*İstanbul Tabip Odası, 25 Nisan 2019 Perşembe günü, saat 18:30’da “Cinselliği Hastalıklardan Korunarak Keyifli Yaşamak” adlı bir panel gerçekleştirecekmiş. Panelin duyuru afişi tam bir rezalet! El ele tutuşmuş bir kadın ile erkek, ele ele tutuşmuş bir kadın ile kadın ve ele ele tutuşmuş bir erkek ile erkek! Yani normal çiftler için değil, asıl eşcinsel hastalıklı tipler için düzenleniyor panel. Bu afiş bana Lut kavmini hatırlattı. Herkes Lut Kavmi deyince insanların tamamen sapık olduğunu zanneder. Oysa Lut Kavmi’nde sapıklaşan, o piş eylemi yapan sadece 33 kişi vardı. Allah (cc), Cebrail (as)’a helak emrini verdiğinde; Cebrail (a.s) “ Ya Rabbim! Bu insanlar teheccüd namazı kılıyor. (Rivayete göre 80.000 kişi.) Helak emrini yine de uygulayayım mı?” diye sorar. Allah (cc) “Onlar teheccüddeler, ama o edepsizliği yapanları engelleyecek kudrette olduğu halde onlar engellemiyorlar, helak onlara da gelecek” buyuruyor. Açık ve net bir şekilde söylüyorum: Bu panel gerçekleşirse; İstanbul Tabip Odası, Moderatör Huri Özdoğan, Dr. Selim Badur, Dr. Muhtar Çokar, Av. Habibe Yılmaz KAYAR, panele katılanlar ve bu ülkede yaşayan Müslümanlar bu vebalin altından kalkamaz. Mahşer günü bunun hesabını veremeyiz. Müslüman yurdunda, Lut Kavmi yüceltilemez! Hepimizi bu vebale ortak etmek istiyorlar. LGBT sapkınlıktır, bu kadar!
*Canan Kaftancıoğlu, Ermeni Soykırımı iftirasını tweet atarken; Mevlüt Çavuşoğlu, Fransa’da gururumuzu kabarttı, bize katliamcı diyen katliamcıları tokatladı. Burada Fransa’nın katliam tarihini ya da aslında Ermenilerin Türk katliamı yaptığını anlatacak değilim. Hem tarihçilerin işi, hem de çok konuşuldu. Murat Bardakçı, Enver Aysever’e “Bu ülkede geçmişine, değerlerine küfür eden aydın sayılıyor. Ermeni Soykırımı var diyeni ciddiye almak bile hatadır” demiş, hem Canan’a, hem Enver’e hem de bizim solculara gereken cevabı vermişti. Yine de illa bir şey dememiz gerekirse, biz Mevlüt Çavuşoğlu’nun konuşmasını dinleyip gururlanıyoruz, Canan ve avanesiyle aramızdaki fark da bu!
*Aramızdaki fark demişken devam edelim. Milletler ikiye ayrılır biliyorsunuz, gavurlar ve biz. Şimdi size Çanakkale Savaşı’ndan bir sahne anlatacağım: Ocean zırhlısı sürüklenirken, karanlıkta, limanda bulunan bir mayına çarpıyor. Gemi batmaya başlıyor. Yardıma gelen gemiler Ocean savaş gemisindeki denizcileri tahliye ediyor. OSMANLI TOPÇUSU TAHLİYE OPERASYONU SÜRESİNCE ATEŞ ETMİYOR, ATEŞKES İLAN EDİYOR! İşte bizi büyük yapan bu! Bu sahneyi dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz. Bu yüzden biz hep kazanacağız, gâvur hep kaybedecek!
* “Olmuş olan, olacak olanlar arasında en hayırlı olandır.” der Muhyiddin İbn-i Arabî. Ahmet Âmiş Efendi’nin sözüyle ise; “Olan olmuştur, olacak olan da olmuştur.” O halde, bizdeki bitmek bilmez bu endişe ve telaş da neyin nesi?
*1460 yılında İspanya’nın ya da Fransa’nın kralı kimdi? Doğrudan cevap veremezsiniz. Ama bir İspanyol’a ya da Fransız’a, Türklerin padişahı kimdi diye sorsalar doğrudan Fatih Sultan Mehmet diyecektir. Türk olmak böyle bir şey işte. Bu millet her şeyin en güzelini hak ediyor.
*Rabbimiz, Hz. Musa’ya dedi ki: “İblisten bir sır öğren.” Hz. Musa, İblisi görünce; ondan bir sır, bir nişane öğrenmek istedi. İblis dedi ki: “Ben deme, ben gibi olursun.” (Ferîdüddin Attâr)
*Goethe, Doğu Batı Divanı’nda diyor ki: Muhakkak ki dine ve akla uygun bir görüş ve bir İslam ki hepimiz eninde sonunda kabul etmek zorunda kalacağız.