Bürokratik muhafazakârlık ‘Politikayla ilgili problemleri idari birimlerle bağlantılı problemlere dönüştüren’ politika yapma ile idari öğretiyi aynı kefeye koyan hukuki ve idari bir düşünce tarzıdır (Mannheim, akt. Mollaer, s.65).

Muhafazakârlık kavramı her ne kadar ülkemizde İslamcılık kavramı ile beraber değerlendirilecek bir geçmişe ve teorik bağlantıya sahip olsa da genel anlamda muhafazakârlık değişime karşı mesafeli olma ve geleneği koruma anlamında kullanılmaktadır. Murat Belge Türkiye’de iki tür muhafazakârlıktan bahsederken birini cumhuriyeti kuran ve koruma görevini üstlenen merkezi yapıya diğerini de dini anlamda Batı kültürüne direnen kesimlere atfederek dile getirmiştir.

Türkiye’de cumhuriyetin kurulması ile gelenekçi bir bürokrasinin ortaya çıktığı ve Kemalizm ile öğretilerini yıpratmama adına değişim ve dönüşüme karşı çıkan bir bürokrasinin varlığı görülmektedir. Ak Parti iktidarı ile her ne kadar bu kavram kadrolaşan bir yapı anlamında kullanılsa da hala günümüzde Atatürk ilke ve inkılaplarına atıp yaparak bazı idari değişimlere karşı ayak direten bir yapının varlığı herkesin malumudur.

Günümüzde bürokratik muhafazakârlık kavramı AK Parti iktidarının kadrolaşması anlamında dile getirilmiş olsa da bu kadronun cumhuriyetçi muhafazakâr kadroya karşı üstün duruma geldiğini dile getirmek çok da kolay değil. Gerçi şimdiki muhafazakâr bürokratik yapının ilk amacının da gerçek anlamda ne olduğunu saptamak çok da kolay durmuyor.

17 yıldır iktidarda olduğu ve kadrolaştığı iddia edilen bir partinin referanslarla atadığı kurumların lojmanlarında AK Parti’nin sandıklarda birinci gelmemesi sorgulanmalı diye işe başlayabiliriz. Bazılarının cevabı ‘Ne o yani bürokrasi hep AK Parti’den mi olmalı? Nerede liyakat?’ tarzında olsa da aslında sorgulamaktan amacım liyakati arka plana atmak değil bürokratik muhafazakârlık kadrolaşıyor söyleminin gerçekte ne olduğunu gözler önüne sermek diyebiliriz.

AK Parti’ye oy veren kesimler açısından ise bu durum başka bir şekilde ele alınıp hala bürokraside görev alan ve üst kademelere atanan insanların kimler tarafından tavsiye edildiğini sorgulamaya ve bu durum partinin başarısızlığı olarak yorumlamaya kadar gidebiliyor.

Yani aslen bürokratik muhafazakârlık kavramı Türkiye’de Kemalizm öğretilerini koruma adına var olan bürokratik yapı için mi söylenmeli; yoksa şu an iktidarın oluşturduğu bürokrasi için mi kurulmalı tartışılır. AK Parti iktidarı açısından en dikkat edilmesi gereken nokta ise kendisine oy vermeyenlerin AK Parti bürokraside kadrolaşıyor suçlamalarına karşılık AK Parti’ye oy verenlerin ise hala bürokraside AK Parti’yi muktedir görememeleridir.