Referandum sonrası çıkılan uzun soluklu stratejik gezi, ABD Başkanı ile yapılan görüşme sonucunda intaç etmiş oldu…
15 Temmuz diriliş ruhuyla devlet erkinin bir kolektif akıl ve fikir bütünlüğü içinde, cesurca aldığı kararlar ve sistem olarak dış müdahalelere kapalı karar verdiği yönetim ve yeniden yapılanma değişikliği süreci içinde yapılan bu dış seyahatler çok önemliydi.
Putin ile başlayan ve Hindistan, Çin gezileri ile devam eden girizgâh, ABD’nin yeni başkan ve yönetimi ile yapılacak görüşmeler için planlanmış akıl dolu bir çalışmaydı. Bu çalışmanın semeresini Türkiye ABD üzerinden alacağında bir şüphe yoktur.
AB ve Almanya kenarda, itilmiş-kakılmış bir halde kıvranıp dursun…
Şimdi ABD, o görmeye çok meraklı ebesini Rakka da, PKK&YPG ile görmeye gidebilir…
Ortadoğu’da kavimler mozaiği içinde ideolojik Marksist seküler örgütler tarafından küresel güçlerin servis cariyesi durumuna düşürülmüş Kürtlerin, Türkiye’ye oturup kalkıp dua etmesi gerekir…
Şuan küresel stratejik plan içinde Kürtleri, Türkiye’den başka kendi çıkarları için kullanmayan hiç bir ülkenin olmadığı apaçık ortaya çıkmış oldu.
Türkiye, Kürtleri diğer kavimlerin merkezine konup yenmesine razı olmayacağını ve müsaade etmeyeceğini en üst perdeden ilan etti…
Medyadaki diplomatik magazin haberlerin ötesinde, görüşmeleri iyi analiz edenler görecekler ki Türkiye, insan merkezli doğru politikalar üreten tek ülkedir…
Bu politik duruş zordur ve fakat uzun soluklu kararlılıkla sürdürüldüğünde Türkiye karşısında küresel güçlerin belini büken güçlü bir itibar kazandıracağı muhakkaktır. Dünyanın kaybolmuş güveni ancak insani itibar ile tekrar cari kılınabilir.
Türkiye’nin gücü insanlığıdır ve bu gücü diri ve dinamik tutabilen uluslararası arenada insanlık sicili kirlenmemiş, bozulmamış olarak bulunan tek ülkedir…
Artık iç siyasetimize yönelik muhtemel dış provokasyonların birçoğu bertaraf edilmiş durumdadır.
Hızla yeni sistem değişikliğinin hayata geçişi sağlıklı bir şekilde sağlanmalıdır.
Dış politika denizine bir taş atılmıştır ve meydana gelen dalga boyları tesirleri ve geri dönüşleri dikkatle izlenmelidir.
Türkiye ilk defa, başkalarının dalga boyunda çırpınan bir ülke olmaktan çıkmıştır.
Dış politikada tanımlanan ve edilgen konumundan çıkmış, tanımlayan ve etken bir konuma yükselmiştir.
Türkiye, bir plan içinde bir araya getirilen bir unsur değil, plan yapan ve unsurları bir araya getirebilen bir yetkinlik kazanmıştır ve bu kazanç 15 Temmuz “Diriliş ruhu”nun bir eseridir vesselam…