Kısa adı AK Parti olan Adalet ve Kalkınma Partisi 14 Ağustos 2001 tarihinde Türkiye’nin 39. partisi olarak kuruldu. Amblemi ışık saçan bir ampul olarak belirlendi.

O dönemde gerçekten Türkiye’nin adalete ve kalkınmaya çok ihtiyacı vardı.

Recep Tayyip Erdoğan’ın da aralarında yer aldığı, 13’ünün kadın olduğu toplam 74 üyeden oluşan Kurucular Kurulu partinin kuruluşunda yer aldı. Erdoğan partinin genel başkanlığı görevini üstlendi.

Erdoğan, bir gazetecinin ”Bu ampul kaç watt?” şeklindeki sorusu üzerine, ”Bugünün, espriden öte biraz ciddi olunması gereken bir gün olduğunu” söyledi. Erdoğan, ”İnanıyorum ki, Türkiye’nin aydınlanması için en yüksek watt hangisi ise ona ihtiyacımız var” dedi.

AK Parti’nin bu ampulle aydınlığa açık, karanlığa kapalı olduğunu kaydeden Erdoğan, ampulün etrafındaki 7 okun Türkiye’deki 7 bölgeyi ifade ettiğini söyledi.

Öyle de oldu ve AK Parti yaptığı yatırım ve hizmetlerle milletin gönlüne taht kurdu. Parti kurucularını devlet makamlarına taşıyarak millete hizmet etme fırsatı sundu. Partinin önüne konan tüm engelleri aşmada Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşu ve mücadelesine halk büyük destek verdi ve her engel halkın desteği ile aşıldı.

Erdoğan’ın 10 Ağustos 2014 tarihinde Cumhurbaşkanı olması ile birlikte parti kongresi ile genel başkanlığa Ahmet Davutoğlu getirildi. 22 Mayıs günü yapılan ayrı bir kongre ile Binali Yıldırım Partinin genel başkanı oldu.

Bu süreç içerisinde devletin içinde yapılanan FETÖPDY 17-25 Aralık’ta net olarak ortaya çıktı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yapı ile devletin mücadelesini başlattı. 15 Temmuz günü ise bu hain yapı milletin yetkisi ve silahı ile darbe ve işgal kalkışmasında bulundu. Her girdiği seçimi kazanan AK Parti’nin kurucu lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletini yine demokrasiye sahip çıkmaya çağırdı. Bu dava böyle bitmeyecekti ve milletin canı pahasına müdahalesi ile bitmedi. Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması ile birlikte parti içinde dışarıya yansımasa da ciddi sorunlar olduğu söylemleri konuşuldu. FETÖ yapılanmasının olup olmadığı tartışmaları da ciddi anlamda parti tabanında sıkıntı yarattı. Başarısız bakanlar ve bakanlıklara bağlı bürokratlarda partinin ayağına pranga olduğu görüşü var. Diğer yandan bazı bakanlıklardaki yüksek ego yansımaları söz konusu olduğu kulislerde konuşuluyor. Özellikle yargı cephesindeki adaletsizlik eleştirileri, Adalet ve Kalkınma Partisi için sıkıntılı süreçte.

Şimdi pazar günü AK Parti yeniden kongreye gidiyor ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan referandum sonrası değişen Anayasa’ya göre lideri olduğu partinin genel başkanlığına yeniden dönüyor.

Parti içinde esas yarış şimdi başlıyor. Listeye girebilmek bir ayrıcalık olacak. Çünkü partinin esas liderinin yanında hizmet etme şansı bulacak. Listeye giremeyen ise kendini dışlanmış veya başarısız görebilme olasılığı yüksek olacak. Ya da diğer bir deyişle ‘FETÖ bağlantılı kişi’ söylemlerinin önüne nasıl geçilecek?

Bu nedenle herkesin gözü Reis’in yönetimindeki yeni listede kimlerin olacağı ve kimlerin olmayacağına kilitlendi. Reis, partide yeni yol arkadaşlarını belirleyeceği gibi, hükümette de bir revizyon beklentisi yüksek düzeyde. Aldığım bilgiye göre ABD dönüşü Reis, bu yönde son rötuşları yapıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi AK Parti’nin yol haritasına pazar akşamı hepimiz tanık olacağız. Reis şimdi ‘Vira Bismillah’ diyecek.

Selam ve dua ile…