. Rahatlatıcı nefes egzersizleri.” (s.18-25).

Bu maddelerin detaylı izahları için raporu incelemenizde yarar vardır.

Sonuç olarak; çağımızın en önemli ve sık görülen problemlerinden biri olan madde bağımlılığı özellikle gençler arasında hızla yayılmaktadır. Hayat telaşı ve iş yoğunluğu gibi çeşitli sebeplerden ötürü çocuklarıyla yakından alakadar olamayan ebeveynler maalesef kötü çevre, ergenlik dönemi zorlulukları, yanlış arkadaşlar ve uyuşturucunun kolay temini sebebiyle çocuklarını madde bağımlılığına kurban vermektedirler.

Madde hakkında yeterli bilgi sahibi olmayan gençler ve yetişkinler bazen merak duygusuyla, bazen dikkat çekme arzusuyla, bazen de psikolojik problemleri sebebiyle maddenin tuzağına düşerek bağımlılık yolunda sonu genellikle ölümle biten çok riskli adımlar atmaktadırlar. Hem bireyi hem de toplumu bu illetten korumak maksadıyla bilgilendirme çalışmaları, kamu spotları, eğitim programları hazırlamak ve özellikle ebeveynleri ve gençleri bu konu hakkında bilgi sahibi kılmak çok önemli bir risk önleyici çalışmadır.

Önleyici çalışmalar sayesinde maddenin ölümcül içeriği hakkında bilgi sahibi olan kişiler, maddeye daha az eğilim duymaktadır ve temiz kalan bireyler sayesinde toplum da temiz kalabilmektedir. Bilinçlendirme programlarının yanı sıra ilaç tedavisi, psikoterapi seansları, sosyal destek, sanat ve daha birçok alan, kullanılabilecek alternatif tedavi dallarındandır. Bu tedaviler uygulanarak uzun bir süreçte, sabır ve emekle hasta-uzman iş birliği sayesinde madde bağımlılığının üstesinden gelinebilir. Ancak unutulmaması gereken en önemli korunma yolu maddeye hiç başlamamaktır. (s.25).

Geleceğimiz olan gençliğimizin uyuşturucu maddelerle hiç tanışmamasını, böylece daha en başından bağımlılık hastalığına yakalanmamasını elbirliğiyle sağlayabilmek umuduyla…

Kaynak:

KARAYEL, A. Hümeyra Kutluoğlu. (2018). Madde Bağımlılığı ve Mücadele.

İnsamer Araştırma No: 77, İstanbul, Ağustos 2018, 32 s.

https://insamer.com/tr/madde-bagimliligi-ve-mucadele_1601.html, 31.08.2018.

Rapordaki Atıflar:

[1] “Madde Bağımlılığı”, Yeşilay, https://www.yesilay.org.tr/tr/bagimlilik/madde-bagimliligi

[2] Kültegin Ögel, “Bağımlılık Yapan Maddeler”, http://www.ogelk.net/Dosyadepo/maddeler.pdf

[3] SA Schroeder, “Tobacco Control in the Wake of the 1998 Master Settlement Agreement”, New England Journal of Medicine, 2004, 350: 293-301.

[4] İ. Tayfun Uzbay, “Madde Bağımlılığının Tedavisi”, http://www.eczaakademi.org/images/upld2/ecza_akademi/makale/20110325100450madde_bagimliligi_tedavisi.pdf

İNSANİ VE SOSYAL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ, İNSAMER, A. HÜMEYRA KUTLUOĞLU KARAYEL, MADDE BAĞIMLILIĞI, BAĞIMLILIKLA MÜCADELE, YALOVA VALİSİ, MUAMMER EROL, KÜLTEGİN ÖGEL, BAĞIMLILIK YAPAN MADDELER, İ. TAYFUN UZBAY, MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVİSİ, YOKSUNLUK, TEMİZ KALMA, DÜŞKÜNLÜK, MADDEYE ULAŞMAK, BAĞIMLILIK KURULU, YEŞİLAY, YALOVA BAĞIMLILIKLA MÜCADELE İL KOORDİNASYON KURULU,