Ülkemizde yaşanan baş döndürücü gelişmeler olanca hızıyla devam ederken siyasi partilerin kendi iç takvimleri de işlemeye devam ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi bu bağlamda hafta sonu 35. Olağan Büyük Kongresini Ankara Arena’da topladı ve Cumartesi günü oturumun ilk ayağında genel başkanlık yarışına tek aday olarak giren Kemal Kılıçdaroğlu’nu yeniden seçerek yoluna bu liderlikle devam etmeye karar verdi. İki saatlik konuşmasının büyük kısmını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüklenip hakaret etmekle tamamlayan Kılıçdaroğlu 990 oy aldı. 1275 Büyük Kongre delegesi bulunan CHP’de 1238 kişi oylarını kullandı, ancak bu oyların 248’i geçersiz sayıldı. Başka bir aday olmadığı halde geçersiz oyların yaklaşık olarak %20 gibi yüksek bir orana ulaşması ise Ankara kulislerinde parti içinde var olan huzursuzluğun bariz bir göstergesi olarak değerlendirildi. Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde parti meclisini belirlemek üzere yeniden toplanmış olan CHP Kurultayının sergilediği tavrı ise önümüzdeki günlerde yeniden değerlendireceğiz. Ancak görülen o ki, CHP yönetimi Türkiye’nin meseleleri üzerine kafa yorup yeni ve kitleleri ikna edici projeler geliştirmek yerine bundan sonraki siyasi söylemlerini yine Cumhurbaşkanı Erdoğan eleştirileri üzerinden yürütme kolaycılığını tercih etmiş gibi görülüyor.
1 Kasım seçimlerinde yaşanan başarısızlık ardından ise MHP’de sular bir türlü durulamıyor. Meral Akşener, Sinan Ogan ve Koray Aydın’ın başını çektikleri Devlet Bahçeli liderliği karşı hareket 543 imzaya ulaşmış görülüyor. MHP Kurultayının olağanüstü toplanması için tüzük gereği esasen 249 imza yeterli olabiliyor ve parti içi muhalefetin şu an bu sayının çok üstünde bir desteğe ulaştığı anlaşılıyor. Ancak Kurultayda tüzük değişikliğine gidilebilmesi için ise 601 imza gerekiyor. Bilindiği gibi MHP olağanüstü kurultaylarında tüzük gereği genel başkan değişikliğine gidilemediği için 601 sayısı gerekli değişikliğin gerçekleştirilebilmesi için büyük önem taşıyor.
Hatırlanacağı gibi MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli geçtiğimiz günler de yaptığı açıklamada sayısı kaça ulaşırsa ulaşsın bu imzaları geçersiz sayacağını ve olağanüstü kurultayı toplamayacağını ilan etmişti.
Bu aşamadan sonra muhalefetin yargı sürecini başlatması ve parti yönetiminin yeterli imzaya rağmen kurultaya gitmemesi nedeniyle “kayyum marifetiyle kurultay” talep etmesi bekleniyor. Muhaliflerin talebi kabul görürse, mahkeme parti üyesi 4 kişiyi kurultayı gerçekleştirmek üzere kayyum olarak görevlendirecek ve ancak kayyum atanması durumunda bu heyetin yetkileri, sadece kurultay ile sınırlı olacak, Genel başkan ve parti yetkili organları ise görevlerini sürdürecek.
AK Partinin 2015 Eylül’ünde son olağan büyük kongresini gerçekleştirip 1 Kasım seçimlerinden de büyük bir başarıyla çıkması nedeniyle parti içi dengeler açısından oldukça rahat günler geçirmekte olduğunu gözlemlediğimiz bu günlerde, girdikleri seçimlerden sürekli başarısızlıkla çıkan muhalefet partilerinde kaynayan cadı kazanlarının uzunca bir süre daha hararetini koruyacağını ön görmek için müneccim olmaya gerek yok sanırım.
Türkiye siyasetinin en çok ihtiyaç duyduğu nitelikli muhalefetin oluşması noktasında muhalefet partilerindeki bu kaynamaların ülkemiz demokrasisin gelişmesi adına hayırlara vesile olmasını canı gönülden diliyorum.
Ankara’dan şimdilik bu kadar…
Esen kalın..