Modern zamanların hızlı değişimleri, bizi çerçevelediği sosyal, ekonomik ve politik yapı içinde, ürettiği engellerle,  yeni kavramlara, yeni konumlara yerleştirerek tanımlanabilir ve tüketilebilir hale getirerek, kendimiz olma çabamıza/Müslümanlığımızın tezahürüne engel oluyor.

Bizi ifade eden kelimelerimizi ve karşı duruşumuzu, bu kurduğu zihinlerimizi yönetme alanı içinde, itibarsızlaştırarak, anlamsızlaştırmasına karşı çıkışımızı da, kendisine ait olan kavramlarla ifadeye yönlendirerek bizi tüketilebilir bir değişim alanına transfer ediyor.

Modern zaman Müslümanların, kendilerini ifade edebilmek için ‘sivil toplum’ denilen (sivillikten kastedilen her ne ise.!?)  örgütlerin aktivist bireyleri haline gelmesi bu transformasyonun en önemli adımlarından birisidir.

Kısa zaman içinde, ‘yardım’ denilen (zekât, infak, sadaka) finansıyla ile sağlanan bir aktivist endüstrisi/sivil toplum ticareti doğuyor.

Bu aktivist endüstri içinde kısa zamanda arrivistler/ikbal avcıları organizatör kimlikleri ile bu alanın tüketilmesini sağlıyor.

Politik endüstri ile aktivist endüstri arrivistlerinin rolü, sadece bir organizasyon değil aynı zamanda bir anlam kaymasına ve itibarsızlaştırılmasına hizmet etmektir.

Aziz İslam’ın, biz modern zaman Müslümanlarını bu endüstri içine sokularak itibarsızlaştırma süreci, bizim bir beklentiye alet olmamızla kayıtlı olarak devam edecektir.

İslam’ın itibarı modern zaman Müslümanların bir beklentiye alet olmasıyla kayıtlı olduğu yanılgısından çıkış, bu endüstrinin içinden çıkmakla mümkündür.