“MHP ülkücü idealleri temsil etmiyor, milliyetçilikten uzaklaştı” Akşener ve arkadaşlarının MHP’den ayrılıp İyi Parti’yi kurarken dayandıkları temel buydu. Yola çıktığında yanında Koray Aydın, MHP’den ihraç edilen dört milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Nuri Okutan, Ümit Özdağ ve İsmail Ok vardı. Akşener daha yolun başında Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Halaçoğlu’nu aday dahi göstermeyerek tasfiye etti.
Sonra ırkçı ve mülteci düşmanı görüşleriyle öne çıkan Ümit Özdağ’a sıra geldi. Fakat Özdağ bu görüşleri yüzünden değil, HDP’ye karşı sert tutumundan dolayı kavgalı bir şekilde gönderildi. Hayatı boyunca ülkücü hareketin içinde yer alan İsmail Ok ise İP’in HDP’yi meşrulaştıran politikalarına ancak üç yıl sabredebildi. Ayrılırken söylediği “milli bir parti olarak kurulmuştuk, ancak iddialarımız çok kısa bir zamanda yerle bir oldu” sözleri partideki süreci çok açık bir şekilde ortaya koyuyordu.
ÜLKÜCÜLERE KAPIYI GÖSTERİYOR
Akşener’in son aldığı kararla Nuri Okutan da Başkanlık Divanı’na veda ederken, partinin en güçlü isimlerinden Koray Aydın’ın teşkilatlar üzerindeki egemenliği son buldu. Böylece partiyi eski ülkücülerle doldurmaya çalıştığı iddia edilen Aydın’ın eli kolu bağlanmış oldu. Okutan yaptığı açıklamada partinin bu kararlarının ardında “merkez partisi” olmak yolunda bir amacın olduğunu söylüyor. Yani diğer bir deyişle sağ-muhafazakar ya da ülkücü imajı artık içinde bulundukları ittifaka zarar veriyor. Zaten Okutan’da “HDP’yi meşru bir siyasi parti olarak gördüğünü ve bazı söylemlerinin kabul edilebilir olduğunu söyleyerek” hizaya gelmiş durumda. Öyle ya, ya kabul edeceksiniz, ya da gideceksiniz.
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile bir süre birlikte çalıştığı için İyi Parti içerisinde dindar-milliyetçi çizgiyi temsil ettiği öne sürülen Yavuz Ağıralioğlu’nun genel başkan yardımcılığından alınması ise Akşener’in tabuta vurduğu son çivilerden birisi oldu. Öyle ya, Yavuz Bey bir türlü zapturapt altına alınamıyor, bir gün HDP’lilere parmak sallarken, diğer gün “demokrasinin yolunun Diyarbakır’dan geçtiğini iddia edenler yüzünden yaşadığımız acılar ortadadır” diyerek Kılıçdaroğlu’na had bildiriyordu.
İDDİALAR MEZARA KONULDU
Böylece İyi Parti’nin taşıdığı öne sürülen Türk milliyetçiliği iddiası Kılıçdaroğlu’na verilen kurbanlar ve HDP’ye uzaktan yapılan işmar ile mezara konuldu.
Fakat aslında Meral Akşener’in tabuta koyduğu ülkücülük İyi Parti’de alınan bu kararlarla defnedilmedi. Bu duruma daha çok mezar taşının dikilmesi diyebiliriz. Çünkü grup başkan vekili yani partide Akşener’den sonraki ikinci isim olan Lütfü Türkkan şehit bacısına sinkaflı küfür etmesine rağmen partiden kovulmadığında, yetmezmiş gibi şehidin kardeşi Akşener tarafından Meclis kürsüsünden yavş.k diye hakarete uğradığında ülkücülük bu partiye çoktan veda etmişti.
Türk milliyetçilerinin ve muhafazakârların tasfiye edildiği İyi Parti’de yönetime getirilen isimler ise göz dolduruyor. Yurt dışında katıldığı gay yürüyüşlerinden mutlu videolar paylaşan, “Elimizi taşın altına koyup Apo’yu ev hapsine yollayacağız” diyen, 15 Temmuz’da “evinizden çıkmayın” diye çağrı yapan Bahadır Erdem partide artık Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı. Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan savaşı bitirmek için çalışan ve tüm dünyanın takdirle karşıladığı Türkiye’nin barış girişimlerine “cepheleşmeyi güçlendirdiğimiz aşikar” diyerek karşı çıkan Ahmet Erozan ise Uluslararası Politikalar Başkanı.
Savaşın her iki tarafının ayakta alkışladığı Erdoğan’ın barış misyonunu emekli bir monşerin takdir etmesini beklemek tuhaflık olurdu. Fakat asıl tuhaflık bundan sonra Akşener’in “ülkücü ana pozlarını” sürdürmesi olur. Çünkü beş yılda aldığı tüm kararlarla açık bir şekilde Türkiye’de ülkücü hareketin ve Türk Milliyetçiliğinin gerçek adresinin MHP olduğunun altını kendisi çiziyor. Üstelik partisini kurarken yanında götürdüğünü sandığı ülkücü ideallerin mezar taşına bir yükten kurtulmuşcasına sevinerek bakarken..