AK Parti’nin yenilenme sürecine girdiği bölgemizde ülkeler arası ilişkilerin ve dengelerin hızla ilerlediği bu günlerde iç siyasette 2019 seçimlerine hazırlıkların da devam ettiğini görüyoruz. İç siyasette farklı oluşumlar zamanla ortaya çıkacak mı sorusu merak konusu iken diğer yandan AK Parti beklenen yenileşme adımlarını atabilecek mi sorusunun cevabının merak edildiği bir süreci yaşıyoruz.
Belediyeler, il ve ilçe teşkilatlarında yaşanan değişimler AK Parti’nin verdiği yenileşme mesajının artık uygulanma safhasına geçtiğinin bir göstergesi gibi. Bu durum değişimin yaşandığı illerde seçmenleri heyecanlandırdı desek yanlış olmaz.
“Peki, yaşanan değişimlerin yanında bazı sıkıntılar da var mıdır?” diye soracak olursak cevabın hayır olmayacağı da aşikâr! Bu sıkıntıların MTV tartışmalarından kaynaklandığını, sigara yasağının bazı restoran ve kafe işletmelerini mali açıdan zor durumda bıraktığını ifade etmenin yanında daha da derin ve geniş bir kitleyi etkileyen durumu dile getirelim isterseniz.
“1999 yıllarıydı sanırım, hukuk okumayı çok istediğim için sözel bölümünü seçmiştim lise ikiye geçtiğimde. Lakin aynı yılın içinde eşit ağırlık bölümü diye bir bölüm açıldı ve ben sözel alanında kaldığım içim üniversite sınavında hukuk bölümünü okuyamamıştım. Alınan bir kararla geleceğim adına yolumu ve hayallerimi tamamen değiştirmek zorunda kaldım, benzer bir durumu şimdi ortaokul son sınıfa giden kız çocuğum ve lise son sınıfa giden erkek evladımın yaşamasından korkuyorum” diyen bir baba var karşımızda.
Özellikle aileler TEOG ve üniversite sınavında yapılacak olan değişiklerden dolayı çok ama çok endişeli bir durumdalar. Öğrenci sayısını aile sayılarına oranladığımızda karşımızda endişeli olan nüfus oranının bir hayli büyük olduğu ortaya çıkıyor. Evet eğitim sistemimizde doğru olanı bulmalıyız ama “Denenmedik ne kaldı ortada” diyen bir eğitimcinin sitemini de bir kenara koyalım.
AK Parti’nin 2019 seçimlerine hazırlanırken daha önceki seçimlerde seçmen yaşına yeni giren gençler arasında neden en düşük oy oranına sahip parti olduğu gerçeğine isterseniz bir de bu açıdan bakalım. Eğitim sisteminde yaşanan değişiklerle gençlerin endişeye sevk edilmesini hesaba katmanın yanında bu durumun öğretmenleri de rahatsız ettiği gerçeğini göz ardı etmeyelim. Başlığımızda “2019’dan önce olmaması gerekenler nelerdi?” sorusunun cevabını bir nebze de olsa burada dile getirmeye devam edelim.